Evet, Maalesef Benzettiler
Veysi ERKEN
Müslümanları İslâm’dan koparmak isteyen gayrı Müslim ve Müslüman görünümlü sabetayist münafık karakterlilerin gayeleri Müslümanları kendilerine benzetmek ve vahyi yaşanmaz hale getirmektir.
Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz yaşayışı ile gayrı Müslimlere dönüşmüşleri “Benzettiler” şiiriyle tanımlamıştır.Evet. Merhum Abdurrahim Karakoçağabeyimiz haklıydı.Benzettiler.
Merhum Abdurahim Karakoç’u anma ve tahrip edilmiş hayatımızı gençlere izah babında şiiri sizlere iletiyorum. İbret Alınır mı? İşte şiir.
Benzettiler
Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber Avrupalı, tuz Avrupalı.
Gülücükler sahte kirpikler takma
Dudak Avrupalı, göz Avrupalı.
Bebeklikte benliğini
yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı, iz Avrupalı.
Birisi diskoda içer kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez ki yıkar devirir
Ana Avrupalı, kız Avrupalı.
Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar Avrupalı, yüz Avrupalı
En mahrem yerlerin kalktı örtüsü
Beş santim tırnaktır ellerin süsü
Bütün bunlar medenilik ölçüsü
Cilve Avrupalı naz Avrupalı
İster sâri deyin isterse ırsi,
Büyük revaç buldu makbulün tersi
Duyduğumuz 'okey, adiyös, mersi'
Ağız Avrupalı söz Avrupalı
Her gün karşımıza on zıpır çıkar
Bağırır, çağırır, devirir yıkar
Dinler kulağımız gözümüz bakar
Şarkı Avrupalı, saz Avrupalı.
Başımız ayıkmaz binlerce halttan
Örf, adet gemimiz delindi alttan
Analar Muğla'dan Van'dan Tokat'tan
Bebek Avrupalı bez Avrupalı
Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye, densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı Avrupalı saz Avrupalı
Herkes soyunuyor açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gâvurdan seçilmiyor ki
Şekil Avrupalı, poz Avrupalı
Türklük bu mu desem bu diyecekler
Şampanyayı sorsam su diyecekler
Bir gün kökümüze hu diyecekler
Kabuk Avrupalı, öz Avrupalı.
Maalesef Müslümanların ekseriyeti Şiirde ifade edildiği gibi (Türkiye’de olduğum için Kendi ülkemin insanını biliyorum) vahyin ilkelerinden büyük oranda uzaklaştırılmış ve hayat tarzı başka Müslüman görünümlülerin ilkelerine göre değişmiştir. “Benzetilmişlerdir”. Başka bir ifadeyle inandığı (İslami akide) gibi değil, yaşadığı gibi inanmaya başlamıştır.
Bir nevi başkalaşmış ve başkalaştırılmıştır.
Değişim, benzeşim ve dönüşüm sadece dış görünüş ve şekilde değil, zihinlerde, inanış ilkelerinde gerçekleşmiştir.
Maalesef Müslümanların ekseriyeti yaşadıklarını İslam diye savunur hale gelmiş, çıplaklık onlar için meşru, faiz ve her türlü ahlaksızlık helal kabul edilir hale gelmiştir.
Müslümanların hayatını tahlil ettiğimizde bu tahribarı ve değişimi anlıyoruz maalesef.
İster mevzuat zorlamasıyla, ister kitle iletişim araçlarının etkisiyle ister başka sebeplerle deyin fark etmez üzülerek belirtiyoruz ki, Müslümanların yaşayışları büyük şiirde ifade edildiği gibi büyük ölçüde Sabetaycıların yaşayışına dönüşmüştür.
Artık Müslümanların ekseriyeti sabetaycılara benzemiştir.
Neredeyse her haramı helal veya mubah görür vaziyete dönüşmüştür.
Faizden tutun, teşhirciliğe veya sapkınlığa varan davranış değişikliği günlük yaşayış haline gelmiştir. İşini faiz üzerinde kurmayan bir kişiyi bulmak neredeyse zordur. Ahlaki davranışı küçümsemeyen kişi kalmamıştır diyebiliriz.
“Bir kereden bir şey olmaz” diyerek her türlü haram, hırsızlık, edepsizlik ve şerefsizlik mubah olarak görülmeye başlanmıştır. Üzülsek de bu gerçeklik etkilidir ve şiirde belirtildiği gibi Sabetaycılar “Benzeme- Benzet” ilkeleri doğrultusunda Müslümanları dönüştürmüşlerdir.
Bundan kurtulmak mümkün mü? Elbette mümkündür.
Hz. Peygamber Muhammed Mustafa’nın sav yöntemini ve izini takip etmekle mümkündür.
Hani Peygamber “Güneşi sağ elime, Ay’ı sol elime verseniz de davamdan/ inandığım ilkelerden vazgeçmem” diyordu ya. Biz Müslümanlar olarak bulunduğumuz makam, mevki, içtimaî konum ne olursa olsun ilkelerimizden vazgeçmeyiz dediğimizde bu durumdan ve vaziyetten kurtuluruz. Tabii ki, yönetimde yer alanların buna uygun mevzuatı hazırlamaları ve uygulamaları şarttır.
Mevzuat hazırlama (Kanun çıkarma, yönetmelik ve tüzükleri yürürlüğe koyma) yetkisini elinde bulunduranların vebali çok büyüktür.
Umarım ki, “benzeme-benzet” ilkesini zorla veya sinsice bize dayatan ve bu şekilde ailemizi dağıtan, yuvaları yıkan, şiddet ve cinayetleri arttıran yapı ortadan kaldırılır.
Ve böylece İslam ile İslamlaşırız.
Kısaca “ya yeni hal ya izmihlal”
Ya İslam’la İslamlaşırız ya da yıkılarak/dağılarak ve ahlaksızlaşarak cehennemin yolunu tutarız.
Selam ve Sabırla… 26.06.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?