Haşhaşi- Tapınakçı Zihniyeti ile Mücadele Edilmedikçe
Veysi ERKEN
15
Temmuz 2016 bir dönüm tarihidir. Yakın tarihin en yıkıcı, yakıcı ve can alıcı
ihanetinin yaşandığı gündür.
Aynı
şekilde Cenabı Allah’ın inayeti ve nusreti ile milletin şahlandığı gündür.
Milletin zaferi 16 Nisan’da perçinlenmiştir.
16
Nisan bir başlangıçtır.
Özellikle
efendilerinin emriyle hareket eden hayırsızlar 16 Nisanın akabinde yeni şerler
ve şirretliklere başlamışlardır.
Özellikle
tapınakçı haşhaşi örgütü daileri vasıtasıyla “mağdur” kavramı üzerinde “algı”
operasyonunu hızlandırmıştır.
Halk
oylamasından sonra dedikodu mekanizmalarında kullanılan ifade ve cümlelerden
bunu anlamak kolaydır.
Sadece
“sosyal medya” denilen alanı incelemek
kâfidir.
Peki,
bu lanetli yapına karşı ne yapılmalıdır?
Bu
sorunun cevabı gayet basittir.
Açıklık en doğru yoldur” anlayışın
hâkim kılarak “adalet” ve “özgürlük” hakim kılınmalıdır.
Yıllardır
gerçek anlamda “mağdur” edilenlerin
hak ve hukukları temin edilmeli, haksızlık karşısında susulmamalıdır.
Haksızlık
sadece günümüzün konusu değildir.
Yıllardır
“adalet”sizlik baş tacı edilmiş ve
fetöcü anlayış bunu istismar etmiştir. Mesela İHLAS FİNANS mağdurları unutulmuş ve fetöcü anlayış bu mağduriyet
nedeniyle iktidarı suçlamıştır.
Artık
bu tür mağduriyetler ortadan kaldırılmalıdır. İhlas holdinge kayyım
atanmalıdır.
Sayın
Cumhurbaşkanı “adalet”in tesisi için
öncülük etmelidir.
Bu
ve benzer konularda haşhaşi fetö örgütünün “algı”
operasyonunun boşa çıkarılabilmesi için propagandistlerinin (daî) çalışma
yöntemlerinin iyi bilinmesi gerekir.
Bilindiği
üzere fetö militanları (fedaî) başarısız olunca iş tekrar daîlere bırakılmış ve
bu yolla toplumun zihnini tarumar edecek faaliyetlere yönelinmiştir.
Haşhaşi
fetönün daî ve fedaî yapılanmasını anlamak için “Hasan Sabbâh ve Alamut”* isimli eseri okumak yeterlidir.
Umarım
ki, iktidar sahi olanlar bu tür eserleri okuyarak başta etraflarındaki daîler
olmak üzere bütün daîleri temizlerler.
15
Temmuz direnişi göstermiştir ki, zafer asla rehaveti oluşturmamalıdır. Rehavet
ihanetin tekrarını kolaylaştırır.
Şimdi
o safhadayız.
Fetö
ile mücadele etmesi gerekenlerin rehaveti, dailerin işini kolaylaştırmışa
benzemektedir.
Özellikle
sureta haktan görünen fetöcülerin kusmukları basında bolca yer almakta, iktidar
partisindekilerin ise “barışma”
temennaları ayyuka çıkmış vaziyettedir.
Özellikle
“adalet” duygusunu zedeleyen
tahliyeler, yakalanamayan firariler, kaçmalarına göz yumulan hainler güven
duygusunu zayıflatmakta ve dailerin algı operasyonlarına zemin hazırlaktadır.
İktidar
gücünü kullananlara tavsiyemiz şudur.
Haşhaşi
fetö ile ciddi mücadele ediniz. Özellikle içinizdeki fetö mensuplarını
korumayın, aksine temizleyin.
Adalet
ve özgürlük zeminini temin ediniz ki, zaferler artsın, yeryüzüne adaletin
gölgesi yayılsın, insanlık huzur bulsun.
Selam
ve Sabırla…
*Hasan
Sabbâh ve Alamut, Ayşe Atıcı Arayancan, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 2016.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?