Dost Olmayın. Kimlerle?
Veysi ERKEN
Müslüman hayatını vahiyle bildirilen Kur’an’ı Kerimin ayetlerine ve Hz. Muhammed Mustafa’nın sav. uygulamaları olan sünnetine göre tanzim etmekle mükelleftir. İslâm’la Müslümanlaşmak budur.
Bu düstur mümin Müslüman’ın bütün hayatını kuşatır, beşeri ilişkilerine ve siyasetine yön vermesi beklenir.
Maalesef şunu belirtmeliyiz ki, bizler, Türkiye’de yaşayan Müslümanların pek çoğu böyle bir anlayıştan uzaklaştırılmıştır. Müslümanların tefekkür zeminleri kaydırılmış, zihinleri işgal edilmiş ve soykırıma uğratılmıştır.
Bu anlamda Müslüman, kiminle dost olması veya olmaması gerektiği ölçüsünü kaybetmiştir. Özellikle toplumun tamamını ilgilendiren “siyaset” konusunda bu ölçü iyice silikleşmiştir.
Geçmişimizde “önce selam sonra kelam, önce refik sonra tarik” düsturu varken bugün yol arkadaşlığı ve dostluk ilişkileri İslam’dan koparılarak dünyevileştirilmiştir. Dün yol ve gönül arkadaşlığı yaptığımız insanlar tanınmaz hale dönüştürülmüştür. “Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlence konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer müminseniz Allah’tan korkun. Maide-57” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/M%C3%A2ide-suresi/726/57-ayet-tefsiri ayetinde belirtilen, her şeyimizle alay eden tipler yol arkadaşı olarak ittihaz edilebiliyor. Anlı şanlı zannedilenlerin bir kısmı İslam’a hakaretleri ihtiva eden kitapları ders kitabı olarak okutturacağını, yüzünü Allah’a değil de güneş’e çevirenleri, Ömer’in (Ebu Cehil’in) peşinde gidenleri, Domuz etiyle beslenmeyi marifet sayanları, iktidar olduğumuzda “takiyye” yapmaktan kurtulacaklarını ilan edenleri, Siyonist haçlılara casusluk edenleri, hayatında hiç İslam olmayanları dost edinebiliyor, Allah’ın emrini yok farz ediyor.
Ayetler ne emrediyorsa tersini yapmayı, onlarla kol kola girmeyi, iblislere “oy” vermeyi bir çıkış yolu olarak görüyor, gösteriyor.“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Nisâ-144” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/637/144-ayet-tefsiri dedikçe aleyhindeki delilleri çoğaltıyor.
Bilhassa Müslüman ve insan görünümlü iki ayaklı fetö şeytanları öyle bir savrulma yaşattılar ki, mümin sandıklarımız kâfirleri ve münafıkları dost edinir oldular. Ayet bizleri şu şekilde uyardığı halde. “Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah’la olan bağını koparmış demektir. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başkadır. Allah kendisi hakkında sizi uyarıyor. Sonunda dönüş Allah’adır. Âl-i İmran-28 https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C3%82l-i%20%C4%B0mr%C3%A2n-suresi/321/28-ayet-tefsiri
Müminleri bırakıp kâfir ve münafık çevreleri sırdaş edinenler uyarılara rağmen çoğalıyor maalesef. “Ey iman edenler! Kendi dışınızda (sırlarınızı paylaşıp iç işlerinizden haberdar edeceğiniz kâfir) bir çevre edinmeyin. (Çünkü kâfirler) size zarar vermekten geri durmaz, sizin zora düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarında belirmiştir. Sinelerinin sakladığı (kin) ise çok daha büyüktür. Şayet aklediyorsanız gerçekten size ayetlerimizi açıkladık. 3/Âl-i İmran 118”
Bu tipleri sevenler, onlarla iş tutanlar, onlara oy verenler, casusluk yapan fetöist teröristleri mağdur gösterenler yanlış yoldadırlar. Bunlar “İşte siz böylesiniz! Onları seviyorsunuz, onlarsa sizi sevmiyorlar. Siz Kitab’ın tamamına inanıyorsunuz. Onlarsa sizinle karşılaştıkları zaman: “İman ettik.” derler, yalnız başlarına kalınca size olan kinlerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: “Kininizle geberin.” Şüphesiz ki Allah, sinelerde olanı bilendir. 3/Âl-i İmran 119”
Dost edinilmemesi gereken tipler Müslüman’a dokunan her iyi ve güzel iş için üzülür, felakete sevinir. “Size bir iyilik dokunması onları üzer, başınıza bir musibetin gelmesiyle sevinirler. Şayet sabreder ve korkup sakınırsanız, onların tuzakları size hiçbir zarar vermez. Allah, onların yaptıklarını (çepeçevre kuşatan) Muhit’tir. 3/Âl-i İmran 120” Mesela Türkiye’deki gelişmeler onları üzmektedir. İHAlar, SİHAlar, TİHAlar, Tanklar, yollar, köprüler, tüneller, hastaneler, başörtüsü konusundaki gelişmeler, camiler onları üzer ve kahrederken, deprem felaketi için sevinç gösterileri ve istismarı yapmaları tipik misallerdendir.
Bunların duyguları ve yaşayışları gelgitlerle doludur. “Şüphesiz, iman eden sonra kâfir olanlar, sonra tekrar iman edip sonra kâfir olanlar, sonra da küfürlerini arttıran kimseler; Allah onları bağışlayacak ve yol gösterecek değildir. 4/Nisâ 137” https://tevhidmeali.com/fihrist/k/kafirler-dost-edinilmez
Dolayısıyla bunlar gelgitler içinde olan, özellikle Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklığını yapanlar ve münafıklık derekesinde yüzen fetöist haşhaşi taifesi utanmaz tiplerdir ve yöntem olarak; yalan, iftira, inkâr, itham, üstünü örtme, karartma, abartmayı, vs. bolca kullanırlar. Milletin zihnini ve hayatını bu yöntemlerle ifsad ederler.
Allah bizleri bunlarla dost olmamayı emrediyor, tavsiye ediyor.
Seçimimizi bu ayetlere göre yapmalıyız ki, onlarla dost olmayalım ve felaha erelim.
Unutmayalım ki “her seçiş bir vazgeçiştir.”
Tercih senin ey halkım.
Allah kâfirleri ve münafıkları dost edinmeyin diyor. Umulur ki, seçimini münafık taifeden yana koymazsın.
Selam ve Sabırla… 13.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?