Âdem – İblis
Veysi ERKEN Dr.
Allah Âdem’i yarattıktan ve ona eşyanın isimlerini öğrettikten sonraki dönem insan için “imtihan/sınav”ın başlangıcıdır.
İnsanın imtihanı dünya hayatında ölümüne kadar devam eder.
Çünkü Âdem İblis’e kanmış ve cennetten uzaklaştırılmıştır.
Kuranın ifadesiyle kibirlenen, isyan eden, böbürlenen ve büyüklenen İblis Âdem’e secde etmeyi reddetmiş ve sonra onu kandırarak cennetten çıkarılmasına vesile olmuştur.
Âdemin zürriyetinden gelen insanın birbirinden farklı tavra sahip olduğu görülür. Birisi “hata ve günah”lardan “tevbe” biçiminde tezahür ederken öteki “hata ve günah”larda ısrar biçiminde, bir başka ifadeyle “iblis”çe ortaya çıkmaktadır.
Onun için denilebilir ki, hatasını, günahını anlayarak tevbe eden Âdem’in çocukları “insan”laştı, hatasını, günahını kutsayanlar ise İblis’in adımlarını takip ederek “şeytan”laştı şeytanlaşıyor. “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler. En’âm 112-113” ayetinde açıkça “insan Şeytanı”ndan bahsediliyor.
Kısaca bu iki tavırdan birisi insanın hayat çizgisinde baskın olabilir. İnsanın hayatında “tevbe” tavrı baskın ise, birey veya grup davranışlarında yanlışlardan dönme her zaman mümkün olur. Bireyin veya grubun görüşlerinde ve hazırladıkları yazılı metinlerinde değişmeler beklenebilir. Yanlışlarda ısrarcı olmazlar.
İnsanın hayatında “iblis”i tavır varsa “dediğim dedik, çaldığım düdük” mantığı hâkim olur ve görüşlerdeki hatalar kutsanır. “Metin hatalı da olsa altına imza atmışsanız sahip çıkın” ifadesi “iblis”çe tavrın yansımasıdır.
Günümüzün Türkiye’sinde Müslüman görünümlü “gayrı Müslim” taifesi her konuda “şeytani” tavrını sergilemekte, İslam, Müslüman ve İslamî yaşayışı tahfif ve tezyife çalışmaktadır.
Bu konuda Müslüman’ın tavrı net olmalı ve İblis’in uşakları olan şeytanlara meydan bırakılmamalıdır.
Özellikle ülkenin yönetiminde bulunanların tavrı bu “iblis”çe faaliyet gösterenlere açık, net ve engelleyici olmalıdır.
Sonuç olarak ülkenin kurtuluşu ve insanların mutluluğu için yapılması gereken icraat “iblis”i tavırlıları yönetim alanlarından uzaklaştırmaktır ve hayat alanında etkisizleştirmekle mümkün olur.
Selam ve Sabırla… 23.08.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?