Felç Edilmiş Ümmet/ Millet
Veysi ERKEN Dr.
Merhum Şeyh Ahmet Yasin “İslâm ümmetinin hâli benim şu felçli hâlim gibidir. Dilinden başka hiçbir yerini hareket ettiremiyor” diyordu.
Ümmetin felç edilişi yeni değildir.
İçimizdeki Siyonist haçlı zihniyetli olan Jöntürk ve İttihatçı taifenin Osmanlıyı zihnî ve fiili işgal etmesiyle FELÇ edilme hızlandı ve ümmeti dağıttı.
Evet.
Ümmet hem fiziken, bedenen hem de ruhen felç edilmiş vaziyettedir.
57 İslam ülkesi varmış ve bir kısmı Filistin halkının coğrafi komşusudur.
Ama bunlar ne komşuluk, ne insanlık, ne de İslam kardeşliğini dikkate alıyorlar. Dilleri bile LÂL olmuş, felç edilmiştir.
Hz. Muhammed Mustafa’nın sav “Haksızlık karşısında susan dil şeytandır” hadisini, Hz. Ali’nin r.a. “Haksızlık karşısında susanlar hem haklını hem de şerefini kaybeder” sözünü hiç duymamış gibi LÂL olmuş, felç edilmiş bir vaziyettedir ümmet denilen topluluk.
Merhum Mehmet Akif’in tasviriyle ümmet azmini, hissiyatını kaybetmiş, Ahmet Yasin'in ifadesiyle felç olmuş cesetleşmiş bir topluluk.
Merhum Mehmet Akif;
“Âtiyi karanlık
görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey
dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi
kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin,
halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi
bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!”
Evet, dostlar bu ümmetin öncelikle kendini tedavi etmelidir ki, GAZZE’ye ve diğer bütün mazlum milletlere yardım edebilsin.
Felç edilmiş bir topluluktan hayır gelmiyor.
Rabbulalemin her türlü imkânı bahşettiği halde bir şey yapmıyor.
Aptal aptal olanları, katliamı, soykırımı, vahşeti, işgali seyrediyor, Siyonist haçlı zihniyetinin mallarıyla zıkkımlanıyor, zalimlere yanaşıyor.
Hâlbuki Allah “Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlere, haksızlık edenlere yakınlık, eğilim göstermeyin, onların fiillerine iştirak etmeyin, yardımcı olmayın, desteklemeyin ki, size ateş dokunmasın. Sizin Allah'ın dışında kulları durumundakilerden koruyucunuz, emirlerine itaat edeceğiniz otorite yoktur. Değilse Allah'ın yardımına nâil olamazsınız. Hud-113 Ahmet Tekin meali” buyurur.
Hâsılı kelam Türkiye ümmete öncülük etmeli, felçli halini tedavi etmeli ve Küresel Siyonist haçlının kışlası İsrail’i dağıtmalıdır ki, vahşet, katliam ve soykırım bitsin.
Unutulmasın ki iman varsa imkân vardır.
Selam ve Sabırla… 16.05.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?