Yeni Anayasa
Veysi ERKEN
Ülkenin huzuru ve birliği için acilen yapılması gereken o kadar düzenleme var ki, saymakla bitmez. Bu gerçeğe rağmen meclis tatile girecek. Ülkemizi sorunlarıyla baş başa bırakacak..
Bize kalırsa meclis tatile girmemelidir, zaten yeni oluşmuş ve daha faaliyeti yoktur. Faaliyetine devam etmeli ve başta anayasa değişikliği olmak üzere birkaç düzenlemeyi hemen gerçekleştirmelidir.
Yapılması gereken düzenlemeler.
1. Ekonomik yapı, kira, gıda ve gelir/ücret dengesizliğinin giderilmesi, asgari geçim seviyesinin belirlenmesi ve bir kişiye birden fazla makam ve maaş vermenin engellenmesi.
2.Odaları ağalardan (TOBB, TÜRMOB; TZOB; BARO, TTB; TBB, sendikalar, vakıflar ve dernekler vs) ve mensuplarını mahkumiyetten kurtaracak seçim düzenlemeleri. (İsteyen istediği meslek örgütünü kurmalı. Aynı alanda sendikalar gibi birden fazla meslek odası olabilmeli.)
3. Kamu yönetimi ve personeli ile ilgili düzenlemeler.
4. Dolaylı vergilerin azaltılması ile ilgili düzenlemeler.
5. Faiz lobisi ile ilgili düzenlemeler. Hazinenin bono ve tahville faiz lobisine borçlanmasını yasaklama ile ilgili düzenlemeler.
6. ve en önemlisi Anayasa.
Artık Anayasa konusunda ipe un serilmemelidir. Yıllardır Anayasa nasıl yapılamaz ve değiştirilemez diye zaman harcandı. Millet oyalandı. Artık yeter diyoruz. Partiler arasında uzlaşma aranmamalı, her parti kendi metnini hazırlamalı, halka sunulmalı ve tartışılmalıdır. Uzlaşma sağlanırsa tek metin halinde, değilse birden fazla metin olarak halk oylamasına sunulmalıdır.
Cumhurbaşkanına ve Sayın Devlet Bahçeliye sesleniyorum. Milletin huzurunu istemeyenler herkesi oyalıyor. Milleti kandırıyor.
Her seçim öncesinde bütün siyasi partiler yeni Anayasa taahhüdünde bulunuyor. Bu taahhüt 1983 yılından beri devam ediyor desem mübalağa etmiş olmam. Mevcut Anayasanın ülkenin huzuru ve refahının sağlanması, kalkınmasının gerçekleştirilmesi önünde engel olduğu vurgulanır.
Seçim biter taahhütler unutulur bir sonraki seçim dönemine kadar.
Bir misal. 12 Haziran 2011 seçimlerinden önce her parti değişiklik taahhüdünde bulundu. Cumhurbaşkanı (o zaman başbakan) şu konuşmayı yaptı. “Önümüzdeki yeni sürecin polemiklerle, hakaret ve iftirayla, şiddetle değil, uzlaşmayla yapıcı eleştirilerle tamamen demokratik olgunlukla ilerlemesi en büyük temennimiz. 12 Haziran seçimleriyle başlayan yeni süreç, inanıyorum ki hukukun üstünlüğünün çok daha fazla güç kazanacağı bir süreç olacaktır. Bu süreç aynı şekilde demokrasinin standartlarının daha ileri seviyelere ulaşacağı bir süreç olacaktır. Bugünlerde yaşanan tartışmalar bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye yeni bir anayasaya, yasaların da çok ciddi bir reforma her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Dün bizim tek başımıza yürüttüğümüz reformlara karşı çıkanların, işin ucu kendilerine dokununca hukuk ve demokrasiyi hatırlamaları manidardır. Milli irade üzerinde hiçbir engeli, hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi asla kabul etmiyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir, anayasaya özellikle yapılması gereken değişiklikler noktasında 26 maddelik çalışmamızı biliyorsunuz ve bu çalışmamızda nasıl yalnız kaldığımız milletimizin bilgisi dâhilindedir. Yasalara yönelik eleştirilerimiz var, eleştirilerimizin olması, bunlara uymayacağımız, bunları yok sayacağımız, bunları çiğneyeceğimiz anlamına gelmiyor ve gelemez. Bu eleştirilerimizi konuşuruz, paylaşırız, istişaremizi yaparız ve hep beraber gereken değişiklikleri de gerçekleştiririz. 12 Haziran seçimlerine girerken bizim en büyük projemiz yeni bir anayasa oldu. Bu anayasanın geniş tabanlı bir uzlaşmayla yapılacağı konusunda açık taahhüdümüz var.
Tüm muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ve medyaya sesleniyorum. Gelin bütün bu ön yargıları bir kenara bırakalım, ön şartları bir kenara bırakalım, geçmişteki olumsuzlukları bir kenara bırakalım, özgürce konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Birbirimizin önünü kesmek değil, birbirimizi tamamlamak için çalışarak mümkün olan uzlaşmanın ürünü bir yeni anayasa metni hazırlayalım.
Çalışmayı en geniş anlamda yapalım. Herkesle konuşalım. Halkımın her bir ferdinin 'bu benim anayasamdır' diyeceği bir anayasayı geniş bir konsensüsle yapalım. En temel sorunlarımızdan biri olan anayasamızı tamamen kendi irademizle yapabileceğimiz dosta, düşmana gösterelim. İçine düştüğümüz tartışmalardan nasıl çıkılacağını da göstermiş olacağız. Aksi takdirde yıllarımız sorunlar, sıkıntılar içinde formül bulma arayışlarıyla geçip gidecek. Kaportası yamulmuş, motoru sürekli tekleyen bu arabayı bırakalım ve sıfır kilometre yepyeni bir araçla yolumuza devam edelim. http://www.yenisafak.com.tr/Politika/? t=25.06.2011&i=326507 ” diyor.
Bu ifadeler doğru ama her seçimden sonra partiler taahhütlerini unuttu. Dün yeni Anayasa gerekliliğinden bahsedenler bugün bahaneler aramaktalar. Her seçim dönemi böyle heba edilmekte.
Yıl 2023.
Aynı unutturmalar başladı.
Anayasa değişikliği talepleri bitti.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanına ve Sayın Devlet Bahçeli’ye sesleniyorum.
Lütfen vakit geçirmeyin.
Varsa hazırlattığınız metin tartışmaya açınız ve milletin mutabakatını arayınız.
Böyle bir yöntemi izlerseniz eminim ki, CHP ve diğer partiler de uymak mecburiyetinde kalacaklardır. Daha fazla milleti oyalayıp aldatamayacaklardır. Millet onları zorlayacak.
Netice-i kelâm mevcut yöntemle, uzlaşma arayışlarıyla Anayasa yapmanın bir hayal ve aldatmaca olduğunu kabul ediniz ve varsa metinlerinizi halkın gündemine getiriniz. Halk okusun, tartışsın ve uygulanır görürse oylarıyla kabul etsin.
Konuşma zamanı geçti.
Şimdi icraat zamanı.
Ekim ayını beklemeden Anayasa meselesini çözelim.
Yeni bir Anaya ile geleceğimizi kurgulamaya çalışalım. Sizin ifadenizle “Kaportası yamulmuş, motoru sürekli tekleyen bu arabayı bırakalım ve sıfır kilometre yepyeni bir araçla yolumuza devam edelim.”
Selam ve Sabırla… 19.06.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?