Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenler
Veysi
ERKEN
NOT:
Soma’da yaşanan faciada ebedi âleme irtihal eden bütün şahsiyetlere Cenabı
Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
İslâm
dünyasının halini düşündüğümüzde zelil halle karşılaşırız. Bunun başlıca
nedenlerinden birisi ve en önemlisi bizleriz. Kendini Müslüman olarak telakki
edip de Allah’ın tebliğine muhalefet edenleri baş tacı etmek doğru olamayan bir
davranış olduğu halde bunu hep yaparız.
Cenab-ı
Allah bizi şu ayetle ikaz ettiği halde halimizi düzeltmeye çalışmayız.
“Allah’a
ve ahiret gününe inanan bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut
akrabaları da olsa Allah’a ve Resulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini
göremezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları
kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan
cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar
da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin
yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın
hizbi(taraftarları)dir Mücadele-22”
Ayeti
tahlil ettiğimizde Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselerin en yakınları dâhil
olmak üzere Allah ve Resulüne düşman olanlarla dost olamayacağını görürüz. Bu
ayet bizi ikaz etmektedir.
Üzülerek
belirtmeliyiz ki, kendi yapımızı bu bağlamda tahlil ettiğimizde Allah ve
Resulüne düşmanlık edenleri dost edinenleri baş tacı ettiğimizi görürüz.
Allah’ın
düşmanlarını lider olarak gören, onlarla diyalog adı altında iş tutan,
katilleri otorite olarak kabul eden, Kur’an öğretimini yasaklayanları önder
gören bir toplum yapısı ve zimmet grubu olduğu müddetçe hatayı başka yerde
aramamıza gerek yoktur.
İnananın
kalbinde iman varsa o ilahi kudret tarafından desteklenmiştir ve o
Tapınakçılardan himmet ve destek istemez.
Üzülerek
belirtmeliyiz ki, bugünkü anlayışta kurtuluş müjdesi hep başkalarından
beklenmektedir. Kurtuluşu başka yerde arayanların beklentisi şudur. ABD’nin
veya AB’nın müktesebatını kendi yaşayışımızın ilkeleri haline getirirsek
kurtulup özgürleşeceğiz.
Veyl
bu şekilde düşünenlere.
Unutulmamalıdır
ki, başkalarını benzemeye çalışanlar ne onlar gibi olur ne kendi kalabilir.
Sokaklara çıktığımızda başkalaşımın tahribatını hep birlikte görmekteyiz.
Hadiseler
göstermektedir ki, inanıyorum diyenler katillerin araçlarını tamir ettirme
noktasına gelmiş bulunmaktadır. Toplum bu dalaleti görmezlikten gelmekte ve
onları hala kendinden bilmektedir.
Yıllarca
sürdürülen taktik tutmakta ve değerlerimiz sıfırlanmaktadır. Değerleri
sıfırlamada kurbağayı haşlama yöntemi kullanılmaktadır.
Değerlerinden
uzaklaşarak haşlananlara kurbağayı haşlama yöntemini okumalarını, tahlil
etmelerini ve kendilerinin nasıl haşlandıkları görmelerini tavsiye ederim.
Bu
tavsiye ile birlikte geç kalınmış mı?
Evet,
gecikme vardır.
Ama
ümitsiz değilim.
Uyanış
zamanı gecikmiş olsa da şimdi uyanma vaktidir diyorum. Geçen her gün telafisi
zor kırılmaları beraberinde getirmekte ve bizleri tarihin mezarlığına bir adım
daha yaklaştırmakla birlikte şimdi yanma ve ihya dönemidir diye düşünüyorum.
Mevcut
hali değiştirmemiz ve değerlerimizi yeniden inşa etmemiz gerekir. Bu hali
değiştiremezsek Allah’ın razı olduğu kavim olmamız mümkün değildir.
Bu
yazıyı okuyan her gönüldaşa tavsiyem şudur.
Lütfen
yukarıda mealini verdiğim ayeti başkalarına hatırlatın ve etrafınızdakilerin
uyanışına katkı sağlayın.
Artık
Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenleri dost görmelerine ve onlarla
diyalog arayışlarına kalkışmalarına engel olmaya çalışalım. Unutmayın ki, Allah
ve Resulünü düşman olarak telakki edenlerin niyeti bizi biz yapan değerleri yok
etmektir.
Şimdi
uyanış zamanı.......
Selam
ve Sabırla.......................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?