Tapınak
Şövalyelerinin (fetö/
pensilvanya şeytanları) Yardımlaşması
Veysi ERKEN
“Aşkın en büyük düşmanı sırdır” demiş
atalarımız. Bu tespitten hareketle hür ortamın ve bireysel hak ve özgürlüklerin
en büyük düşmanı “sır”dır desek
abartmış olmayız.
Ülkemizde sistem adına estirilen
fırtınaların ortaya çıkardığı gerçek de bu yöndedir. Ülkemizi “talanya”ya çeviren Tapınak
şövalyelerinin (fetö/ pensilvanya şeytanları) en büyük korkusu “sır”lı hayatlarının üzerindeki “sır” perdesinin kalkması ve kirli
ilişkilerinin ortaya çıkmasıdır.
Bir avuç “dönme” ve “boğazdaki
aşiret” mensubundan oluşan tapınak şövalyeleri(fetö/ pensilvanya şeytanları)
resmi ve gayrı resmi organizasyonların içinde kurdukları ağlarla soygun
düzenlerini devam ettirmekte olduklarını hep birlikte seyretmekteyiz.
Cambaza bak misali “irtica” paranoyası ile milleti korkutan, sindiren ve oyalayan
şövalyeler talanlarını büyük bir iştahla sürdürmekteler.
Tapınak şövalyelerinin (fetö/
pensilvanya şeytanları) en önemli özelliklerinden birisi soygunlarını
hempalarına kurdurdukları ilişkiler vasıtasıyla gerçekleştirmeleridir.
Derneklerinde, şirketlerinde, vakıflarında ve holdinglerinde siyasette ve
bürokraside bulunan “hempa”lara yer verilerek ilişkiler ağı oluşturulur ve bu
ağ vasıtasıyla soygunlar gerçekleştirilir.
Bürokrasi ve siyasetteki ilişkiler ağı
incelendiğinde “hempa”ların varlığı
hemen fark edilir. Esasında bürokrasi ve siyaset şövalyeler için sadece
kuralları tanzim ettirme vasıtalarıdır.
Genel olarak “sır”ları ortaya çıkmasın diye
kendileri bürokrasi ve siyasette yer almaz; hempalarını görevlendirirler. Falan
holdingin, feşmekân derneğin adamı olan siyasetçiler ve bürokratlar hempalığın
göstergeleridir. Bu hempalar emekliliklerinde ilgili oldukları holdinglerde
görev alırlar.
Bu yaklaşım tapınakların “sır”lı kalmasını sağlamanın yoludur.
Siyaset- bürokrasi ve holdingler arasında ortaya çıkan ilişkiler, pislik
çarkının nasıl işlediğini göstermektedir. İlişkiler ağının siyaset ayağını
oluşturanlar kuralları soyguna elverişli hale getirirler. Arazileri ve millete
ait diğer servetleri soymanın kuralları hazırlandıktan sonra, bürokrasiyi
oluşturan ayak devreye girer ve kuralları işleterek soygunun ve talanın gerçekleşmesini
sağlar.
Bu usulle yıllardır kamunun malları
yağmalanmış tapınak şövalyelerinin (fetö/ pensilvanya şeytanları) servetlerine
servet katılmış ve millet fakirleştirilmiştir. Yağma düzenine karşı çıkanlara
hemen bir kulp takılarak hayat zindana çevrilmiştir.
Tapınak şövalyelerinin (fetö/ pensilvanya
şeytanları) soygun düzeni yıllardır aynı tarzda işlemektedir. Düzenlerinde
ortaya çıkan arızaları hemen telafi etmeye çalışırlar. Çünkü arızalar
giderilmezse sistemleri çöker. Şövalyeler arasındaki ahbap çavuş alış-
verişleri ve eleman transferleri bu düzenin işleyişini göstermektedir.
Bankaların şövalyelere peşkeş
çekilmesinde imzası bulunanların “kurtarıcı” ilan edilmesi veya yıllardır
tapınak şövalyelerinin (fetö/ pensilvanya şeytanları) holdinglerinde çalışan
birisinin batırılan bankaların başına getirilmesi düzenin devamı için sarf
edilen yardımlaşma çabalarını göstermeye yeterlidir.
Bütün yardımlaşmalar “sır” perdesinin aralanmasına engel olmak içindir. Zira “sır” perdesi aralanırsa “iç”
ve “dış” bağlantıları yüksek olan bir soygun düzeni iflas edecek ve bunun
altında alkışlanan birçok “baş” kalacaktır.
Ülkeyi “korku”
mekânı haline çevirenlerin bir tek amacı vardır. O da kirli bağlantılarını ve
kötü emellerini örten “sır”
perdesinin aralanmasını engellemektir.
Sır perdesi aralanabilir mi?
Elbette...
Yeter
ki, bu ülkeyi ve insanını seven her birey vazifesini kâmilen yapmaya çalışsın.
Her bireyin vazifesi Tapınak
şövalyelerini (fetö/ pensilvanya şeytanları), hempalarını ve kurdukları
ilişkiler ağını deşifre etmek ve onları hayatından çıkarmaktır.
Selam ve Sabırla... 28.08.2001 Not: Yazıya sadece açıklayıcı
olsun diye fetö/ pensilvanya şeytanları ifadesi eklenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?