18 Haziran 2024 Salı

Kehanet Değil Cinayetler ve Suçlar Katlanacak

 Kehanet Değil Cinayetler ve Suçlar Katlanacak

Veysi ERKEN Dr.

Gazetelerde, İnternette kısaca her yerde cinaye haberleri.

Korkunç cinayet.

Kadın cinayeti, sevgili cinayeti, tecavüz, hırsızlık, eşkıyalık vs. Suçlular ve cinayetler artıyormuş.

Dosyalar kabarıyormuş.

Kararlar yıllara sâri oluyormuş, adalet çöküyormuş.

Bunlar doğruymuş.

Etkililer ve yetkililer her gün birkaç suç örgütünün çökertildiğini, binlerce kişinin yakalandığını, hapishanelerde yer kalmadığını, cinayetlerin arttığını dillendiriyor.

Evet, suçlular ve cinayetler artıyor.

Moda tabirle kehanet değil, suçlar ve cinayetler artacak, zira İnsanımız İslam’dan koparıldı. Ahlaksızlık teşvik edildi.

İnsanlar ilişkilerini gayrı İslami zeminde ve ahlak dışı şekilde kuruyor.

Ahlaksızlığın adı aşk, elbise değiştirir gibi sevgili(!) değiştirmek moda, sokakları çıplaklar kampına çevirmek medeniyet diye teşvik edilirse bilinmelidir ki cinayetler artacak, suçlular katlanacak ve toplum çökecektir.

Bu kaçınılmaz sonuçtur.

İslamsızlaştırmanın sonucu felakettir, hüsrandır, yok oluştur.

Evet.

Cinayetler, kadın, sevgili cinayetleri ve suçlar artıyor ve artacaktır.

Çünkü doğru tedbirler bilerek ve isteyerek alınmıyor. İslamsızlaştırma devam ediyor ve ettiriliyor.

Kanunlarımız hukuka ve ahlaka uygun olmadığı için “mağdur”u değil, suçlu ve caniyi koruyan yapıdadır. Kanunlarımız inancımıza (İslam) tanzim edilmediğinden adeta suçluyu ve caniyi teşvik eder mahiyettedir.

Etkililer, yetkililer ve sorumlular doğru yönde tekdirler almıyorlar, İslam’a ve ahlaka uygun kanunları vazetmiyorlar.

Ve.

Cinayetler, suçlar artarak devam ettiriliyor, mağdurlar çoğaltılıyor. Toplum çökertiliyor.

Meseleye hak ve hukuk açısından bakıldığında mağdur hakkından vazgeçmedikçe başkasının onun adına “suçluyu affetme” denk bir cezayı vermeme yetkisi olamaz. Ama ülkemizde mağdura rağmen suçlular cezalandırılmıyor, kişiler ihkak-ı hakka zorlanıyor.

Hırsızlık, gasp, kapkaççılık, cinayetler işleniyor ve bunlara karşı verilen cezalara bakıyoruz.

Verilen cezalar suçla orantılı değil. Aksine suça teşvik nitelikte.

İdamı gerektiren suçun karşılığı katili hapishanede beslemek şeklinde tecelli ediyor.

Irza musallat olanın cezası bir iki ay hapis ile geçiştiriliyor.

Kısaca ceza- suç denk değil.

Mağdurun aleyhine bir kanuni yapılanma söz konusudur.

Kanunlarımız bu şekilde ve İslam dışı olduğu müddetçe bilinmelidir ki suçlular, suç örgütleri, cinayetler ve caniler artacaktır.

Bu bir kehanet değildir.

Görünen ve yaşanan bir durumdur.

Yapılması gereken bir tek şey vardır.

Suçlu ve cani olanların suçuna göre cezanın verilmesi ve bireylere karşı işlenen suçların cezasını mağdurun mağduriyetine göre takdir edilmesidir.

Cezalar mutlaka caydırıcı, İslami ve adaletli olmalıdır.

Ve.

Bizi mağdur edenleri rızamız dışında etkililer ve yetkililer asla yargılama ve cezalandırma yoluna gitmemelidir. Affetmemelidir.

Yargı adil olmalı ve suçlular işledikleri suça göre mağdurun mağduriyetine orantılı ve rızası ile ceza takdir edilmelidir.

Hâsılı kelam, Cinayetlerin, suçların, canilerin, hırsızların, ırz ve namus düşmanlarının çoğalmasını istemeyenlerin yapmaları gereken bir tek şey vardır.

Hayatı İslamileştirmek ve kanuni düzenlemelerin caydırıcılığını sağlamadır. Kanunların suçları azaltıcı yaptırımları olmalıdır. Günümüzün yönetim anlayışında bu kanuni düzenleme yetkisi TBMM’ye ait olduğundan behemehâl vekiller görevlerini ifa etmekle mükelleftir.

Bu düzenlemelerden kaçınmak suçluyu ve caniyi koruma sonucunu doğurur.

Unutulmamalıdır ki;

Kurallarda, kanunlarda haklara uygun düzenlemeler yapılmadıkça “mağdur”lar ve cinayetler artacak, tavizler devam edecek ve aramızda binlerce “suçlu” olan hırsız, arsız, katil, soyguncu, hortumcu ve soysuz dolaşmaya devam edecektir.

Selam ve Sabırla… 18.06.2024

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?