Birlik İçin MİSK
Veysi ERKEN Dr.
Yeryüzünde “İ’lâ-ı Kelimetullah”ın hâkimiyetini esas alan ve “Nizâm-ı Âlem”i bu doğrultuda gerçekleştirmek isteyenler MİSK’i ilkeleri kabul etmişlerdi bir zamanlar.
Evet.
Dört ilke önemliydi.
Millî
İslâmî
Sivil
Katılımcı.
Bu ilkelere hem ferdi olarak kendi hayatlarının biçimlendirilmesinde hem de âlemin dünyasını şekillendirilmesinde esas olacaktı
Millîlik önemliydi fertler ve toplumlar için. Farklılıklar toplumlarda ve bireyler arasında vardır ve var olmaya devam edecektir. Bunun için “kesrette vahdet”, “farklılıklarımız zenginliğimizdir”, “bir kilimin desenleriyiz” deniliyordu
“İslamî”likten asla taviz düşünülemezdi “Birlik” davasını dava edinenler için. Biliyor ve inanıyorlardı ki ”Allah katında Din İslam’dır”. “La ilahe İllallah Muhammedun Resulullah” şiarlarıydı birlik ve tevhid için.
“Çağrımız İslam’da dirilişedir” nidaları bunun için her yerde yankılanıyordu. Bunun için canlar feda oluyordu. Zira “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” diyorlardı ve gereğini yapıyorlardı.
“Sivil” olmayı esas ittihaz etmişlerdi her türlü despotluğu, saltanatı reddetmek için. Hududullah dairesinde “özgür” tefekkürlüydüler. Özgürlüğün olmadığı yerde esaretin hâkim olduğunun bilincindeydiler.
Boyunlarına tasmanın geçirilmesine asla razı değillerdi. “Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!” diyorlardı ve “Ya özgürlük ya şahadet” şiar idi “İ’la-ı Kelimetullah” diyenler için.
Ve.
Son ilkeleri “Katılımcı”lık idi. “Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. Âl-i İmrân-159” ayetine imân ediyor, gereğini yapmayı taahhüt ediyorlardı.
Evet.
Bu ilkeler esas alınarak başlatılan yürüyüş toplumda bir heyecan dalgası oluşturmuş, güven ortamı tesis etmişti.
Dün olduğu gibi bugün de birlik ve dirlik peşinde olanların toplumda heyecan dalgası ve güven ortamı oluşturabilmeleri için bu ilkeleri ittihaz etmeleri gereken ilkelerdir diye düşünüyorum.
İlayı Kelimetullah için nizâm-ı âlemi gaye edinenlerin Kur’an ve Sünnet zemininde geliştirecekleri strateji ve taktiklerde(önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümü) bu ilkeler esas alınırsa sonuç alınabilir diye düşünüyorum.
“Birlikte rahmet, tefrikte azap” vardır düsturu bu ilkelerin ittihazını gerektirir.
Hep birlikte milletçe birliğe, Turan’ı kurmaya, ümmetin birliğini sağlamaya.
Selam ve Sabırla… 07.01.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?