Ev Hanı”mlığı “Ev Hanlığı”dır
Veysi ERKEN
“Ev hanlı”ğının, “Ana”lığın, “evdeş”in anlamını ve değerini yok etmek isteyen Siyonist haçlı zihniyetinin piyonları “kadın”ı piyasaya sürdüler ve özgürlük adı altında her türlü kötülüğün, pespayeliğin teşhirinde araç haline dönüştürdüler. Kadın evden ihraç edilince toplumsal çöküş hızlandı, aileler dağılmaya başlandı, çocukları “el”ler büyütmeye başladı.
Mesut ve bahtiyar yuvası olan aile pelesenk oldu.
Evet, ev hanımlığı demiyorum.
“Ev Hanlığı”na dönüş şarttır.
“Ev hanı” olana maaş ve her türlü imkân tanınmalıdır ki, evler devlete dönüşsün. Hanımlık anlamını bulsun.
“Ev Hanı” olan anamız, bacımız, hanımımız ve kızlarımız sosyal (içtimaî) vazifelerini kâmilen yerine getirebilsin.
“Ev Hanlığı” kadını hayattan koparmak değildir. Bilakis hayatın kuşatılmasını ve yönetilmesini sağlar.
“El”lerin işini değil kendi “devlet”inin işini yönetmesini sağlar.
Bütün partiler, STK’lar, Sendikalar, Tarikatlar, cemaatler “Ev Hanlığı”nı desteklemeli ve “ev Hanı” olanlara maaş bağlanması için seferberlik ilan etmelidir.
Bu yeniden İslamlaşma ve insanlaşma için elzemdir.
Kadın evine dönmeli, evini yuva ve devlet yapmalıdır. Devletinin “hanı” olmalıdır.
Kadın evden ihraç edilince ne oldu peki, Daha önce şöyle ifade etmiştim.
“Kadın "hatun", Ana veya bacı idi evlerde.
Evi ev yapandı "hatun".
Devletin başında "han" yanı başında ” hatun” olurdu.
Hatun ev denilen devletten ihraç edilince devlet küçüldü ve yıkıldı. Büyük aile denilirdi "han"e, dağıtıldı çekirdek aile oldu Dayanışma ve yardımlaşma içinde olan hatunlar işini yapamaz hale getirildi.
Mutluydu “hatun” ve ev denilen devlet.
Önce işten sonra evden koparıldı.
Evle ilgili işler angarya diye öğretildi, sonra evden ihraç için özgürlükten bahsedildi. Güya dışarıda özgürce çalışacaktı.
Elin işinde.
Devlet iş bölümü ve iş birliğini gerektiriyordu hâlbuki.
Ne yapıldı.
Bütün görevler yüklenildi kadının sırtına.
Hatunluğu bitirildi.
Ev denilen devletin bütçesi sarsıldı.
Güya kadın çalışırsa bütçeye katkı sağlayacaktı.
Ne gezer.
Çocuk kreşe, ebeveyn yaşlılar mekânına, maaşın yarısı kıyafete ve tezyin malzemelerine, ulaşıma vs.
Yıkım sadece maddi değil, asıl yıkım maneviyatta ve hissiyatta.
Han ve hatun birbirine tahammül edemez oldu kadın evden ihraç edilince.
Ana sevgisi ve şefkati yerine kreş sevgisi yer almış. Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz deniliyordu. Ana yâr olmaktan uzaklaştırıldı.
Evin temel direği idi hatun Ana. Hatun evden uzaklaştırılınca ev yıkıldı. Hane çöktü.
Velhasıl ev devlet olmaktan çıkmış konaklama alanına dönmüş.
Sadece konaklama ve geçici mesken yerine dönüşen evlerden huzur, bereket, saadet ve merhamet de firar etmiş.
Kadın evden ihraç edilince firar emri hak olarak vacip oldu.
Ne diyelim.
Paranın, makamın, şehvetin, bedenin ve şöhretin ilahlaştırıldığı, ruhun ve hissiyatın terk edildiği/ettirildiği bir düzende evi “devlet”leştirmek ve “hane”ye çevirmek mümkün mü?
Kadın “hatun”, ana, yâr ve bacı olur mu?
Zor.
Çarkın dişlileri ve işleyiş kuralları kırılır mı?
Bilemem.
Ama ümidimi kaybetmiyorum.
Çünkü Rabbulalemin “vela teknatu…” diyor.
Gayret bizden Tevfik Allah’tandır”
Hâsılı kelam hem “ev” denilen devleti hem de devlet denilen yapıyı muhafaza edebilmek için “Ev Hanlığı” maaş ile desteklenmelidir. Bu ahlaki, insani ve İslami bir vazifedir.
Selam ve Sabırla… 10.01.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?