13 Mayıs 2012 Pazar

28 Şubat: Ucu Nereye Dayanırsa

28 Şubat: Ucu Nereye Dayanırsa

Veysi ERKEN

Herkesin dilinde olmalı 28 Şubat.

28 Şubat soruşturmasının ucu nereye dayanırsa dayansın sürdürülmeli, takip edilmeli ve sonuçlandırılmalıdır.

Esasında 60 darbesinden başlayarak bütün darbeler soruşturulmalı ve darbeciler mahkûm edilmelidir.

Gelelim 28 Şubata.

28 Şubat darbesinin iki boyutu mutlaka çözülmelidir.

Birinci boyutu sivil, ekonomik, bürokratik, ticari ve yalakalık boyutlarıyla 28 Şubatçıları ortaya çıkarmak, milletten çaldıklarını millete iade etmek olmalıdır. O dönemdeki medya ayağı, yazarçizer müsvetteleri, akademisyen diye geçinen köleler, sanayici bilinen hortumcular ve bunları dinleyen bürokratlar mutlaka hesap vermelidir ki, bir daha hiç kimse despotizme heveslenmesin.

Doğuda köy yakan, boşaltan zalimlerden, okulların önünde çocukları ağlatan köle ruhlu idarecilerden, hastanelerde örtülüleri tedavi ettirmeyen firavunlardan hesap sorulmalı ve hiç kimsenin “la yüs’el” olmadığı gösterilmelidir.

Darbecilerden hesap sormak yetmez?

Darbe dönemlerinde oluşturulan mağduriyetler ve mazlumiyetler de telafi edilmelidir. Bu 28 Şubatın ikinci boyutunu oluşturur.

Başörtüsü mağduriyeti her yerde ve her zeminde telafi edilmeli. “Başörtüsü olmadan asla” denilmeli ve ülkenin bütün toprakları her zerresiyle birlikte örtülülere açılmalıdır. Örtü düşmanlığı yapan herkes cezalandırılmalı ve meslekten men edilmelidir.

Doçentlikleri ve profesörlükleri engellenenlerin hakları iade edilmeli ve 28 Şubat döneminde kurulan jürilerden hesap sorulmalıdır.

O dönemde terfi edemeyen, işinden atılan, eşinden ayrılmak mecburiyetinde bırakılan herkesin hakları iade edilmeli.

Bir maddelik kanunla en yüksek unvanlar ve özlük hakları verilmelidir.

Merve Kavakçı gibi binlerce mağdurun mağduriyetine son verilmeli ve ülke “gidemeyenlerin ülkesi” olmaktan çıkarılmalıdır.

Kısaca “Fırat’ın ötesinde bir koyunu kurt kapsa sorumlusu Ömer'dir” zihniyetiyle hareket edilerek kapılan ve yok edilenlerin hakları iade edilmelidir.

Bu çalışmalara her parti gönülden katılmalıdır. Katılmayan zalimlerin safında olmaya devam ediyor olacaktır.

Tabii ki, bu iş birinci derecede iktidar partisinin sorumluluğundadır.

Ancak bu yetmez?

MHP; CHP, BDP ve diğer bütün partiler iktidar partisini buna zorlamalıdır ki, dün ortağı oldukları zalimler hesap versin.

İktidar partisi zalimlerden hesap sormazsa hesap vermek zorunda bırakılsın.

Bir nevi yüzleşmeye davet ediyorum bütün partileri ve partilileri.

Dün geçmiştir.

Mağduriyetler ve mazlumiyetler yaşanmıştır.

Artık hür bir ülkede yaşayalım.

Mağduriyetler bitirilmelidir.

Darbeciler ve zalimler zulümlerinin hesabını vermelidir.

Gün namuslu olma ve mağduriyetleri giderme günüdür.

Haydi, bir aile olduğumuzu gösterelim.

Selam ve sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?