.
Veysi ERKEN
İran’la
alakalı Obama “dostlarınızla müzakere
etmezsiniz, düşmanınızla müzakere edersiniz, süper güçler tehditlere boyun
eğmez” diye bir laf etti.
Bu
ifade bizim yazarçizer, gazeteci, muhabir zannettiklerimizin gözünden kaçtı.
Esasında bu ifade gözden kaçacak bir ifade değildir.
Bizim
zannettiğimiz gazeteciler görevli olduklarından önemli hususları gizlemeye
yönelik tavır sergilerler.
Bu
ifadenin yorumlanmamasının sebebi budur.
Hiç
kuşkum yok.
Obama
ve benzerleri kendi ülkelerini yegane süper güç olarak gördüklerinden- başka
ülkelerin süper güç olmalarını engellemeye çalıştıklarından- efendi olduklarını
düşünürler.
Siyonist
anlayışın tezahürü olan bu ifade ile insanları dost ve düşman olarak adlandırırlar.
Hatta düşman yoksa düşman oluştururlar. Kabillik temel nitelikleridir.
Onlar
için dost demek emirlerini harfiyen yerine getirenlerdir. Düşman ise onlara
karşı çıkanlardır. Haklarını savunmaya kalkanlar ise tehdit edenlerdir.
Ülkemizde
ve topyekûn İslâm coğrafyasında oynanan oyun budur.
Dün
dost kabul ettikleri kendi haklarını savunmaya başladı mı hemen düşman ilan
edilir.
Saddam,
Pehlevi, Karzai ve niceleri bu kategoriye girer.
Ziya’ul-Hak
gibiler imha edilmeye çalışılır.
Türkiye’de
de oynanan oyun aynıdır.
Ülkemizin “süper güç” olmasını engellemeye
çalışan Siyonist çete dostlarını devreye sokmuş durumda.
Yazarçizer
zannettiklerimizin karalamalarına bakınız bunu fark edersiniz.
Özellikle kuş, böcek ve cemadat medyasında mebzuldürler.
Yazdıkları sadece
efendilerini memnun etmek içindir.
Ülkemizde olumsuz
yapı oluşturmak için pek gayretlidirler.
Olmayan olumsuzluklar
hep varmış gibi piyasaya sürülür ve ülkeyi hercumerce çevirmeye çalışırlar.
Foyaları meydana
çıkarsa hemen efendilerinin emriyle sıvışırlar. Ülkeyi terk etmekten
çekinmezler.
Çünkü bunların
vatanları olmadığı gibi kutsalları da yoktur.
İnsanlıktan nasibini
alanlara sesleniyorum.
Olup biteni fark
ediniz.
Obama ve gibileri
dostlarını ülkemize ve topyekûn İslam coğrafyasına karşı harekete
geçirmişlerdir.
Taşeronları ve
örgütleri birbirine düşmanmış gibi konumlandırılmıştır.
Türkiye bu oyunu
bitirmek mecburiyetindedir.Siyonist çetenin ülkemize ve İslam coğrafyasına
yerleşmesine izin verilmemeli, yerleşenler uzaklaştırılmalıdır.
Silahsız, şiddetsiz
ve korkusuz bir ortamı sağlamak için yapılması gereken her şey yapılmalıdır.
Türkiye süper güç
olmak ve kuş, böcek ve cemadat marifetiyle yürütülen operasyonları boşa
çıkarmak durumundadır.
Selahaddin Eyyubilerin, Kılıçarslanların, Yavuzların,
Fatihlerin sedası her yerde yankılanmalı ve ülke kazanmalıdır.
Böyle bir bakış açısı
ülkemizi süper güç haline getirir.
Gün bugündür.
Erken Seçim mi?
AK Parti-CHP
koalisyonu olmayacakmış.
Hayırlı bir gelişme.
Ülke kısa aralıklarla
seçime alışmalıdır.
Millet kendi
yöneticilerini kendisi belirlemelidir.
Zorlamalar fayda
getirmez.
Kanaatime göre
partiler arasındaki görüşmeler kapalı kapılar ardında yapılmamalıdır.
Her parti eteğindeki
taşı dökebilmelidir. Hele hele falan parti feşmekanla koalisyon kursun gibi
ifadeler asla kullanılmamalıdır.
Ülke yönetimine talip
olmak istemeyen partiler ve parti başkanları seçime girmemelidir.
Yeni bir seçim
ülkemizin yönetimini dışarıdan tanzim etmek isteyenlerin oyununu bozacaktır.
Partilerin dış mihraklara, yerli olmayan neşriyata değil millete hesap
vermeleri sağlanmalıdır.
Yeter ki, dış
mihraklar ve yerli olmayan neşriyatın oyunu halka doğru bir şekilde anlatılsın
ve şiddetsiz, silahsız, korkusuz, tehditsiz, şantajsız bir ortamda seçim gerçekleştirilsin.
Yeni seçim hayırlı
olsun şimdiden.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?