9 Temmuz 2015 Perşembe

Ahlakı Olmayanların



Ahlakı Olmayanlar Rezidanslardaki Daireleri, Köpüklü Partileri, Kumar İçin Seyahatleri Unuttururlar

Tapınakçıların neşriyatı malum.
Her gün tonlarca kusmuk fışkırtıyor.
Bünyeleri hastalıklı olduğundan kendi pisliklerinden asla bahsetmezler.
Siyonist mantık gereği sadece kendilerinde kabul etmediklerini tenkit ederler, kusurlarını, hatalarını ve dahi günahlarını sergilemeye çalışırlar.
Yetmezmiş gibi kusur, günah ve hata isnad ederler.
Hep şuna inanmışımdır.
Haksızlığı, ahlaksızlığı ve dahi hırsızlığı kim yaparsa yapsın takbih ve teşhir edilmelidir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “hırsız kızım Fatıma da olsa cezalandırırım” mealindeki tavrının ve tutumunun hayata geçirilmesini hep savunmuşum ve hayata geçirmeye çalışmışımdır.
“Mazlum kim olursa olsun hakkını savunma zalime karşı olma”yı şiar edinmişimdir.
Böyle bir tavrı herkesten bekleme hakkına sahibiz.
Bazı ifadeleri sevmesem de kullanmalıyım.
Sağcısı, solcusu, ülkücüsü, komünisti, hizmetlisi tarikatçısı hırsızı, kumarbazı, zimmetçisi rezidansçısını teşhir etmelidir.
Görmezden gelmemelidir.
Benim hırsızım, kumarbazım iyidir dememelidir.
İşler böylemi oluyor.
Maalesef hayır.
Bakıyorum paraları kumarda iç edenler, haksızca rezidanslarda mülk edinenler, müsveddelikler için milyon dolarlar alanlardan hiç bahsedilmiyor.
Hırsızlar halkçı, kumarbazlar, köpük particiler derviş diye yutturuluyor.
Namuslu olan herkese sesleniyorum.
Elbirlik namussuzları teşhir edelim.
Selam ve Sabırla…
           
           



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?