Küresel Haydutlar, Eğitim ve Mevzuat Konusu

Küresel Haydutlara Mütekabiliyet Uygulanmalıdır

Veysi ERKEN

            Haçlı seferlerinin başlangıcından beri gerek açık, doğrudan gerekse dolaylı ve piyonlar vasıtasıyla küresel haydutlar İslam ve Mazlum coğrafyalara saldırmışlardır ve saldırmaya devam ediyorlardır.

            Bu konuda yüzlerce yazım mevcuttur.

            Asırlardır İslam ve Mazlum coğrafyalara önderlik, öncülük ve gerektiğinde hamilik yapan ülkemiz daima küresel Siyonist haçlı haydutlarının öncelikli hedefi olmuştur.

            ABD’yi yöneten haydutların yeni açıklamaları ve piyonlarının coğrafyamızdaki katliamları bunun bariz göstergeleridir.

            Ülkemizi yönetenlerin sonuç alıcı taktik ve stratejilerle bunlara mütekabiliyette bulunması şarttır. Mütekabiliyet haçlıları durdurur, içteki masumların katillerini yok eder.

            Türkiye olarak hem içteki fetö, deaş,PKK ve diğer benzeri bütün Siyonist haçlı zihniyetinin maşa örgütleri ile mücadelesini sürdürürken dışta onları dertleriyle baş başa bırakacak tedbirleri kısa sürede almalıdır.

            İslam ve mazlum coğrafyaların sevdalıları olarak bunu bekliyoruz ve alınacak tedbirlerde kusur etmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

            Hâsılı kelam dirilişin Siyonist haçlı zihniyetiyle anlaşmada değil İslam’la İslamlaşmada olduğuna inanıyoruz.

Eğitim ve Öğretim Sorunu Çözülebilir mi?

            LGS ve YKS sonuçları açıklandı.

            Basın ve yayın organlarında tartışmalar alevlendirildi, harlandı.

            Bu tartışmaların ortadan kalkması için alınabilecek tedbirler var mıdır?

            Vardır.

            Ve tektir.

            “Bilgi edinme ve beceri kazanma hak ve özgürlüğü”nün mutlaklığına inanmaktır.

            Bu anlayış kabul edilirse devletin bir tek görevi ortaya çıkar. O da kapasite ve kaliteyi oluşturmaktır.

            Kişi dilediği alanda ve mekânda bilgi edinme ve beceri kazanma hakkını kullanabilmelidir.

            Kademeler arasında asla geçiş sınavı olmamalı, birey dilediği alanlara aynı zaman diliminde kayıt yaptırabilmelidir.

            Türkiye’nin buna imkân ve kapasitesi mevcuttur.

            Yeter ki, yönete gücünü kullananlar bu gerçeği kabul etsin.

            Bu gerçek kabul edilir ve uygulanır mı?

            Zannetmem.

            Zira bu zihniyeti kabul eden eğitim yöneticileri yoktur. Ne Ziya Selçuk ne de YÖK yetkilileri bunu kabul edecek zihniyette sahip olduklarını düşünmüyorum.

            Zaten bu tür konular Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a iletilmiyor diye düşünüyorum.

 İletilenler ise eksik ve yanlış iletiliyor. Bunun son örnekleri TEOG, YLS ve Yrd. Doç konusudur.

            Sayın Başkan’a buradan sesleniyorum.

            Artık eğitim ve öğretim konusunu sorun olmaktan çıkaracak adımları atınız. Bunun için Eğitimi yöneten birimlerin dışındakilere ve halka danışınız ki, yanıltılmayasınız.

            Sayın Başkan Yeni Hükümet Sisteminin Başarısı İçin Taşra Yapılanmasını ve Mevzuatı Bir An Önce Düzeltiniz

            Sayın Başkan 24 Haziran seçimleriyle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçilmiştir. Merkezi yönetimin mevzuatı ve mevkilere atamalarda hızlı bir yol kat edilmiştir.

            Elbette sevindirici bir durumdur.

            Tabii ki, atananların bir kısmı ile ilgili halkın tereddütleri vardır?

            Üst yönetime getirilenlerin değiştirilebileceğini ima ettiniz. Bu doğru yaklaşımdır. Ama yetmez.

            Bilirsiniz ki, yönetimden halk dolaylı etkilenir.

            Bir başka ifade ile taşra birimlerindekiler ve uygulamada kullandıkları mevzuat önemlidir.

            Halk doğruda taşradakilerle muhatap olur ve mevzuat ileri sürülür.

            Sadece bir iki örnek yeterlidir.

            Giresun’daki doktor ve polislerin seksen iki yaşındaki vatandaşa karşı muameleleri veya Diyarbakırdaki hamile kadına uygulanan şiddet bunun son örnekleridir.

            Sadece bunlar değil, ölen birisinin dul eşine maaşının üç ay sonra bağlanması, işini bitiren bir müteahhidin, işveren konumundaki devlet kurumlarından yakasını kurtaramaması, bankalardan aldığı teminat mektubunu aylar geçtiği halde alamaması, hak ettiği vergi iadelerini yıllar geçtiği halde alamaması örneklendirme için yeterlidir.

            Umarım ki, halkı bizar eden bütün mevzuatın caffel kalem ortadan kaldırılması ve herkesin anlayabileceği sadelikte ve kısalıkta mevzuatın derhal yürürlüğe konulur

Tabii ki, sadece mevzuatın düzenlenmesi yetmez.

Uygulamacıların da denetlenmesi şarttır.

Denetim sağlıklı yönetimin ve uygulamaların vazgeçilmesidir.

Denetim yönetme gücü ve yetkisini elinde bulunduranların görev suiistimalini engeller.

Sayın Başkan bu düzenlemeleri kısa sürede gerçekleştiriniz ki, hakkın ve halkın sevgisini kazanasınız.

Selam ve Sabırla…