Acil çözüm
bekleyen konular
Veysi Erken
Sadece
etrafımızda bir ateş çemberi oluşturulmuş değil, içimizi de yakıcı ve yıkıcı
tutuşturucu ateş parçalarıyla da doldurdular.
Libya'da,
Suriye'de, Irak'ta, Türkistan'da, kısaca bizi ilgilendiren ve ilgilendirmesi
gereken her yeri yakmaya çalışıyor Siyonist haçlı zihniyeti.
Bu
lanetli zihniyet satın aldığı piyonlarla, ajanlarla ve uşaklarla coğrafyamızı
ateşe boğuyor.
Hem
de bu coğrafyanın imkân ve paralarıyla yapıyor.
Paralar,
petrol ve diğer imkânlar, uşaklar, piyonlar bu coğrafyadan. Silah ve yıkım
araçları kendilerinden.
Yıkılan, tarumar edilen coğrafyalar
bizim ve katledilenler bizim insanımız.
Bu
senaryo asırlardır devam ettiriliyor.
"Hayır diyebilen bir
Türkiye" istenmiyor. Biliyorlar ki, Türkiye mazlum ve mağdur coğrafyaların
beyni, kalbi ve sesidir.
Türkiye yıkılırsa bütün coğrafyaların yıkılacağını biliyorlardır.
Onun için hesaplarını ve
senaryolarını Türkiye üzerine hazırlıyorlar ve uşakları marifetiyle sahnelemeye
çalışıyorlar.
Bunu
kavramak için derin tahlillere gerek yoktur.
Akıllı,
firasetli ve Müslüman olmak yeterlidir.
Piyonlar
faaliyette.
Bunların sesini kesmek için acilen
yapılması gereken işler vardır.
Bazıları zamanı değil diyebilir.
Umurunda değil.
Ben bazı işlerin yapılması
gerektiğine ve aciliyetine inanıyorum
Evvel
emirde maarif marifetullahla irtibatlandırılmalı ve okullar üretim sahalarına
dönüştürülmelidir.
Marifetullah ile bezenmiş olan nesil ahlakını işine, aşına ve üretimine
yansıtır.
Yönetim iltifat ederse marifet anlamlı hale dönüşür.
Maarif sağlıklı nesiller
üzerine inşa edilmelidir. Bunun için yapılması gereken İlk iş, kişinin ve
toplumunun sağlığının bozulmasını önlemektir.
Önleyici tıb tedavi edici tıptan
daha önceliklidir.
Tedavi
edici tıp kadar, belki daha fazla önleyici tıbba ağırlık verilmelidir.
Türkistan tıbbı önleyici olması bakımından batı buna yönelmeye başlamıştır.
Türkiye geç kalmamalıdır. Madagaskar son salgınla ilgili ilk adımı atmıştır.
Ülkemizde
buna öncülük edenler var.
Maalesef
destekleneceklerine kamu kurum ve kuruluşları engel oluyor gayret edenlere.
Acil
tıbbi bitkiler ile ilgili birim oluşturulmalı ve ilaç sektöründe oluşan
hegemonya kırılmalıdır.
Hegemonya
sadece ilaç veya diğer sektörlerde değil, STK diye yutturulmaya çalışılan yarı
resmi oda, birlik, baro gibi kurumlarda da hâkimdir.
Meclis
tatile girmeden önce bunlarla ilgili düzenleme kaçınılmazdır.
Misal
olsun diye belirteyim. Salgın döneminde bile tabipler Birliği takozluktan
vazgeçmedi takozluktan.
Yaraya
dönüşmüş yapıları düzeltmez iseniz, yara kangrene dönüşür.
Bunlar maalesef kangrenleşmiş
yapılardır.
Bir
diğer kanayan yaramız yerli otomobil hatta uçan otomobil.
Yerli
otomobil fabrikasının temeli ve İstanbul kanalı kazı çalışması Ayasofya'nın
açılması 15 Temmuzda gerçekleştirilmelidir. Bilhassa Kanal İstanbul projesi
için farklı düşünenler olabilir.
Bu benim şahsi görüşümdür.
Bunlar
acil konulardır.
Bu
konulara ağırlık verilmelidir. Ama yeterli değil.
Zira yukarıda belirtilen hususlardan
daha aciliyeti olan bir konu var.
Aşırı derecede ihmal edilen husustur bence.
En çok ihmal edilen içerdeki yıkıcı
ve bölücü propagandanın önlenmemesidir.
Fetö haşhasin tapınakçı kesimin kesif propagandası
devam ediyor.
Özellikle
genç nesil mazi hakkında bilgisi olmadığı için aşırı derecede etkilenmektedir.
Fetö dailerinin deşifresi mutlak
anlamda sağlanmalı ve güveni sarsan, dailerin istismar vesilesi yaptıkları
atamalardan ve icraatlardan vazgeçilmelidir.
Dailerin kurumlardan
uzaklaştırılması sağlanmalı ve propagandaları etkisizleştirilmelidir. Tabii ki,
bunun yapılması için öncelikle mıntıka temizliği yapılmalıdır.
Etraf
ayrık otlarıyla doldurulmuştur.
Ayrık
otları temizlenmezse toplumdaki güvensizlik ve heyecansızlık artacak ve toplum
içten zehirlenmeye devam edecektir.
Bu
uyarılar bu ülkenin sevdalısının uyarısıdır.
Fisebilillah diyenin tenbihatıdır.
Selam ve sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?