Muhammed Ali
Veysi ERKEN
Muhammed Ali “dar-ı beka”ya irtihal etmiş. Cenabı Allah rahmet ve merhametiyle
muamele etsin.
Muhammed Ali bir dava adamıydı
hepimizin gözünde. Zira o kal değil hâl ehliydi.
Söyleyen değil yapan idi.
O gözümüzde sadece bir boksör
değildi.
O haksızlıklara karşı direnen bir
insan, bir kahramandı.
O ayrımcılık ve bölücülüğe karşı “altın madalya”sını denize fırlatacak
kadar “özgürlük”çü ve şerefine
düşkün bir insandı.
Hz. Ali’nin ifadesiyle “haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Haksızlık
karşısında eğilenler hakkını, şerefini, izzetini ve özgürlüğünü kaybeder” diyenlerdendi.
Herkesin malumu batılıların tarihi
Haçlı zihniyetinin tarihidir.
Haçlı zihniyeti soykırım, bölücülük,
ayrımcılık ve köleleştirme demektir.
Siyonist haçlı zihniyetinin katliamı
bugün de devam etmektedir. Ülkemiz dâhil İslam coğrafyasının ekseriyetinde bu
katliam ve soykırım devam ettirilmektedir.
Muhammed Ali bunun farkına varmış ve
direnmiştir. Tıpkı Malcom X’ler gibi,
Muhammed Ali köleleştirilen Afrikalı
Müslümanların torunuydu. “Kökler” dizisini seyredenler haçlıların
soykırımlarını anlar.
İşte Muhammed Ali nefsinde kopan
fırtınalarla aslına döner ve İslam’ın bir mücahidi olur.
Çocukluğumuzda maçlarını radyo yoluyla
dinlerdik.
Sabahlara kadar maçın başlamasını
beklerdim.
Onun her yumruğu haksızlığa ve
köleleştirme zihniyetine indirilmiş bir balyozdu bizim için.
Gerçek de bu idi.
O bu hakikati Vietnam’daki işgal
kuvvetlerine katılmamakla gösterdi. Vietnamlılar bana(bizlere) kötülük
yapmadılar ki, onlarla savaşayım diye direncini ortaya koymuş bir kahraman dava
adamıdır.
O cengini doğru zeminde sürdürdü.
Diriliş Ertuğrul’da şu ifade onun hayatını özetler mahiyettedir.
“Cenk
meydandaki ölümle kaybedilmez. Cenk düşmana benzemekle kaybedilir.” O cengi
kaybetmemiş ve haksızlık yapanlara benzememiştir.
O zalimlerden ve köleleştirenlerden
olmamıştır.
Bu davranışı mahrumiyetlere ve
bedellere sebep olsa da o direnmiş, izzet, şeref, haysiyet ve özgürlüğünü
korumuştur.
İşte
yol budur dedirtmiştir zalimlere ve özgürlük düşmanlarına.
O bu yönüyle mazlumların gönlünde
taht kurmuştur.
Aliya’lar, Ziya’ul-Hak’lar, Yavuz’lar,
Celaleddin’ler, Muhsin’ler gibi hak yolunun direnci olmakla sembolleşmiştir.
Muhammed Ali ismiyle müsemma olmuş
bir şahsiyettir insanlık için. O Hz. Ali gibi bir cesaret timsalidir.
O Hz. Peygamber’in adıyla müsemma
olarak direnci ve hidayetin vesilesi olmaya çalışmıştır.
Bu direniş herkese nasip olmaz.
Bu direnişi ve kutlu davayı herkes
sürdüremez.
Bu dava inanmışların davasıdır.
Bu dava bedel ödemeyi, ya şehit veya
gazi olmayı göze alanların davasıdır.
Bilinen bir gerçektir. İslam
davasının yiğit neferleri yeryüzünün her yerinde varlar ve var olmaya devam
edeceklerdir.
Muhammed
Ali’ler dar-ı bekaya irtihal eder. Başka Muhammed Aliler davayı ve tebliği
sürdürür.
Hani deriz ya “bir ölür bin diriliriz”.
Merhum Necip Fazıl’ın tabiriyle,
“Yol
onun, varlık onun.
Gerisi
hep angarya, yüz üstü çok süründün.
Ayağa
kalk Sakarya.”
Sakarya’nın ayağa kalkması, ayakta
durması ve yeryüzüne yayılarak adaleti ve özgürlüğü tesisi için “Muhammed Ali”lerin yumruğu zalimlerin
suratına inmeye devam edecektir inşallah.
Mekânın cennet olsun.
Haksızlık karşısında eğilmeyen kahraman.
Farklı coğrafyaların insanları olsak
da gönülleri birleşenler olarak senden ve senin gibilerden razıydık.
Direnişin kutluydu bizler için.
Cenabı Allah da senden razıdır
inşallah.
Yolun yolumuz olsun. Mekânın
cennet-i muallâ olsun.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?