Küpün Şeklini Alır
Veysi
ERKEN
Dilimizde
yaygın bir tabir vardır. “İçinde
bulunduğu kabın veya küpün şeklini almak”
Evet,
aziz dostlar, bütün hareketler, ideolojiler zamanla içinde yer aldıkları veya
sızmaya çalıştıkları küpün şeklini alır ve içinde bulundukları küpten
niteliklerini sızdırır. Sızıntıları kendi niteliklerinden başkası değildir.
Nice
hareketler vardır ki, zamanla “kamet ve
istikamet”ini kaybetmiş ve içine sızmaya çalıştıkları küpün şeklini almış
bulunmaktadırlar.
Çoğumuzun
yakından bildiği bazı hareketler iyi niyetle başlatılmış olmakla birlikte
zamanla hulul etmek istedikleri yapılara benzemiş ve onlara hizmet eder hale
gelmişlerdir.
İçine hulul edilmek istenen küpler yalan,
dolan, talan, iftira, sır, casusluk olunca iyi niyet ve hayra hizmet anlayışı
zail olur, hareket fitne, fücur ve yabancıya hizmet kaynağına dönüşür.
Maalesef
bunu müşahede ediyoruz.
Görüyoruz
ve yaşıyoruz.
Düne
kadar dini ve hayrî zannedilenlerin foyaları tel tel dökülüyor. İzzet ve
itibarlarını kaybediyorlar.
Artık
dini ve hayrî bir hareketle yola çıktıklarını söyleyenlerin durumu ortada.
Hayatları furuattan ibaret. Yaşayışları sadece dünyevîlik. Konuşmaları
ikircikli. İcraatları la İslamiliğe hizmet. Bütün inandırıcıklarını kaybetmişler.
Artık
foyaları ortaya çıkmış ve içine hulul ettiklerini düşündükleri grupların
rengini almış ve küpten o rengi sızdırır olmuşlardır.
Kamet
ve istikametlerini kaybedenlerin ve başkalaşanların zevali mukadderdir.
“Bir topluluk
kendini değiştirmedikçe Allah da onları değiştirmeyecektir Rad–11”
ve “Bu böyledir, çünkü Allah, bir
topluma bahşettiği nimeti ve esenliği, o toplum kendi gidişini değiştirmedikçe
asla değiştirmez ve (bilin ki) Allah (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi)
hakkıyla bilendir. Enfal-53” ilahi hükümleri tecelli etmektedir ve zeval başlamıştır.
Bütün yaşayışları,
eylemleri, ticaretleri, reklamları, medyaları ile İslam’dan uzaklaşanların tekrar
dini ve İslâmî söylemlere başlamaları bunun göstergesidir.
Hâsılı
kelam zevalleri mukadder olanların sızdırdıklarından emin oluruz inşallah.
SGK Borçlanması ve Anaların Duası
Değerli
Dostlar
Yazılarımdan
dolayı epey mail alıyorum. Tabii ki, hepsine cevap veremediğim gibi hepsini
köşeme yansıtmam mümkün olamamaktadır. Ancak toplumun büyük bir kesimini
ilgilendiren konularda aynı zamanda maillere cevap niteliğinde yazı yazıyorum.
Bedelli, akademisyenlerin durumu vs. birkaç başlık olmuştur.
Bu
yazımda SGK borçlanması ile ilgili bir okuyucumdan mail aldım. İlgililere açık
mektup şeklinde duyurmamı talep ediyor.
Bütün
ilgililer ve dostlar duysun ve gereğini yapsın diye olduğu gibi paylaşıyorum.
Umarım ki, bu konuya el atan herkes ANALARIN
hayır duasına mazhar olur.
İşte O talep:
S.A. sevgili hocam kadınların sigortalılık öncesi yapmış
olduğu doğumlar hükümet, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı ve SGK tarafından
borçlanma kapsamına alınmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti ANAYASA'sının 10.
maddesi
HERKES, DİL, IRK,
RENK, CİNSİYET, SİYASİ DÜŞÜNCE, FELSEFİ İNANÇ, DİN, MEZHEP VE BENZERİ
SEBEPLERLE AYIRIM GÖZETİLMEKSİZİN KANUN ÖNÜNDE EŞİTTİR. KADINLAR VE
ERKEKLER EŞİT HAKLARA SAHİPTİR. DEVLET, BU EŞİTLİĞİN YAŞAMA GEÇMESİNİ
SAĞLAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. “BU MAKSATLA ALINACAK TEDBİRLER EŞİTLİK İLKESİNE
AYKIRI OLARAK
YORUMLANAMAZ.”
“Çocuklar,
yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile
Malul ve gaziler için
alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek
zorundadırlar.'' hükmüne amir olmasına rağmen negatif ayrımcılık uygulamaktadır.
Erkeklere sigortalılık öncesi yaptıkları askerlik hizmeti borçlanma hakkı
veriliyor. Diyeceksin ki orada fiili bir hizmet var. Ancak; anneler vatana
hizmet eden evlatları doğurup büyütüp yetiştiriyor...
Hocam bu konuyu da işlerseniz veya muhterem zevata açık mektup
yazarsanız mağdur edilen annelerin duasını alırsınız.
Baki selamlar Allaha emanet ol.”
Sayın ilgililer duyuyor musunuz, muhterem
dostlar konuları ilgililere duyuruyor musunuz?
Yoksa uyuyor musunuz?
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?