Boykot şuuru ve eylemi
Veysi ERKEN Dr.
Gerçekten hep birlikte Kur’an’a/ İslam’a sarılıyor ve ahkâmını yaşıyor muyuz?
Kur’an-ı Kerimi yaşamış olsaydık bizi parça parça etmeye çalışan, tepemize bomba yağdıran, çoluk çocuğu vahşice katleden, şehirlerimizi tahrip eden siyonist haçlı zihniyetinin “esfel” en aşağılık yaratıklarına karşı bu kadar sessiz, hissiz, duygusuz kalabilir miydik?
Onlarla her türlü ilişkiyi keserek, mallarını satın almayarak ademiyete terk edemez miydik?
Bunları yapabilme boykot, mukataa şuurunu gerektirir.
Allah birbirimize kenetlenmemizi ve ayrılığa düşmememizi istemektedir. Zalimleri, kâfirleri, münafıkları ve müfsitleri terk etmemizi istemektedir. Ayette; “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a/Kur'an'a) sımsıkı sarılın (hayatınızı ona göre düzenleyin) ve (İslam'la çelişen davranışlarınızla gruplara ayrılarak) birbirinizden kopmayın! Allah'ın üzerinizdeki (İslâm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken O, sizin kalpleriniz arasında ülfet (yakınlık) meydana getirdi de O'nun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz. Hem siz ateşten bir çukurun tam kenarında bulunuyordunuz da oraya düşmekten sizi (Kur'an ile) O kurtardı. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor ki, doğru yola eresiniz. Âl-i İmrân-103
Ayet gayet açıktır.
Eylemlerimizi şuurlu yapmamızı istemektedir.
Boykot şuuruna sahip olmamızı talep etmektedir.
Boykot “Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma - Bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme, Mukataa” diye tarif edilmektedir.
Gerçekten bizde boykot şuuru olsa Gazze’deki, Türkistan’daki, Afrika’daki zulme, işkenceye karşı bu kadar duygusuz olabilir miydik?
Hiç olmazsa onlarla her türlü ilişkiyi kesmez miydik?
Elbette bunu yönetimlerden talep ederiz ama bireysel olarak da sorumluluğunuz vardır ve yerine getirmeliyiz. İlişkilerimizi kesmek durumundayız.
Bilinmelidir ki, Müslümanlarda ve dünya mazlumlarında böyle bir boykot şuuru olsa siyonist haçlı zihniyetinin ekonomisi ve düzenleri bir günde çöker.
Boykot şuuru her konuda zalimin yanında durmamayı gerektirir ve zorunludur. Merhum Mehmet Akif;
“Zulmü alkışlayamam,
zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın
lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!” diyerek boykot
şuuruna sahip olmamızı gereğini ortaya koymaktadır.
Evet, BOYKOT şuuruna sahip olanlar, Allah’ın vahyini şuurlu bir şekilde yaşayanlar gevşemeden zalimlerle, müfsitlere, münafıklara karşı durmak ve her türlü ilişkilerini kesmekle mükelleftir.
Ayette; “(Ey inananlar zalimlere, yeryüzünde fesat çıkaranlara karşı) gevşemeyin, (yaptıklarından dolayı da) üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'minseniz mutlaka onlara galip geleceksiniz (ve inandığınız sürece de galip gelmeye/üstün olmaya devam edeceksiniz). Âl-i İmrân-139”
Hâsılı kelâm şimdi gevşememe ve direnme zamanıdır.
Zalimleri boykotla, her türlü münasebeti kesmekle ademiyete ve yokluğa terk etme zamanıdır.
Selam ve Sabır… 22.10.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?