Akademisyenden Başbakan Ahmet Hocaya Açık Çağrı
Veysi
ERKEN
Sayın
Başbakan Ahmet Hoca
Bu
hitaptan hoşlandığınızı ifade ettiğiniz için bir meslektaşınız olarak size
Ahmet Hoca diye çağrıda bulunuyorum.
Ahmet
hoca birkaç konuyu hiç ertelemeyin lütfen.
Zira yıllardır
oyalanıyoruz.
Oyalandığımız birkaç
konuyu dile getireyim.
İlk olarak akademik
dünyadan bahsedeyim. Bu konuyu başa almamın nedeni şu açıklamanızdır.
“Üniversite
sayısındaki niceliksel artışı niteliksel devrime dönüştürmeyi hedeflediklerini
kaydeden Davutoğlu, "Niteliksel devrimin de esası öğretim üyesidir ve
öğretmendir. Bana en kötü okulu verin, iyi bir öğretmen verin size mükemmel
talebeler çıkartırız" diye konuştu.
Öğretmen ve öğretim
üyesi niteliğinin artırılmasını hedeflediklerini belirten Davutoğlu, maaşların
ve özlük hakları açısından bu mesleklerin cazip hale getirilmesi gerektiğini
ifade etti. Davutoğlu, bu konuda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Milli
Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüştüklerini kaydederek, "1 Ekim'de ilk
atacağımız adımlardan birisi üniversite öğretim üyelerimizin özlük hakları veya
hayat şartlarını düzeltecek her türlü tedbiri almak" dedi.
Yükseköğretimin
yeniden yapılanması konusunu da meseleleri içeriden bilen bir öğretim üyesi
olarak, ilk mesele olarak ele alacağını kaydeden Davutoğlu, bu konuda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüştüğünü, devrimsel mahiyette
çalışmalar yapmaya niyetli olduklarını bildirdi.
Açıklamanız
bizleri sevindirdi. Stratejik derinliği olan bir tespit. Stratejik derin
düşüncenin bir parametresi akademik dünya ve onun türevleridir.
Açıklama doğru.
Ama biliyorsunuz diye
düşünüyorum.
Akademik dünya Ecevit
hükümetinden beri oyalanıyor. Özellikle Ecevit hükümeti döneminde yapılan
düzenleme ile akademik dünya felç edilmiş durumda. Akademik dünyayı felç
edenlerin bir kısmı hala meclistedir. O gün yaptıkları hatayı telafi
edeceklerini taahhüt(!) etmişlerdi. İktidarı kaybettiler. O düzenleme ile Araştırma
Görevlileri, Öğretim Görevlileri, Okutmanlar ve Yardımcı Doçentler adeta yoksulluki
sınıfında olan vatandaş konumuna düşürüldü.
Bu
konudaki bilgiyi beş saniyede edinmeniz mümkün. Bu mağduriyet 15 yıldır devam
ediyor. AK Parti hükümetleri de bu mağduriyete sessiz kaldı. Akademik camiayı
oyaladı.
Sayın
Başbakan Ahmet Hoca.
Akademik
yönünüz ile demeç verdiniz ve bunun gereğini yerine getirmenizi bekliyoruz.
Lütfen
ertelemeyin. Bu konuyu TORBA kanununa
sokunuz ve bu hafta konuyu çözünüz. Aksi takdirde oyalanmanın devam ettiğini
ifade etmeye devam edeceğiz.
Sayın
Başbakan Ahmet Hoca
Millet
olarak oyalandığımız bir diğer konu ANAYASAdır.
Yeni Türkiye kavramına YENİ ANAYASA
yakışır. Yasama, Yürütme, Yargı ve
Denetim organlarının seçimle oluşmasını sağlayacak bir YENİ ANAYASA gerekir. Bunun metnini hemen yayınlayınız. Bilesiniz
ki, mevcut yöntemle Anayasa çalışması başarıya ulaşmaz. Kullanılan yöntem
sadece oyalama metodudur. Uzak geçmişe değil 2011 sonrasına bakalım. Anayasa
çalışması bir fiyaskodur. 2011 yılından beri heba edilen zamana, emeğe ve
paraya yazık.
Dolayısıyla
hükümetiniz ve cumhurun Başkanlığına seçilen Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN bu
gerçekten hareketle bu hafta bir ANAYASA
taslağını kamuoyuna deklere etmesi ve diğer partileri de buna zorlaması
gerekir. Milletin önüne bir taslakla çıkmayanların samimiyeti sorgulanır.
Bu
hafta yeni bir ANAYASA taslağı
bekliyoruz.
Bir
diğer çağrım BEDELLİ askerlik ile
ilgilidir.
Sayın
Başbakan Ahmet Hoca.
Askerlik
ile ilgili genel bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu konuda onlarca yazı yazdım.
Ancak aciliyeti babında BEDELLİ ASKERLİK
konusunu da gündeme getiriyorum. Bu konuda Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
sözleri var. Bu konu gerçekten bunalımlara yol açıyor.
Gençlerle
günüm geçiyor. Ya derste, ya okulun bahçesinde veya okulun dışında.
Gençlik
bunalım geçiriyor. GBT korkusu had
safhada. 800 bin genç ve 4 Milyona
yakın aile bireyleri bunalımda. BEDELLİ konusu
işkenceye dönüşmüş.
Lütfen
bu konuyu da TORBAlayın ve toplumu
rahatlatın.
Sayın
Başbakan Ahmet Hoca
Son
bir konu bürokrasi ile ilgilidir.
Üzülerek
belirtmeliyim ki, bürokratların bir kısmı gelişme ve kalkınmanın önünde adeta
takoz haline gelmiş. Bazı alanlarda projelendirmeler, yatırımlar ve ihaleler
durma noktasında. Karayolları bir örneğidir. Kısaca bütün kurumların
bürokratları gözden geçirilmeli ve takoz haline gelmiş bürokratlardan hesap
sorulmalıdır.
Stratejik
düşünen ve parametreleri iyi okuyan bir akademisyen olarak bu yapıyı Başbakan
sıfatınızla tarassut altına alacağınızı ve çözeceğinizi ümit ediyorum.
Başarı
dileklerimle. Baki selamlar.
Selam
ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?