Piranha Güruhu Faaliyette
Veysi
ERKEN
Ülkemizin maddi ve manevi imkânlarını
yok etmek isteyen “piranha” olarak
isimlendirilen mel’un güruh bir türlü boş durmuyor.
Piranha güruhu her şeyi yakma, yıkma
vesilesi haline getirmeye çalışıyor. Son yıllarda piranha güruhu iyice deşifre
olmuş ve kolları ortaya çıkmıştır.
Piranha güruhu ve kolları deşifre
olmasına rağmen boş durmuyor, faaliyetlerini ve yıkımlarını sürdürüyor. Piranha
güruhu özellikle deşifre olmuş ve yıpranmış kollarını diğer kollarını
kullanarak dinlendirmeye çalışıyor. Yeni oyunları sahnelemeye çalışıyor.
(piranha güruhunun deşifresi için 2008 yılında yaptığım çağrıyı tekraren
yayınlayacağım inşallah)
On yıllardır süre gelen piranhaların lanetli
kalkışmaların son halkaları gezi, 17 Aralık ve son olarak Soma’daki facia ile ortaya
çıkmıştır.
Soma’da yitirilen canlara rahmet
dilemek, acılı ailelerin feryatlarını duymak varken onları kalkışma vasıtası
yapma alçaklığını sergileyen piranhaları
bu millet fark etmiştir. Fark ediyor.
Soma’daki facia vahşi kapitalizmin
yüzünü gösteren bir hadise iken, bu facia bahane edilerek vahşetlerini
sürdürmek isteyen piranhaların oyununa figüranlık yapanları gördükçe
kahroluyorum.
Hele hele adı zimmet grubuna
çıkmışların kartelcilerle iş tutmaları oynanan oyunu daha da berraklaştırıyor.
Her şeye rağmen ülkemizi kargaşaya ve felakete
sürüklemek isteyen siyasi görünümlü bezirgânları seyrettikçe benim nazarımda
merhum Yazıcıoğlu’nun hayali daha da anlam kazanıyor?
“Hayalleri olanlar asla uyumaz” diyor
Pat Mesiti. Gençlere ve siyasilere sesleniyorum.
Sizin de huzura yönelik hayaliniz
olsun. Uyumayın ve hayal kurun.
Kavgasız ve kargaşasız bir Türkiye ve
dünya ile ilgili hayal kurun ve hayalinizi gerçekleştirmeye çalışın.
Fırıldak olmadan. Kimseyi aldatmadan
ve fırıldaklara kanmadan kurun hayalinizi ve gerçekleştirmeye çalışın.
Zira huzurlu bir Türkiye ve dünya
hayali ancak fırıldaklıklardan uzak bir zeminde kurulur ve gerçekleştirilmeye
çalışılır.
Merhum Yazıcıoğlu hayallerini
fırıldaklıktan uzak bir zeminde kuruyordu ve düz durmamanın kötülüğünü şöyle
açıklıyordu.
“Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin
garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh
bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği,
ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz. Bir
saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya
için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız,
düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım
boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak
da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘Niye iktidar olmadın’
diye sormayacak. Sorsa da ‘Vermediniz’ diyeceğiz. 19 Mart 2009 Karaman konuşması”
Hâsılı kelâm bütün
gençlerimize ve siyasetçilerimize sesleniyorum.
İç ve dış mihrakların hayallerini
öğrenin ve ülkemizi sömürme ve yok etme oyunlarını deşifre edin.
Âleme nizam verecek kendi
hayalinizi kurun ve zimkart güruhunun oyununu bozun.
Selam
ve Sabırla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?