Nasıl yaşamalı ve Ölmeliyiz
Veysi ERKEN Dr.
Hadis olduğu ifade edilen bir söz vardır. “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşr olursunuz!..”
Evet.
Nasıl ölüp haşr olmak istiyorsak öyle yaşamalıyız.
Bunun ölçüsü ve zemini Kur’an-ı Kerim ve uygulaması olan sünnettir.
Kur’anı terk etmemek ve yaşamaktır. “Resul, Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar, terk ettiler dedi. İşte bunun gibi her peygambere karşı, günaha batmış kimseler içinden bir düşman çıkardık. Ama yol gösterici ve yardımcı olarak rabbin yeterlidir. Furkan-30-31”
Kur’anı terk edenlerin zararlarını, ihanetlerini ve İslam’a düşmanlıkları ile maruf olan taifeleri azaltmak ve olabildiğince etkisiz hale getirmenin yolu Kur’an-ı Kerimi terk etmemek, küllî iman ve buna dayanan amel ve fiillerdir.
Ey iman edenler iman ediniz ayeti açıktır. Ayette “Ey! İmân etmiş olanlar! Allah Teâlâ'ya ve O'nun Peygamberine ve Peygamberine indirmiş olduğu kitaba ve daha evvel indirmiş olduğu kitaba imân ediniz. Ve her kim Allah Teâlâ'yı ve meleklerini ve kitaplarını ve peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse muhakkak ki pek uzak bir dalâletle sapıklığa düşmüş olur. Nisâ-136”
Ve.
Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir güruha itaat ederseniz sizi imânınızdan sonra çevirip kâfirler yaparlar.
Ve nasıl küfre dönersiniz ki, sizlerin üzerinize Allah Teâlâ'nın âyetleri okunuyor ve aranızda da peygamberi bulunuyor. Artık her kim Allah Teâlâ'ya sığınırsa muhakkak doğru bir yola çıkarılmış olur.
Ey imân etmiş olanlar! Allah Teâlâ'ya bihakkın takvâ ile ittikada bulununuz. Ve siz ancak Müslümanlar olduğunuz halde vefat ediniz.
Ve.
“Hepiniz Allah Teâlâ'nın ipine sımsıkı sarılınız ve birbirinizden ayrılmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinizde olan nîmetini de yâd ediniz ki, siz birbirinize düşmanlar iken sonra Allah Teâlâ kalplerinizi birleştirdi de O'nun nîmeti sebebiyle kardeşler oluverdiniz de sizler ateşten bir çukur kenarında iken sizi ondan çekip kurtardı. İşte Allah Teâlâ âyetlerini sizlere açıklar, tâ ki hidâyete erebilesiniz. Âl-i İmrân 100-104
Allah c.c. bize bir yaşama zemini belirliyor, Kur’an’a sarılmamızı, ayrılığa düşmememizi, nimetini hatırlamamızı ve bu zeminde yaşayarak MÜSLÜMAN olarak ölmemizi istiyor.
Kısaca hayatımız “iman ve cihad”tan ibaret olmalıdır ki, MÜSLÜMAN olarak yaşayalım ve ölebilelim.
“Doğru olmak zor, doğru kalmak daha zordur” diye bir tespit vardır.
Katılıyorum.
Doğru kalabilmenin yolu doğru bir çevrede bulunmak ve hayatımızı o çevre içinde idame ettirmekle mümkündür.
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. Tevbe-119” ayeti bize nasıl bir çevrede yaşamaya çalışmamızın gereğini ortaya koymaktadır.
Hani bir söz vardır.
“Gül bahçesine giren gül, ahıra giren tezek kokar” diye.
Mezara bir gül bahçesine girercesine girmek istiyorsak Müslüman olarak yaşamalı ve ölmeliyiz. Hazırlığımızı ona göre yapmalıyız.
Ölçümüz suculuk buculuk, kavim, kabile, hısım akraba değil Kur’an-ı Kerim olmalıdır ki, imanımız ve cihadımız kavi, ölümümüz Müslüman olarak olsun.
İslamî anlamda mümin olanlara tebliğdir. Hadi İslam’ı yaşamaya, cihad etmeye ve Müslüman olarak ölmeye.
Selam ve Sabırla… 07.09.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?