Seçtiğimiz Bizden Olsun, seçimimiz tayyib olsun
Veysi ERKEN
Seçim.
“Her seçiş bir vazgeçiştir” derler.
Evet, her seçiş bir vazgeçiş olduğuna göre Mümin Müslüman iyiyi ve güzeli seçmeye çalışmalıdır. Çalışmakla mükelleftir.
Nitekim Allah “tayyibi habisle değiştirmeyin. Nisâ-2” buyurur. Bu bağlamda, seçim ve itaatle ilgili pek çok uyarıcı ayet vardır. Ve Mümin Müslüman yaşayışını Kur’an ve uygulaması olan sünnete göre tanzim etmekle mükelleftir. Bu anlamda tercih ve seçimlerimiz önemlidir. Kiminle yola çıktığımız, kimleri dost edindiğimiz, tayyibi mi habisi mi tercih ettiğimiz veya seçtiğimiz önem kazanır.
Hani bir söz vardır. “Ne yerseniz öyle kokarsınız” Onun içindir ki neyi seçtiğimiz ve neyi hazmetmeye çalıştığımız çok önemlidir. Nihayette seçtiklerimize bir yönü ile itaat ediyoruz veya itaat etmek mecburiyetinde kalıyoruz.
Bunun içindir ki, Allah yönetici seçerken dikkatli olmamızı istiyor. “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.” Ayetten Anlaşıldığına göre ihtilaf halinde meseleleri Kur’an ve sünneti hakem kılacak yöneticileri seçmemizi istiyor. Zira “Onlara, “Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin” denildiği zaman münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.” Onlara, “Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin” denildiği zaman münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.” Samimi olmayanların uzaklaştığını görürüz. “Öyleyse nasıl olur da önceden yapıp ettikleri yüzünden başlarına bir felâket gelince hemen “Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik” diye yemin ederek sana gelirler! Onlar, kalplerindekini Allah’ın bildiği kimselerdir. Onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara durumları hakkında tesirli söz söyle.” Nisâ 59-63 ve 59. Ayet şu şekilde tefsir edilir. “Eğer bir hususta (âyetteki kelimeyle “şeyde”) anlaşmazlığa düşerseniz...” şeklindeki cümle yapısı umum (genellik) ifade eder. Buna göre müminlerin hayatında ihtilâf konusu olan her şey çözümü Kur’an’dan ve Sünnet’ten alacak, başka bir deyişle çözüm, bu iki kaynağa başvurularak aranacaktır. Hem hâkim (hüküm koyan) hem de mâbud (kendisine ibadet edilen) yalnızca Allah’tır. Allah’a mahsus bulunan bu sıfat ve salâhiyetlerin –aynı mahiyette olmak üzere– bir başka merci veya şahsa tanınması şirk, bu merci ve şahsın Kur’an’daki adı da, 60. âyette zikredildiği üzere tâguttur. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/552/59-ayet-tefsiri
Kısaca seçimlerimiz ve seçtiklerimiz bizi Allah’ın hükümlerine ne kadar yaklaştırır veya uzaklaştırır diye tahlil etmemiz ve ona göre tercihte bulunmamızı gerektirir. Dolayısıyla seçeceğimiz kişilerin eylem ve söylemlerini tahlil etmemiz şarttır.
Önümüzdeki seçimde önümüze konulan adayların söylem ve eylemlerine baktığımızda hangi tarafı seçmemizin gerektiğini anlarız.
Bir tarafta düşmanın oku mesabesinde davranan diğer tarafta hayrı ve güzel olanını ihya etmeye çalışan kişi.
Seçme ve tercih etme meselesine bu gözle baktığımda, ülkemizin, İslam ve mazlum coğrafyaların geleceğini ve huzurunu düşünüyorsak tayyib olanını seçmekle mükellefiz diye düşünüyorum.
İnanıyorsak güçlü olduğumuzu unutmayalım.
Gün bizim “İlahı Kelimetullah için Nizamı âlemi ülkü” edinen ve edinecekleri tercih etmemizin günüdür.
Gün ayetlerin delaletiyle boltonların, bidenlerin, sorosların emrine amade olanları tarihe gömme ve tasfiye etme günüdür.
Gün seçeceğimizin bizden olduğu gündür.
Selam ve Sabırla... 22.05.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?