21 Ağustos 2023 Pazartesi

Rakib, Rekabet, Murakıb: Denetim

 Rakib, Rekabet, Murakıb: Denetim

Veysi ERKEN Dr.

Yönetimin, sevk ve idarî faaliyetlerinin başarısı ve toplumun mutluluğu için denetim şarttır. Genel anlamda yönetim faaliyetlerinde yasama, yürütme ve yargı alanlarından bahsedilir ve denetim/ murakabe unutturulur.

Esasında yönetimde faaliyetlerinde murakabe” en önemli alan olup yöneten ile yönetilenin birbirini denetlemesini ifade eder ve yönetim faaliyetleri için gereklidir, önceliklidir. Ancak mevcut yönetim anlayışında bundan kaçınılır.

Gerçekte ise en önemli husus denetimdir/murakabedir ve olmalıdır ki, yönetenler kendilerini “la yüs’el/ etkili ve yetkili sorumsuz” olarak görmesin. Bu anlayışın temelinde Allah’ın her şeyi gözetleyen (rakîb) olduğu anlayışı yatar. https://islamansiklopedisi.org.tr/rakib

Murakabenin (denetim) doğru bir şekilde oluşturulması ancak Kur’an ve sünnet zemininde mümkün olur. “Ey mü’minler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan seçkin bir topluluk bulunsun. İşte onlar, doğru ve kalıcı yatırım yapıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Âl-i İmran-104” “Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik edip kötülükten sakındırır ve hayır işlerde birbirleriyle yarışırlar. İşte bunlar, sâlih kullardandır. Âl-i İmran-114” “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.Tevbe-71 “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) ayetleri ve hadisi bize yol ve yöntem belirler.

Denetim herkesin görevi olmakla birlikte yöntem olarak kötülükleri el ile değiştirmenin yöneticilerin, dil ile değiştirmenin âlimlerin; kalp ile değiştirmenin de bunlara güç yetiremeyen zayıfların, avamın görevi olduğunu söylerler. Böylece, her seviyedeki Müslüman’a düşen bir vazifenin bulunduğu ortaya çıkmış olur. Bununla beraber, her seviyedeki insan, bunların hangisine güç yetirirse onu yerine getirir de denilmiştir.

Müslümanlar, bu görevleri yerine getirecek bir yapıyı kurmak zorundadırlar. Çünkü İslâmî hassasiyetlere sahip bir yönetim kadrosunu, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü öğretip öğütleyecek ilim erbabını ve bu hususlarda duyarlı bir halkı yetiştirmedikçe, vazifelerini yapmış sayılmazlar. https://www.islamveihsan.com/kim-bir-kotuluk-gorurse-onu-eliyle-degistirsin-hadisi.html

Toplumda iyiliğin, adaletin, merhametin hâkim olabilmesi için “seçtiklerimizi ve seçtiklerimizin atadıklarını denetleme” anlayışını yazılı hukuk kaidesi haline getirmemiz gerekir.

Seçtiklerini denetle anlayışı elzem ve ehemdir. Buradan hareketle diyorum ki, yöneticilerimizi “denetimsizliğin cazibesi”nden kurtarmamız gerekir ki, toplumda kötülükler revaç bulmasın.

Maalesef mevcut yönetim anlayışlarında ve kurumlarında denetimsizlik cazibesi hâkimdir. “Herhangi bir kuruluşta yönetime gelenleri (ister seçimle, ister atama ile olsun) en çok cezbeden husus “denetimsizlik”tir.

Kendini “la yüs’el” olarak görmeye başlayan yönetici yönetilenlerden gelebilecek denetim ve yollarını kapalı tutmaya alışır.

Bu zihniyetin Türkiye’deki bütün yöneticilerde varit olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hiçbir yönetici yönettiği veya yönetimiyle ilgili olan kişiler tarafından denetlenmeyi istememektedir. Ahlaki, insani ve İslami olmayan bu zihniyet asırlardır benliğimizi kemirmekte ve yönetilenlerin huzurunu ortadan kaldırmaktadır.

Denetimsizlik bir cazibedir erdemlerden nasibini almayan yöneticiler için. Bu cazibe nedeniyledir ki, her türlü “munker”i işleyebilmektedirler. Hâlbuki bizim kültürümüzde/İslamî anlayışta iyiliği emretme kötülükleri nehyetme ilkesi vardır ayetlerle sabittir. Bu ilke yönetilenlere denetim hakkı tanımaktadır.

Mevcut yapılanmada pisliklerin üstünü örtmenin en kestirme yolu yönetilenlerin “denetim”ini ortadan kaldırmaktır.

Hatta yönetilenlerden denetim yapmak isteyenleri hainlikle suçlayarak ortalığı güllük gülistanlık göstermek de bu işin cabası.

Denetimsizliğin cazibesi yöneticilerimizi o kadar sarmış ki, bunu bir ilke olarak görmeye başladılar. Hatta utanmasalar “demokrasi”nin bir ilkesi olduğunu ileri sürecekler. Maalesef “Denetimsizlik” hastalığı tavandan tabana kadar bütün yönetim kademeleri için geçerlidir. Hatta yönetilenlerce de benimsendiği söylenebilir.

Selam ve Sabırla… 21.08.2023

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?