Big Brodher (Büyük Abi) Sizi GBT İle Arıyor
Veysi
ERKEN
George
Orwell’in 1984 isimli romanını okuyanlar büyük abinin insanın zihni dâhil her
şeyini kontrol altına aldığını sevgi bakanlığı marifetiyle insanlara işkence
ettiğini bilir.
Bir
önceki yazım çok ses getirdi ve okuyucularımın bir kısmı GBT marifetiyle
işkencenin 1984 romanındaki yaklaşıma benzediğini ifade ettiler.
Gerçekten
romanı okuyan bir kişi olarak GBT marifeti ile bakaya kalmış 650 bin genci
aramaya tabi tutmak, onların seyahat ve öğrenim özgürlüklerini kısıtlamak akıl
ve izanla izahı kabil olmayan bir şeydir. Uygulama romandaki sevgi bakanlığının
uygulamalarının tıpkısının aynısıdır.
GBT
suçla mücadele için ihdas edilmiş, anlaşılır tarafı vardır. Bunu kabahat olarak
kabul ettiğiniz alana teşmil ettiğinizde Big Brodherlik ortaya çıkar.
Sayın
Başbakandan beklentimiz önceki yazımda da belirttiğim gibi kendisini yanıltan bürokratların
görüşleri doğrultusunda kullandığı “yakalayın” talimatını geri çekmesi ve 650
bin genç için GBT’den vazgeçilmesidir.
Sayın
Başbakandan beklentimiz sadece bundan ibaret değildir. Beklentimiz “zorunlu
askerlik” konusunun topyekûn çözüme kavuşturulmasıdır.
Herkesin
şu konuda ittifak halinde olduğunu biliyoruz.
Dış
tehditlere karşı güçlü bir orduya sahip olmamız gerekir. Amenna.
Ordu
askerlik kanununda belirtildiği gibi hem harp sanatının öğrenildiği, icra
edildiği ve Bakanlar Kurulunun kendisine tevdi edeceği dış savunmalara
yönelmelidir.
İç
güvenlik ile dış güvenlik kavramları netleştirilmeli ve ordu dış güvenliği
sağlayacak şekilde asrımızın gerektirdiği kabiliyetlere sahip kılınmalıdır.
Sayın
Başbakan bu konuda gereken talimatı verirse bakaya kalmış 650 bin gencin
sorununa bedelli veya diğer kamu hizmetleri marifetiyle daha çabuk çözüm
üretilir.
Böylece
Sevilay Yükselir Hanım efendinin sorusuna verdiği 25 yaş ve 15 bin TL ücret
kısa sürede devreye sokulabilir.
Bilindiği
üzere bütçe kanunundan sonra demokratikleşme paketlerinden birisi daha meclise
geliyor. İlave olarak da torba kanun.
Zorunlu
askerlik ve bedelli konusu bu iki kanun tasarısının içinde yer almalıdır.
Artık
ülkemiz bir “sosyal sorun”dan daha kurtulmuş olacaktır.
Sayın
Başbakandan beklentimiz budur.
Hemen
Milli Savunma Bakanına talimatı vermeli ve askerlik ile ilgili düzenleme
tasarısı demokratikleşme paketi ile torba kanun görüşmelerine
yetiştirilmelidir.
Özgürlük
sevdalılarına yakışan budur.
Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet
Yılmaz’a Çağrı
Sayın
Bakan demecinizde "600
bine yakın insanımız askerden bakaya veya kaçak durumunda. Bunlardan birçoğunun
yoklama kaçağı olması veya bakaya kalması, ya 'askerlik kısalacak' ya 'biraz
daha bekleyin' ya 'bedelli çıkacak biraz daha bekleyin' diye düşünmesindendir.
Onu da diyenler, Silahlı Kuvvetlerimizin veya Genelkurmayımızın ihtiyaçlarını
dikkate almadan yapılan açıklamalarla bir algı oluşturuluyor. Bizden önce
askerlik hizmet süresi 18 aydı. Önce 15 aya düşürdük. Şimdi 12 aya düşürdük. 12
ay da normaldir. Her iki ayda bir 2 günlük izin var. Bu da 24 gün, bir ay
demektir. Askerlik 11 ay kalıyor. Yedek subay olanlara ise yaklaşık bir yıl
oluyor, 2 bin liranın üzerinde de maaş veriyoruz. 'Gel güzel kardeşim yurdumun
dört bir tarafındaki güzel kardeşlerimle tanış, bir ol. Kardeş olduğunu gör.
Bir de sana üstüne para vereyim' diyoruz. Dolayısıyla askerlikte yeni bir
çalışmamız yok. http://www.timeturk.com/tr/2013/12/08/milli-savunma-bakani-yilmaz-askerlikte-yeni-bir-calismamiz-yok.html
"diyorsunuz.
Bilinen bir gerçek yönetimde
bulunanların vazifesi sorunları çözmektir. Üstlerini örtmek ve görmezlikten
görmek değildir.
GBT Marifetiyle aranan 650 bin
civarındaki gencin yaşadığı durum sosyal bir sorun ve psikolojik bir
işkencedir. Üstelik bunların çoğunluğu bahsettiğiniz gibi 2000 liranın üstünde
maaş alacak kategoride de değildir.
Siz gençlere askerliğini yap üstelik
para verelim diyorsanız ki bu doğrudur. Katılıyorum.
Bunu için yapmanız gereken ilk iş
“zorunlu askerlik” uygulamasından vazgeçmek, profesyonel er ve erbaş sistemine
geçmek ve Anayasanın 72. Maddesinde belirtilen tarzda bir düzenleme ile
milletin gönlüne su serpmektir.
Herkesin bildiğini biliyorsunuz.
Sosyal sorunlar görmezlikten
gelindikçe büyür. Kangrenleşir. Askerlik ve Bedelli konusu da gittikçe kangrenleşen
bir sosyal sorundur.
Bedelli çıkarttınız beklentilerinizi
karşılamadı.
Müracaat eden kişi sayısı az oldu ve
bakaya’ya kalanlar çoğaldı.
Neden mi?
Siz de biliyorsunuz ki, bedel ve yaş
sizi yanıltan bürokratlar marifetiyle yüksek tutuldu ve kanun amacına
ulaşamadı.
Ocak ayında bir demokratikleşme
paketi ile torba kanunu tasarısı gündeme geliyor. Eğer yaş 20 bedel 5000 veya
10000 civarında tutulursa bu yaranın kapanmasına yol açar.
Sizden beklentimiz bu konunun çözümü
için çaba harcamanız ve bir an önce bedelli konusunu meclise taşımanızdır.
Selam ve Sabırla.
Kastamonu
Belediye Başkan Adaylarına Dair
Esasında bu konuyu bir daha gündeme getirmek
istemezdim. Bundan sonra da bir daha
gündeme getirmeyi düşünmüyorum. Ancak bu konuda kısa bir yazım için gönderilen
maillerin çokluğu ve yapılan yorum kısa bir açıklama yapmamı zorunlu hale
getirmiştir.
Yazım genel olarak bir belediye
başkan adayında bulunması gereken ufuk üzerine idi. Hiçbir parti veya aday ile
ilgili değildi. Buna rağmen farklı anlayanlar oldu.
Okuyan, yorum yapan ve mail gönderen
herkese teşekkür ediyorum.
Bütün okuyucularıma şu bir kere daha
tekrar edeyim. Ben Kastamonu’daki adaylar için yorum yapamam. Tanımadığı
kişiler için yorum yapmam ahlaken doğru değildir.
Ancak uzun yıllar siyaset yapmış bir
kişi olarak her partinin ve adayın bir ufka sahip olmasının gerekliliğine
inanmışımdır.
Biz geniş ufuklu bir siyaset yaptık.
Hazırladığımız projelerin ekseriyeti uygulandı.
Bu anlamda Kastamonu’nun adayları
halkın karşısına projeleriyle çıkmalılar. Projeler Olukbaşı ile Kuzeykent
arasında sıkışmamalı derim.
Kastamonu sevdalısı olarak bir
önceki ifadelerimin bu mantıkla okunması gerekir diye düşünüyorum.
Dua ile kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?