Bütün Dostlara ve
Tanıdıklara Uyarımdır Yazımı herkesle paylaşabilirsiniz.
Veysi ERKEN
Değerli dostlar, arkadaşlar, Öğrenciler
ve bu yazıyı okuyan herkes.
Her Müslüman “maruf”u emr, “münker”i
nehy etmekle yükümlüdür. Bunun yapılış şekilleri ve çerçevesi farklılıklar
gösterebilir.
Buna inandığım için yazılarımın
muhatabı olan herkese doğruluğuna inandığım bilgileri iletmeye ve onları
uyarmaya çalışıyorum.
Bunun içindir ki, seçim zamanlarında
seçimlerle ilgili yazılar yazıyor ve dostları uyarmaya çalışıyorum.
Bazen yanlış anlayanlar oluyor. Bir
tarafa karşı olduğumu, yanlı düşündüğümü ifade eden dostlar oluyor.
Elbette
ki, bir taraf olmaya çalışıyorum ve hayatımı ona göre kurguluyorum. Tarafsız
olduğumu ileri sürecek kadar gaflette değilim elhamdülillah.
Ben
tarafım ve “Cenabı Allah’ın birliği, Hz. Peygamberin risaleti dışında
tartışılmazı olmayan” biriyim.
Olay
ve olgulara bu zaviyeden bakmaya ve dostlarla görüşümü paylaşmaya çalışıyorum.
Zira
inandığımız değerler bizim zihniyetimizi ve hayata bakışımızı etkiler.
Zihniyeti: Bir dönemdeki dinî, siyasî, sosyal, ekonomik, idarî, adlî,
askerî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, eğitim etkinliklerinin birlikte
oluşturdukları ortam ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve
zevk bütününe "zihniyet"
adı verilir. https://www.turkedebiyati.org/metin-ve-zihniyet.html
Bu
tanımdan hareket etsek yeterlidir diye düşünüyorum.
Bilinmelidir
ki, ben tarafım ve günün anlayışına uygun yanlış bulduğum davranışları ve
yapıları eleştiririm ve dostlarımın bunlardan uzak durmasını arzu ederim. Bunun
için “tebliğ” görevimi yaparım.
Bunu
daha önce yaşadığımız bir hadise ile izah ederek günümüze geleyim. 10 Ağustos
2014 Seçimleri öncesinde BBP Genel Merkezi beni istişareye davet etti.
Hatırlayanlarınız vardır. O seçimde Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir tezgâh
kurulmuş ve Ekmeledin İhsanoğlu aday gösterilmiş idi. İşte bu tezgâha BBP’yi de
çekmek istiyorlardı.
O
toplantıda olanlar bilir.
Tezgâhta
dokunmak istenen kumaşın ülkemizin hayrına olmadığını ifade ettim. Tabii ki, tezgâha
teşne olanlar çok bozuldu. Ben bu gerçeği o zaman yazdım ve BBP’li dostların
ekseriyeti o tezgâhtan kurtuldu.
Bugün
de değişen bir şey yok aynı tezgâh kurulmuş durumda.
Seçimden
önce bu tezgâhı yazdım.
Seçimin
gecesinde de fetö denilen örgüt tam şeytani usul ve esaslarla çalıştığını ifade
ettim.
Şimdi
de aynı kanaatteyim.
Bu
tezgâhın içinde yer alanların önemli bir kısmının hala AK partide ve kamuda
olduğuna inanıyorum. Tezgâhın bozulması için bunların tasfiye edilmesi
gerektiğine inanıyorum.
Gelelim
günümüze.
Evet…
Yukarıdaki
açıklamalarımdan anlaşılacağı üzere bir zihniyete karşıyım ve iktidarda
olmasını arzu etmiyorum. Bu zihniyeti doğrudan veya dolaylı destekleyenlerin
vebal altında olduklarına ve olacaklarına inanıyorum.
Bu
zihniyet görünüş itibarıyla İttihatçı zihniyetinin varisidir. Hepimiz biliyoruz
ki, ittihatçı zihniyetin kurgulayıcıları Siyonist haçlılardır. Bu zihniyet
İslami olan her şeye, her gelişmeye ve düzelmeye karşıdır. Altı yedi yıl içince
coğrafyamızın parçalanmasına ve o günden beri bu coğrafyanın kan revan içinde
olmasına yol açmıştır.
Yıkıcı
ve yerli olmayan bir zihniyettir.
Fetö
ve türevleri de bu zihniyetin devamıdır ve İslami olabilecek her şeye karşıdır.
Bu
zihniyet İstanbul’da bütün elemanlarını harekete geçirmiştir.
Sadece
kısa bir araştırma yapılsa bile bu zihniyetin yıkıcılığı anlaşılır.
İleri
sürülen figür Ekrem İmamoğlu mazbatasını alır almaz ilk icraatı denizden haç
çıkarma törenine katılma ve kitap fuarını kapatma olmuştur. Tabii ki, İmamoğlu
Beylikdüzüne Makaryosun heykelini diken kişi olarak bilinir. Tabii ki, barlar
sokağını oluşturma isteği ve kaynağını izah edemediği AVM’lerdeki ortaklıkları.
Sahi
sıradan bir spor yorumcusu olan Ekrem bunları ne ile izah edecek.
Hangi
zihniyetin tezahürüdür.
Yeter
mi, ?
Elbette
yetmez. Ekrem'i piyasaya sürenlere bakınız.
Domuz
severliği ile övünen Canan var. Bu Canan ki, inandığınız Allah’ınız gelsin sizi
kurtarsın mealinde laflar etmekten ve teröristleri övmekten geri durmuyor. Zira
zihniyeti belli.
Ya
Sera Kadıgil. N düşünüyor acaba.
Hani
ezanın ebedi olarak susmasını isteyen zihniyet.
Yeter
mi?
Elbette
yetmez.
Darbe
çığırtkanlığı yapa CHP vekili, rezidansları edinen ve bunlardan genel
başkanlarının kızına ucuz daire verenler.
Yeter
mi?
Elbette
yetmez.
Başka
destekçiler de var.
Urfa’da
burası arz-ı mev’ud. Türkler burayı işgal etti ve kirletti diyen Sezailer.
Ve
daha neler neler.
Yazacak
olursan roman olur derler ya.
Aynen.
Tabii
ki, ben roman yazmayacağım.
Bütün
dostlarıma, okuyucularıma, öğrencilere ve bu yazıyı okuyan herkese tavsiyem
şudur.
Eğer
vatanınızı, milletinizi ve insanımızı seviyorsanız bu zihniyetten ve zihniyetin
elemanlarından uzak durunuz.
Seçimlerde
bu zihniyeti desteklemeyiniz. Bu zihniyet yakıcı ve yıkıcıdır. İstanbul'da oturan, iletişim halinde bulunduğunuz herkesi, dostunuzu, arkadaşınızı ve tanıdığınızı da uyarınız. Bu zihniyeti desteklemezsinler ve vabal almasınlar. Sizler etrafınızı uyarmasanız sizler de sorumlusunuz.
Uzak
durunuz.
İster
CHP’li, İster Merali partisi, İster Karamollaoğlu partisine mensup olun fark
etmez.
Genel
Başkanlara uymayınız.
Bu
zihniyetten uzak durunuz ve oy vermeyiniz.
Bizi kuşatan ve yok etmek isteyen zihniyet içten bunlarla emellerine ulaşmaya çalışıyor. Fırsat vermeyelim. Bu son ikazımdır.
Seçimlerle
ilgili son yazımdır.
Belgi
bu yazıyı seçime kadar birkaç defa daha yayınlarım.
Ama
tavsiyem şudur.
Bu
zihniyetten uzak durunuz yoksa ona benzersiniz ve değersizleşirsiniz. Malum
cıvık şeyler içine girdiği kabın şeklini alır.
Ekmeli
aday göstererek nasıl ki, bazı arkadaşımızı dönüştürdüler ise bugün de Meral
Akşener ve Temel Karamollaoğlu da aynı görevi ifa ettiğine inanıyorum.
Siz
siz olun. Değerinizi, ilke ve ülkünüzü muhafaza ediniz ve keten pereye
düşmeyiniz.
Bu
bir tebliğdir.
Unutmayınız
İttihatçı zihniyetin devamı olanlarla olmak yıkıma gider yolun açılmasına katkı
sağlamadır.
Cenabı
Allah’tan niyazım. Bize sıratı müstakimi nasip etsin.
Hani
ayette, “festakim kema umirte” deniliyor ya…
Selam
ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?