Veysi ERKEN Dr.
“Ne ekersen onu biçersin” demiş atalarımız. Doğru bir ifadedir. “Diken ekip Buğday biçmek” mümkün değildir.
Dolayısıyla kendimize şu soruyu sormamız gerekir.
Acaba “nasıl bir insan” yetiştiriyoruz veya yetiştirmek istiyoruz diye kendi kendimize sormamız gerekir.
Soruyor muyuz? Direniş ruhuna sahip nesil yetiştirebiliyor muyuz?
Ne ekiyoruz, hasadımız ve hâsılatımız nedir diyor muyuz?
Acaba araştırıyor muyuz bu sorunun cevabı nedir diye.
Salih, Kamil, Bilgi ve becerilerle donanımlı, direniş ruhuna sahip bir gençlik mi yoksa züppe mi diye?
Bilindiği üzere “Eğitim”le fertlere iki nitelik kazandırılmaya çalışılır. Talim ve terbiye diye kısaca ifade edilir.
Talim ile bilgi ve beceri kazandırılırken terbiye ile bilgi ve becerinin nasıl kullanılacağının “ahlak”ı, yaşayışı öğretilir/öğretilmelidir.
Acaba böyle “ahlak” , “direniş ruhu” ve yaşayış öğretiliyor mu?
“Martin Luther King" veya “Muhsin Yazıcıoğlu” gibi “bir hayalim var” diyen nesil, ahlakı olan bir nesil yetiştirebiliyor muyuz?
Yetiştirme niyetimiz ve hedefimiz var mı?
Gencimize “hayat iman ve cihad”tan ibarettir kavramını öğretiyor muyuz?
Cihad”ın cehdin her türlü anlamını ihtiva ettiğini kavratabiliyor muyuz? Direnişin “sabır” olduğunu anlatıyor muyuz?
Direniş; sabır, mukavemet, bir fikir veya meşru davadan dönmemek, hayırlı bir hâl üzere sadakatle kalmayı istemek ve ısrar olduğunu biliyor muyuz? Sabır iki yönlü bir eylem, iyi olanı ısrarla devam ettirmek, kötü olandan ısrarla kaçınmak.
Sabredin diyor Allah.
“Ey iman edenler! Sabredin, sabrınızda sebat edin, hazırlıklı olun (rabitu), Allah’a takvalı olun ki, felah bulasınız. Âl-i İmran-200”
Direniş ruhunu kazandırmak için örnek şahsiyetler ve olaylar konu edinilmelidir ki, iman kavileşsin, imkanlar kullanılsın.
Evet.
“İman varsa imkân var” şuurunu kazandırabiliyor muyuz?
Bilinmelidir ki, “Direniş Ruhu” ancak doğru amaç ve hedefler ile uygun zeminlerde, zamanlarda ve doğru kavramlarla kazandırılabilir.
Kavramlar yerinde ve doğru öğretilmezse tefekkür ve uygulama zeminimiz kayar. İnsan savrulur gider, nesiller hedefsiz ve gayesiz olur, devlet yıkılır millet dağılır.
Evet.
Direniş ruhunu kazanamamış insanlar “ulvi” gayeler peşinde değil, “sufli” arzular peşinde koşar.
İnsanlar “ulvi” gayeler peşinde koşacağına “sufli” arzuların peşinde dolanıyor ve adeta ilah ediniyorsa kendimize sormamız lazım.
“Direniş ruhu”muzu neden ne şekilde kaybettik.
Neden kaybettik ve kimler kaybettirdi.
Nasıl bir eğitimle kaybettirildi. Resmi, gayrı resmi, aile içi eğitiminin etkisi nedir?
Neden “rabbi zidni ilmen ve fehmen” diyen bir kahramanı değil de sufli arzuları teşvik edenleri örnek alıyor onları putumuz (idol) ediniyoruz.
Sorular çok.
Ve.
Unutulmamalıdır ki, Terbiye (eğitim) marifetiyle “Direniş ruhu” “model şahsiyetler”le kazandırılır/ kazanılır veya kaybedilir/kaybettirilir.
Peki.
Model şahsiyetler kimler, şahsiyetimize kimler yön veriyor.
Bilinmelidir ki, örnek aldığınız model şahsiyetler, usve-i haseneler veya putlar sizi kahramanlaştırır veya esfel derekesine yuvarlar.
Modellerimiz Kementle uçak düşüren Osman Baturl’ar, Anadolu’dan Delhi’ye kadar at koşturan Celalettin Harzemşah’lar, Battal Gazi’ler, İtalyanlara Direnen Ömer Muhtar’lar, Afrika’da iz bırakan Ebubekir Efendil’er, Şeyh Ahmet Yasinler, Cahar Dudayev, “sizi pazarlarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye değil Allah yoluna çağırıyorum” diyen Alparlan Türkeş’ler, “Her şeyin sonunu düşünem kahraman olmaz diyen Kafkas kartalı Şeyh Şamil’ler, Ruslara sizi vatanımızdan diyen Nazarbayev’ler, Şamil Basayev, Muhsin Yazıcıoğlu, Recep Yazıcıoğlu, Selçuk Bayraktarl’ar mı, Mahatma Gandi'ler mi yoksa Tevfik Fikret’in oğlu Haluk, Robin Hud, Marilyn Monroe, Leydi Diana’lar, tele vole veya kim kimi aldattı programları mı? vs.
Açık değil mi?
“Direniş Ruhu”nu kazanmak/kazandırmak için mutlaka kaliteli örneklerimiz olmalıdır. İtimad edilen, heyecan oluşturan, direnen, cesur, inandırıcı ve kararlı örnek şahsiyetler.
Atalarımız “Kız anadan öğrenir sofra dizmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi” demişlerdir.
Evet.
Öğrenme örnek şahsiyetlerle, usve-i hasenelerle mümkün olur. Direniş ruhu örnek şahsiyet ve modellerle kazanılır.
Çocuk babasını model alır ve “babam öyle diyooo” cümlesi ile başlar hayata. Modellerimiz ya “kirli” ve “sefih” bir hayatı veya kahramanlığı ve direniş ruhunu kazandırır.
Merhum Necip Fazıl;
“Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.”
“Direniş Ruhu”nu ancak nur akan oluklardan gençliğimizi beslersek/beslenirsek kazanırız/ kazandırırız.
Alparslan’lar, Satuk Buğralar, Çağrı ve Tuğrul beyler gibi direniş ruhuna sahip olabilmemiz için cihan şümul olan bir hayalimiz, gayretimiz, cehdimiz ve gayemiz olmalıdır. Zira, “Hayali olmayanın hakikati olmaz”,” Hayalleri olanlar asla uyumaz”
Direniş ruhuna sahip olmak isteyenlere “Uyan ve hayal kur” diyoruz.
Müslüman’ın hayali cihanşümuldur. Çünkü İslam cihan şümuldür ve gaye İlayı kelimetullah için nizam-ı âlemdir.
Hedef “Kızılelma”dır ve olmalıdır.
Mavi Vatan, Kara vatan ve Gök vatan sevdamız ve hedefimiz varsa “Direniş Ruhu”muz var demektir.
Geçmişte yöneticilerimizin hep Kızılelmaları vardı.
Fethedilecek, gidilecek, yerler ve başarılacak işleri vardı. Toplar dökülecek, surlar dövülecek ve İstanbul fethedilecek kızılelma'sı gibi.
Bizim de Kızılelma’mız varsa, Padişah gibi Kızılelma’mız var demektir.
Kızılelma ülküsü ve direniş ruhu bizi inanmaya, uyanmaya, direnmeye ve özgürlüğe ulaştırır.
Zafer kazandırır.
Evet.
Zaferleri öğretmekle/öğrenmekle kazandırılır/ kazanılır “direniş ruhu”.
“Direniş Ruhu”na sahip olanlar öncelikle yapacakları “iş”in delisidirler. Yapmak istediği ve hedeflediği işin delisi olmayanlar başaramazlar.
“Geri dönmek isteyen geri dönsün” diyen Alparslan, “Ya Kostantiniye'yi feth ederim ya da Kostantiniye beni” diyen Fatih, Kudüs fethedilmeden siyah şalımı çıkarmam diyen Salahaddin Eyyubi ve “Ya zafer ya şahadet” diyenlerin hepsi başarmak istedikleri işin delisi idiler. “Kızılelma”yı uçuran “iş”in delisi olan yıllarını hangarlarda geçirenlerdir.
Lala Şahin Paşanın Çirmen Zaferini, Halil Kut paşanın Kut’ul-Amare direnişini, Malazgirt savaşını, İstanbul’un fethini unutmayalım ki direniş ruhuna sahip olalım.,
Türkiye’deki uçak imalatlarını, araba icatlarını ve uçan Kızılelmaları öğretirsek direniş ruhunu kazandırabiliriz.
İnsanımıza, öğrencimize, çocuğumuza S. Ahmet Arvasi’ler gibi davranırsak insanımızın davranışını değiştirir ahlakını güzelleştirir, direniş ruhunu kazandırırız.
Azmimiz varsa tevekkülümüzle direniriz.
“Feiza azemte fetevekkel alel’lah”
Sabır.
Cehd,
Heyacan,
Ulvi gaye
Ve inanmışlık.
İşte kahramanlık ve başarı.
Velhasıl “Direniş Ruhu” ancak “uygun zemin, zaman ve çevrede gerçekleştirilecek “eğitim” ile kazanılır/kazandırılır.”
Selam ve Sabırla… 17.10.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?