İslam Tevhidi, Siyonist Haçlı
Zihniyeti Tefrikayı Esas Alır
Veysi ERKEN
Dünümüzü ve günümüzü incelediğimizde
“tevhid” anlayışının birleştirici “aidiyet”çiliğin tefrikacı ve
ayrıştırıcı olduğunu görürüz
Bu hakikati yıllar önce birbirini
tamamlayan iki yazı ile izah etmeye çalışmıştım. Bu yazılardan birisi “İslam asimilasyonu reddeder”, diğeri “İslamsız hiçbir şey çözülemez”
başlığını taşımaktaydı. (İsteyenler bulup okur)
Bu konunun anlaşılması babında Amin
Maalouf’un kaleme aldığı “Ölümcül
kimlikler” isimli kitabı da tavsiye edilir.
Maalouf, kitabında “kimlik”e dönüşen veya dönüştürülen “aidiyet”lerin “ölümcül” olabildiğini dile getirir.
Esasında “aidiyet” inkâr edilecek şey değildir. Bizim medeniyetimizde “aidiyet”in inkârı söz konusu değildir.
Birey veya gruplar birden fazla birkaç
aidiyete sahip olabilirler. Önemli olan bu aidiyetleri kimliğe dönüştürüp başka
aidiyetleri imha etme vasıtası haline getirmemedir.
Bilinen gerçek şudur ki, kimliğe
dönüştürülen aidiyetler ölümcül olabilir ve bunu en çok Siyonist haçlı anlayışı
kullanır.
Tarih boyunca menfur emellerini
gerçekleştirmek isteyen Siyonist haçlı zihniyeti İslam coğrafyasında
aidiyetleri kimliklere dönüştürme çabasında olmuştur.
Tapınak şövalyelerinin ve
uzantılarının bu politikası tespit edilip hayatımızdan çıkarabildiğimiz an
kurtuluşun adımı atılmış olur.
Bu lanetli zihniyet dün Hint
kıtasında, insanları aidiyetlere bölmüş Babür, Selçuklu, Osmanlı devletlerinin
sonunu hazırlamıştır.
O kadar uzağa gitmeye gerek olmasa
gerektir. Bugün Afganistan, Türkistan, Sudan, Libya, Cezayir, Suriye, Türkiye
vs. ülkelerde sahnelenen oyun aynıdır.
Kısaca İslam coğrafyasında aynı
zihniyet tefrika ağlarını örmektedir. İngiliz-Fransız gizli anlaşması “Sykes- Picot” ile tefrikayı nasıl
ördüğünün bir göstergesidir. (Bu anlaşmayı okumak isteyenlere aşağıda verdiğim iki
link’teki makaleleri okusun http://www.dunyabulteni.net/haberler/301594/sykes-picot-anlasmasi-neler-getirmisti
ve http://www.jasstudies.com/Makaleler/1500154802_18-Yrd.-Do%C3%A7.-Dr.-%C4%B0smail-%C5%9EAH%C4%B0N.pdf
)
Esasında
bu anlaşmayı basiret ve feraset sahibi olan herkesin okuması ve ibret alması
gerekir.
Yüz yıl öncesi karanlık dehlizlerde
oluşturulan tefrika bugün de aynı zihniyet tarafından devam ettirilmektedir.
Dün Fransa ve İngiltere diyorduk. Bugün Fransa ve İngiltere’ye Amerika,
Almanya, Rusya İtalya, kısaca bütün Siyonist haçlı ülkeleri eklemlenmiştir.
Bu melun zihniyet tefrika ağlarını İslam
coğrafyasında taşeron örgütler, satılmış gazeteciler, kiralık bürokratlar,
zihni iğfal edilmiş aydınlar (!), sanatçı kılıklı müptezeller, şeyh, cemaat
önderi görünümlü aptallar vasıtasıyla gerçekleştirmektedir.
Maalesef İslam coğrafyasında tefrika
zemini mümbitleşmiştir.
Türkiye bu tefrikayı ortadan
kaldırma çabasında olduğu için hedef tahtasındadır.
Ülkemizi hedef tahtasına oturtanlar
bir taraftan dostluk (!) ve barış (!)tan dem vururken maşalarını ve
taşeronlarını piyasada bulundurmaktan geri durmamaktadır.
Felahımız mümkün mü?
Elbette mümkündür.
Felahımız “Allah’a dayanmak, Sa’ye sarılmak ve Hikmet’e ram olmak”la
mümkündür.
Felahımız Siyonist haçlı
zihniyetinin maşaları ve taşeronları marifetiyle oluşturdukları “tefrikacılık” zemini kurutmak ve “tevhid” anlayışını hâkim kılmakla
mümkündür.
Kısaca yürekler “şahadet”te “tevhid”leştiğinde
ve birleştiğinde “felah” başlamış
olacak inşallah.
Şahadet
demek “Eşhedu En’la İlahe İllallah ve Eşhedu En’ne Muhammedun Abduhu ve
Resuluhu” demektir.
Merhum
Akif;
“Girmeden tefrika bir
millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler
onu top sindiremez”
diyerek bize tevhidin yolunu göstermektedir.
Tevhid’e
çağrımızı Merhum Abdurrahim Karakoç’un mısralarıyla tekrarlayalım ve Siyonist haçlı
zihniyetinin ayrıştırıcı politikalarını tarihin çöplüğüne atalım.
“BİRLEŞİN EY!.. YOLLARI KUR'AN DA BİRLEŞENLER.
BİRLEŞİN,
İTİKATTA, İMANDA BİRLEŞENLER.
AYRILIK
YAKIŞMIYOR, BÖLÜNMEK GÜNAH SİZE.
BİRLEŞİN
EY!.. SECDE-İ RAHMAN'DA BİRLEŞENLER...
Selam
ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?