Uyan, Diren, Özgürleş
Veysi
ERKEN
Kütle, kendisi için –yi veya kötü- özel
sahalara dayalı hiçbir hedef seçmeyen, kendini
‘herkes gibi hisseden’, ve bu halin kendisini
düşündürmediği, gerçekte herkes gibi
hissetmekle
kendisini mesut hisseden herkestir.
Ortega
Y Gasset, Kütlelerin İsyanı, S.18.
Gençlerin
sorusuna yıllar önce verdiğim cevabımdır. Günümüzle bir alakası yoktur.
“Farkında
olmak başarmanın ilk basamağıdır. Alp erenlerin olup bitenin farkında olduğunu
gözlemledim Palamutbükü’nde.
Gençlerle
olmak, onlarla halleşmek ve bilgileri paylaşmak geleceğimiz için elzemdir.
Dostlarla birlikte bunu yapmaya çalıştık.
Gençlik......
Heyecandır,
duygudur, gayrettir, fedakârlıktır, paylaşmaktır. Kısaca bilenler için gençlik
Ahîliktir.
Palamutbükü'nde
bunu hissettim Mahmut’la, Murat’la, Cebrail’le, Fatih’le, Ercan’la ve
isimlerini sayamadıklarımla.
Alp
eren gençlik âleme nizamat vermek iddiasındadır. Alp erenin zorbalığa karşı
koyma gücü, grubunun Kur’an ahlakına dayanan kimliğini taşımasından
doğmaktadır. Bu kimlik sayesindedir ki, mazlumların sesi olma gayretindedir. Alp eren mazluma Yunus zalime Yavuz,
mazluma Umut zalime Korkudur. Alp eren mazlumun sesine kulak verir ve “uyan,
diren, özgürleş” taleplerini gerçekleştirmeye çalışır. O hiçbir tasmayı
kabul etmez. Mazlumun tasmalanmasına rıza göstermez.
Alp eren bireyi
Kur’an ahlakı, mozaik olmayan ebruli İslam toplumunu iyiliği emretme kötülükten
sakındırma düsturu ile diri tutmanın çabasındadır. O kötülüklere ve
kötülülere karşı direncin sembolüdür. Merhum Nurettin Topçunun deyimi ile
kötülere karşı İsyan ahlakı ile ahlâklaşmıştır Alp eren. Tonilere, Conilere ve yardakçılarına
karşı boykot şuurundadır.
Alperen
kendini ve
Müslümanları ısıran köpeği beslemez, boykot eder.
Alp
eren
Dinine,
Diline,
Tarihine,
Yaşayışına,
Örtüsüne,
Eğitimine
karışanı affeder ama asla unutmaz.
Alp eren bilir ki, unutmak pusudur.
Unutmak
köleliktir. Direnmek özgürlüktür. Boykottan vazgeçmek bir zafiyettir.
Alp
eren zayıf iradeli değildir. Boykotunu tek başına kalsa bile devam ettirecek ve
başkalarına telkin edecek kadar iradelidir.
Palamut bükünde gençler soruyorlar. Ne kadar
özgürlük ve ne kadar boykot?
Cevabım
tektir.
Önce beynin özgürlüğü sonra sınırsız özgürlük ve sınırsız boykottur.
Beyni
özgür olan birey zalimlerin mallarını, gazetelerini, televizyonlarını,
üretimlerini, ziyaretlerini, sohbetlerini, cenazelerini boykot eder. Alp eren özgür beyinli bireydir, o enayi değildir
ki, zalimlerin, hırsızların,
hortumcuların İslam düşmanlarının cenaze namazlarını kılsın, gazetelerini alsın
ve kendisine küfrettirsin.
Alp
eren güzel insandır. O Kur’an ahlakıyla ahlaklanmıştır. Kur’an’da ifade
edildiği gibi sözü sonuna kadar dinler ve en güzeline uyar. Kimsenin ifade ve
inandıklarını yaşama özgürlüğünü kısıtlamaz. Alp eren
için özgürlüğün sınırı Hududullahtır. Beşer iradesiyle geliştirilmiş
kısıtlamaları reddeder.
Hiç
bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? İlahi kelamından hareketle kimsenin bilgi
edinme ve beceri kazanma özgürlüğünü kısıtlamaz, kısıtlamak isteyen despotlara
direnir, onları boykot eder. Böylece ülkeyi kamusal alan zırvalarıyla belene
kampına çevirenlerin oyununu boşa çıkarır.
Bilinmelidir
ki, ülkemizde özgürlüğü istemeyenlerin tamamı İslam düşmanlarıdır. Bir kısım
Müslüman gafletinden dolayı onlara maşalık eder.
Alp
eren asla maşa olmaz. Bilakis özgürlük düşmanlarını teşhir eder ve onların
hayatımızdan çıkarılması için toplumda boykot şuurunun gelişimine katkı sağlar.
Çünkü Alp eren kütlenin unsuru değil düzenleyicisidir.
Düzenleyicilik
kütleyi sömüren, köleleştiren, hortumlayan, ahlaksızlaştıran zihniyetin
mensuplarını ve itaatkârlarının boykotunu gerektirir.
Boykot
direnmektir. Direnmek zaferdir.
Direnmek
kartelcilerin müsveddelerini almamak, marketlerinden alışveriş etmemektir.
Boykot kavramı genişledikçe güzel vatanımızda
hayatı bize zehir etmek isteyen Boğazdaki aşireti oluşturan Sabatayist çetenin hâkimiyeti
kırılacaktır.
“Kur’an
ahlakı ile ahlaklanmış bireylerden oluşmuş ebruli İslam
toplumunun oluşumu ancak bu yolla gerçekleşir.
İlayı Kelimetullah doğrultusunda Nizam-ı Âlemin
gerçekleşmesi ve hayatımızı -zihin, iktisat, kültür ve ruh boyutuyla - esaret
altına alma gayreti ve çabası içinde olan dış bağlantılı Boğazdaki aşiret ve şürekâsının
şerrinin bertaraf edilmesi insanımızın boykot şuuru ile donanmasına bağlıdır.
Bu şuurlandırma sürecinde yer almak,
uyanmak, direnmek ve özgürleşmek her mümin Alp erenin görevidir.
Selam ve Sabırla.27.05.2005”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?