Şehadetinin 14.Yılında Muhsin Başkanı Yâd Ederken
Veysi Erken
Bugün şehatedinin 14. Yılı.
Tam 14. Yıl geçti.
Katilerin cezalandırılmadığı, idam edilmediği tam on dört yıl oldu. İki ayaklı insan görünümlü şeytanların hak ettiği cezaları almadıkları yılların ardından rahmetle yâd ediyoruz.
Bana göre bir insanı yâd etmenin yolu tefekkür, eylem ve yaşayış dünyasını tahlil etmek ve insanlara model olarak sunmakla anlam bulur.
Merhum Muhsin başkan Hz. Muhammed Mustafa’yı model/usve alan bir kişilikti. Başkanı bir konuşması ile yâd etmek istiyorum. İzini takip ettiği, tek usve olarak gördüğü Hz. Peygamberi sav andığı konuşmasıyla yâd ediyorum.
Bu sıradan bir konuşma değil, üzerinde tefekkür ve tahlil edilmesi gereken bir konuşma.
Medeniyet inşa edecek bir konuşma.
Evet.
İşte o konuşma.
“Bugünkü Kutlu Doğum Haftasının iki cihan sultanı Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) efendimizin doğru anlaşılmasına, tanınmasına ve kavranmasına vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum. Bu haftayı tertip edenleri tebrik ediyorum.
Milletimize, İslam âlemine ve insanlığa hayır getirmesini diliyorum.
Elbette, bugün, her zamankinden daha çok İslam’ı anlamak, İslam'ı bize getiren, Kur'an'ı bize öğreten Peygamberimizi anlamak ihtiyacıyla karşı karşıyayız. Bugün, İslam adına ne olursa, her şeyi çağdışı kabul edenler; İslam adına söylenen her şeye karşı çıkan ve İslam'ın vaat ettiği, ifade ettiği dünyayı karanlıkların dünyası olarak takdim edenler, bugün hangi noktadalar, İslam o gün hangi noktaya insanlığı taşıyabilmişti; bunu mukayese etmeye mecburuz.
Şu anda bütün ağırlığıyla üzerimizde hissettiğimiz İslam’ı çağdışı gösterme çabalarına baktığımızda Bugün, her zamankinden daha çok İslam'ı anlatmak ihtiyacıyla karşı karşıyayız.
Karşımızda, bugünkü sistemlerin, bugünkü anlayışların ve kavrayışların halen İslam’ın 1400 yıl önce getirmiş olduğu çağa insanlığı ulaştıramadığını görmekteyiz.
Sömürüye ve köle düzenine son veren İslam mı karanlıkların dünyasıdır?
Kız çocukların diri diri gömülmesine son veren ve kadını gerçek değerine ulaştıran İslam mı çağın gerisindedir?
İşçiye, sırtının teri kurumadan ücretini ödemeyi emreden Peygamberimiz mi bugünkü çağın gerisinde kalmıştır?
Çamurlar içerisinde bir dilim ekmek almaya çalışan, çabalayan insan manzaralarının olduğu bugünkü günümüzü düşünecek olursak, komşusu aç gezerken tok yatan bizden değildir diye kendisinin dışına o insanları iten iki Cihan Sultanı mı bu çağın gerisinde kalmıştır?
"insanın en hayırlısı, insanlara hizmet edenlerdir" buyuran Peygamberimiz, insanı bu hayırlı hizmetlere yönlendirirken, bu çağın çok mu gerisinde bir şey söylemiştir? "Bir devlet adalet ile yükselir, zulüm ile yıkılır buyurmuştur."
Adalet nedir, zulüm nedir diye sorulduğunda, en zayıf insanın, en kuvvetli olandan hakkım kolayca aldığı devlet, adaletli bir devlet; en zayıf insanın, güçlü olandan hakkını alamadığı devlet, zalim devlettir buyurmuştur. Yani, devletin temelini adalet üstüne oturtmuş olan ve bütün insanları, Allah'ın yarattığı kutsal birer emanet gibi gören bir sistem, bir düşünce, bugünkü çağın neden gerisinde kalmaktadır?
Öyle bir aydınlıklar ve karanlıklar dünyası önümüze koymaktadırlar ki, kendi inancıyla ve değerleriyle beraber kamudan yararlanmak isteyenleri, kendi inancıyla ve değerlere beraber ilimden, tahsilden, fenden, medeniyetten istifade etmek isteyenleri baskı altına almak ve insanların en temel insani haklarını baskı altına almak mı aydınlıkların dünyasıdır?
Eğer, aydınlıkların dünyası diye ifade edilen dünya bu ise, o zaman biz, bu aydınlıkların dünyasında değiliz. Çünkü 1400 yıl önce, Veda Hutbesiyle insanlara hakkı, adaleti, insani değerleri, insanca yaşama haklarını ve bütün inançların, dinlerin, insanın cüzi iradesiyle, kendi iradesiyle seçebileceğini vaad eden, ifade eden bir Peygamberin ümmeti olmaktan büyük bir onur duyarak, onun getirmiş olduğu aydınlıklar dünyasında yaşamak arzumuzu, isteğimizi bugün daha kuvvetli bir şekilde ifadeye mecburuz.
Onun için, bugün,· Gül Haftası diye konulmuş olan, Peygamberimizin doğumu do/ayısıyla kutlanan bu haftanın, insan haklarını, devlet düzeni anlayışını, kadın haklarını, kadına verilen değeri, ilme verilen değeri, çağı yakalama çabasını, gayretini, sevgiyi, hoşgörüyü daha iyi kavramamıza vesile olmasını diliyorum.
"Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın.
Gül bahçesi gül yüzünden güller topla, sevgi dağıt demet demet.
Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın.
Sevgiyle bakıyor; gül gibi görüyorsan, sen bahtiyarsın."
İki Cihan Sultanına, en içten tazimlerimle, hürmetlerimle, Allah'ın selamını iletiyor, sizlere saygılar sunuyorum. “
TDV Bülteni, Sayı 50. Ankara-1997
Hz. Muhammed Mustafa’yı sav “usve” edinen ve yaşayışını gençlere “model” olarak sunan Muhsin Başkanı rahmetle yâd ediyorum.
Mekânı Hz. Peygamber’in ravzasıdır inşallah. 25.03.2023
Dinlemeniz Temennisiyle
https://www.youtube.com/watch?v=IqY1UQL5eJk
https://www.youtube.com/watch?v=R6P0q1-bVKU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?