Siyonistler Kibrit Suyudur
Veysi ERKEN Dr.
Siyonistler dinlere tasallut ederek içten içe onları tahrip eder ve amaçlarına hizmet ettirir. Evangelizm ve Sabetayizm bunun en belirgin uygulamalarıdır. İslam dünyasının içindeki tahribatı Sabetayistler ve onların emir erleri konumunda olan fetöit gibi gruplar ifa etmektedir. Evangelistler de yıllarca Siyonistlere hizmet eden bir anlayış olarak karşımıza çıkar ve Hıristiyan siyonizmi diye adlandırılır. Sadece şu emir Evangelistlerin ne kadar Hıristiyanlıktan saptıkları ve Siyonistlerin emir eri olduklarını göstermeye yeterlidir. “Sinagoglarını tahrip etmek istemelerine gelince; evlatlarını rahip ve kilise üyeleri yap, onlar da Hıristiyanların kiliselerini tahrip etsinler. Prof. Dr. Özcan Güngör, İsrail’in Teo-Politiği Vadedilmiş Topraklar, İstanbul-2024,S.113”
Bu emri uygulayan tahripçiler evangelist denilen akımla dünyaya yakmaya, yıkmaya hız vermişlerdir. Bunun en büyük belirtilerinden birisi Balfour deklarasyonu denilen kısa mektuptur.
İngiliz Başbakanı Arthur balfour tarafından Rothschild’e yazılan 2 Kasım 1917 tarihli mektup şöyledir.
“Sayın Lord Rothschild, Hükümetimizin, Filistin topraklarında Yahudi yerleşimini destekleme niyetinde olduğunu belirtmek isterim. Bu niyet, İngiliz hükümeti tarafından, Yahudi halkının ulusal bir ev kurma hakkına büyük bir saygı ve destekle ifade etmektedir.
Saygılarımla
Arthur James Balfour” Prof. Dr. Özcan Güngör, İsrail’in Teo-Politiği Vadedilmiş Topraklar, İstanbul-2024,S.120”
Bu mektup İngilizler tarafından işgal edilmiş Filistin topraklarının Yahudilere devrinin başlangıcı olarak bilinir.
Özellikle Evangelistler(İngilizler, Amerikalılar) Siyonistlerin emrinde “kibrit suyu” gibidirler. Girdikleri yerleri kuruturlar. Filistin’i, Kudüs’ü, Gazze’yi anlamak, soykırımları ve vahşeti kavramak için bu lanetli zihniyeti iyi bilmek gerekir.
Çocukluğumuzda İngilizler ve topyekûn haçlı zihniyeti için “kibrit suyu” tabiri kullanılırdı.
Günümüzün gençleri “gaz yağı”nı bilmezler ki, “kibrit suyu”nu anlayabilsinler.
“Kibrit suyu” petrol ürünlerinden “gaz yağı”na denilirdi.
Döküldüğü yerdeki bitkileri ve diğer canlıları yok eder. İçeni öldürür.
Büyüklerimiz özellikle garplıları (batılıların /haçlıların tümü) kibrit suyuna benzetirlerdi.
Haklıymışlar.
Batının düşünce yapısı, ilkeleri, kuralları ve yöntemleri kibrit suyu gibi yok edicidir. İslam ve mazlum coğrafyaların yok edilişleri, sömürülmeleri “kibrit Suyu”nun o bölgelere girişi ve sızması ile gerçekleşiyor, gerçekleştiriliyor.
Merhum Akif, bu düşünce mantığını ve medeniyet diye yutturulan anlayışı “tek dişi kalmış canavar” olarak nitelendirmiştir.
Gerçekten de Siyonist haçlı zihniyeti canavarları yetiştirir ve toplumları yok etmeye çalışır, çalışıyor.
Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Afrika’da, İslam ve mazlum coğrafyalardaki “kan” deryaları bu düşünceden oluşmuş ve oluşmaya devam ediyor.
Bilinmelidir ki, Siyonist haçlı zihniyetinin hiçbir ahlaki ilkesi yoktur.
Ahlaki ilkelerin olmadığı zihinler ancak kan gölleri oluşturur. Toprakları işgal eder, insanları topraksızlaştırır, toprakları insansızlaştırır.
GAZZE bunun son örneklerinden sadece birisidir.
Asırlardır İslam ve mazlum coğrafyalarda satın alınan, piyonlaştırılan, köleleştirilen ve mankurtlaştırılanlarla bu oyun sergilenmektedir.
Gazze ve diğer zulümler karşısındaki İslam ülkelerindeki sessizlik bu satılmışların, mankurtlaştırılmışların bir göstergesidir.
İslam coğrafyasının parçalanmışlığı satın alınan ve piyon örgütlerle gerçekleştirilmektedir.
Sadece Filistin, Suriye, Irak, Afganistan, Arakan ve Türkiye’deki örgütlere baktığımızda mankurtluğu anlamamıza kifayet eder.
Kibrit suyu olan Siyonist haçlı zihniyeti özellikle “one minute”den beri dünyada ve özellikle Türkiye’de fetövari örgütlenmeleriyle saldırılarını hızlandırmıştır.
Ekonomik kargaşa çıkararak insanları fakirliye, yokluğa ve açlığa mahkûm etmeye çalışırken mankurtların sevindiklerini görürüz.
Kibrit suyu olan Siyonist haçlı zihniyetinin zararlarını ve yıkıcılığını ortadan kaldırabilmek için doğru bir teşhis ve bu teşhise dayalı mücadele yöntemi gerekir.
Ülkemizde Siyonist haçlı zihniyetinin “kibrit suyu” olan fetövari örgütlenmelere ve mankurtlaştırılmış elemanlarına karşı yeterli ve doğru mücadelenin yürütülmediğini görüyoruz. Gazze bunun delillerinden biridir.
Fetövari örgütlenmelerde “fedailer” kadar “dailer (propagandist)” de tehlikelidir. Hatta Dailer daha tehlikelidir.
Fedailere karşı mücadelede kısmî başarı söz konusu olmakla birlikte “dailer”in Gazze, Doğu Türkistan ve bütün mazlum coğrafyalar için yürütülen çalışmaları akamete uğratmak için faaliyetlerini kadrolaştıkları bütün kurum ve kuruluşlarda devam ettirdiklerini piyasaya sürülen yalan, dolan, iftira, şantaj, vs. işlemlerinden anlıyoruz.
Zaman bu alçak düşünceyi çözme ve pisliklerinden dünyayı arındırma zamanıdır.
Zaman Siyonist haçlı zihniyetinin küresel haydutlarının bütün unsurlarını, paralarını, ürünlerini ve faaliyetlerini boykot zamanıdır.
Zaman Siyonist haçlı zihniyetinin dailerinin çabalarını bütün dünyada deşifre etme ve ilayı Kelimetullah doğrultusunda âleme nizam verme zamanıdır.
Zaman Filistin, Kudüs ve Gazze’yi himaye altına alarak oradaki mazlumları azad etme vaktidir.
Unutmayalım ki, inanıyorsak güçlüyüz ve zafer Allah’a inananlarıdır.
İnanarak, güvenerek, dayanarak ve Siyonistlerin her şeyini boykot ederek kibrit suyundan kurtulma ve özgür olma zamanıdır.
Selam ve Sabırla…14.03.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?