Etki Ajanları
Veysi ERKEN
Diyebilir ki, Medine döneminde nasıl ki, münafıklar “etki ajan”ları idiyse, haçlı seferlerinin ilkinden beri içimizde “etki ajanları” söz konusu olmuştur. “Etki ajanı: fikri, kariyeri, pozisyonu ve kişiliği itibarıyla kişi ve toplumları etkileme, mevcut görüşlerinin güçlendirilmesi veya değiştirilmesini sağlayabilecek, tehkik-tahkiki yapılarak psikolojik harekâtta kendisinden yararlanmak amacıyla seçilen, angaje edilen, sevk ve idaresi servisçe yürütülen ajanlardır. https://eksisozluk.com/etki-ajani--1575224 “
Tanımdan anlaşılacağı üzere “Etki ajanları” içinde yer aldıkları kurum, kuruluş, devlet vs. için değil onları yetiştiren, yerleştiren ve besleyen “sahipleri” için çalışır.
Dün tapınakçı haşhaşi anlayışı nasıl ki “etki ajan”lığı görevini ifa etmişse günümüzde Siyonizm dininin mensupları olan “Fetöist”ler de aynı tarz faaliyeti ve ihaneti paralel yapılar oluşturarak yürütmüş ve yürütmeye devam etmektedir. Mustafa Güldağı “etki ajanlarını şu şekilde ifade eder. “ETKİ AJANLARI FLOOD 1) Etki ajanları istihbarat servislerine ve uluslararası şirketlere çalışır. Etki ajanları;
Politikacı
İş adamı
Hoca
Sanatçı
Asker
Bürokrat
Siyasetçi
Akademisyen
Medya
Gazeteci
Yazar
Hukukçu gibi her alandan olurlar.
Hizmet ettiği güç adına yönlendirme yapar.
………………….
20) Bazen dini, seküler veya laik bir kurum ve yapının en başındaki etki ajanıdır. Bağlı olanlar bunu bilmez, liderleri ne derse ona uyarlar. İşte bu faciadır. Dolaylı yoldan binlerce, milyonlarca kişi farkına varmadan etki ajanına çevrilmiş olur. Ürpertici bir gerçek. https://twitter.com/mustafa_guldag/status/1311276624650940422”
Etki ajanlarını anlama babında yukarıdaki twiter dizisini okumakta ve tahlil etmekte fayda vardır.
Bilinmelidir ki, “etki ajanları” kemirgenler sınıfındandır. İçine yerleştirildiği grubu, kurumu ve kavramlarını kemirmeye ve yok etmeye çalışır.
Bilhassa dini hayatın, kurumların ve yapıların başında yer alanların marifetiyle oluşturulan tahribat yıkımlara sebebiyet verir.
En tipik misali topal molla, kesnizani, fetö tipi oluşumlar ve fetöistlerdir.
İslami cemaat adı altında tahrif ve tahrip etmedikleri İslamî bir kavram kalmadı denilebilir.
Buna rağmen ayakta duruyorsak Allahın taahhüdü iledir. “Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdîlden (değişikliğe uğramaktan) biz koruyacağız. Hicr-9”
https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=15&ayet=9
Rabbulalemin bizlere
Hz. Muhammed Mustafa’nın sav risaletiyle Kur’an-ı kerimi tebliğ etmiş ve vazettiği
ilkelerle İslam’ı bize din olarak buyurmuştur. “Ölmüş hayvan-leş, kan, domuz
eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, sert bir cisimle vurulup
öldürülmüş, yuvarlanarak ölmüş, boynuzlanıp ölmüş hayvanlar ile yırtıcı
hayvanların parçaladığı hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna-
putperest sunaklarında boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız,
geleceğiniz ile ilgili kehanette bulunmanız size haram kılındı. Bütün bunlar
fâsıklıktır, hak bir düzenin dışına çıkmadır ve günahkâr, isyankâr
davranışlardır.
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk
bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, bugün
dininizi, şeriatınızı, medeniyetinizi yok etmekten ümit kesmişlerdir. Artık
saygı duyarak onlardan korkmayın, saygı duyarak benden korkun.
Bugün dininizi, şeriatınızı kemâle
erdirdim, olgunlaştırdım. Üzerinizdeki nimetimi, dinimi tamamladım.
Liyâkatinizden dolayı, hayatınızla iç içe, din olarak, şeriat olarak, medeniyet
olarak size İslâm'ı layık gördüm. Kim açlıktan bunalır, bilerek günah
işleme niyeti olmadan bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Allah
çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir. https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=5&ayet=3
Hâsılı kelam.
İçimizde bolca “etki ajanları” olduğu gerçeğini unutmadan ve göz ardı etmeden hayatımızı İslamî çerçeve içinde kurgulamak mecburiyetindeyiz ki, hem fert, hem toplum hem de ümmet olarak huzur ve sükûn bulalım.
Bunun yollarından
biri tahkiki iman sahibi olmak ve hiçbir yöneticiyi, âlim, zahid vs denilenleri
kutsamamak ve bizden olmayanları, çıkanları bizden saymamaktır. “Allah:
“Ey Nuh, oğlun ailenden, iman edenlerden, kurtarılacaklardan değildi. İtirazın
yerinde olmadığı gibi, doğru bir davranış da değil. O, sâlih amel işleyen biri
de değil. O halde, hakkında bilgin olmayan bir konuda benden bir şey isteme.
Ben sana, bilgiden muhakemeden uzak, tutarsız davranan cahillerden olmamanı
tavsiye ediyorum, seni uyarıyorum. dedi. Hud-46”
https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=11&ayet=46” ayeti bizim için de geçerlidir.
Her beşer ve beşeri faaliyet sorgulanmalıdır ki, etki ajanlarının etkileri kırılsın, azalsın ve yok olsun.
Huzurda olmak için Allah’ın huzurunda kalalım inşallah.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?