Müslüman Kadın Gayrı Müslimlerle/ Siyonistlerle Evlenemez
Veysi ERKEN Dr.
Zihin dünyamız o kadar işgal edilmiştir ki, tefekkür ve yaşayış zeminimiz kaymış, İslam dışı bir hal almıştır.
Kâğıt üzerinde olsa bile artık kimsenin hangi dine mensup olduğu belirsizleştirilmiştir. Bu sebeple kimin Müslüman olduğunu bilemez durumdayız.
Soruna bu bağlamda baktığımızda Gayrı Müslimlerle evlenen bayanlar sıkıştıklarında ben de Müslüman’ım veya Gayrı Müslimler, onlar da Müslüman’dır demekten vazgeçmezler.
Hatta falanın akrabasıdır ifadelerini delil olarak yutturmaya çalışırlar.
İslami anlayışa göre kimin kiminle evleneceği aşikârdır.
Kişi Müslüman ise bilmiyorsa araştırır öğrenir ve uygular, bununla mükelleftir. Bir ayette; “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Şundan emin olun ki imanlı bir câriye, sizin hoşunuza gitse de müşrik bir hür kadından iyidir. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle de kadınlarınızı evlendirmeyin. Şundan da emin olun ki imanlı bir köle, sizin hoşunuza gitse bile müşrik bir hür kişiden daha iyidir. Onlar insanları ateşe çağırırlar, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya çağırır, gerektikçe hatırlasınlar diye insanlara âyetlerini açıklar. Bakara-221”
Ayet şu şekilde tefsir edilmektedir
“Ehl-i kitap’tan olan gayri Müslim erkekle Müslüman kadının evlenmesi. Bu evlenmenin câiz olmadığı hükmünde bütün İslâm âlimlerinin (müctehid ve müfessirler) ittifakı yani icmâ-ı ümmet vardır. Bu icmâın naklî (vahye dayanan) delili âyetler ve uygulamadır: a) Ehl-i kitap’tan olan gayri Müslimlerin de büyük bir kısmında şirk vardır, âyet bu bakımdan onları da içine almış, Mâide âyeti, kadınlarıyla Müslüman erkeklerin evlenmelerini câiz kılmış (bu âyetin hükmünden onları istisna etmiş), fakat Müslüman kadınların kitâbî erkeklerle evlenebileceklerini söylememiştir; şu halde yasağın bu parçası devam etmektedir. b) Mümtehine sûresinin 10. âyetinde Medine’ye göçüp gelen ve sığınan kadınlardan mümin olanların kâfirlere geri verilmesi yasaklanmış ve “Ne bunlar onlara ne de onlar bunlara helâldir” buyurulmuştur. Gerçi burada kâfirlerden büyük ihtimalle Mekke müşrikleri kastedilmektedir; ancak kullanılan ifade, mânası daha kapsamlı olan “kâfir”dir ve bu ifadeye göre kâfir erkek ile Müslüman kadın evlenemez. c) Teğabün sûresinin 2. âyetinde iman bakımından insanlar “mümin” ve “kâfir” olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Buna göre Ehl-i kitap olan Hıristiyanlar ve Yahudiler de kâfirdirler. “Mümin kadınları kâfirlere geri vermeyin, bunlar onlara helâl değildir…” (Mümtehine 60/10) âyetine göre hiçbir kâfire Müslüman kadın verilemez. d) İlgili naslar (meselâ Nisâ 4/141) kâfirlerin Müslümanlar üzerinde hâkim (üst, reis, hükmedici) olmalarına engeldir; İslâm aile hukukuna göre ailenin velisi ve reisi erkektir, erkeğin kâfir olması halinde mümin kadın onun emri ve yönetimi altına girecektir. e) Örnek devirlerden günümüze kadar uygulama da böyle olmuştur; gayri Müslim kadınlarla Müslüman erkekler evlenmişler, ancak kitâbî de olsalar gayri Müslim erkeklerle Müslüman kadınlar evlenmemişlerdir. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/228/221-ayet-tefsiri Ahkâm ve uygulamalar bu kadar açıkken bazıları utanmadan sıkılmadan ama o falanın akrabası, o aslında Yahudi, Hıristiyan değil gibi gayrı Müslimleri ve Siyonistleri savunuyorlar.
Esasında onlar bizim evladımız olsa bile bizim ehlimiz değildir. Ayette; “Nûh rabbine şöyle seslendi: “Ey rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin” dedi. Allah buyurdu ki: “Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. Sakın hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.” Nûh dedi ki: “Ey rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, kaybedenlerden olurum!” Hûd 45-47
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/H%C3%BBd-suresi/1518/45-47-ayet-tefsiri
Evet.
Bir zamanlar fetöit teröristler de Müslüman birini gayrı Müslimle evlendirmeye çalışmışlardı. Ne de olsa onlar da siyonist kafalılardı.
İçimizdeki Siyonistler evlilik konusunda bile bize fetva vermekten geri durmuyorlar, cehaletimizden istifade ediyorlar ve aile hayatımızla bizleri yozlaştırıyorlar, hepimizi İslam’dan uzaklaştırıyorlar, kandırabildiklerini Siyonistlerin kölesi haline dönüştürüyorlar.
Felah/kurtuluş İslam’ı öğrenme, anlama ve yaşamadadır.
Selam ve Sabırla… 31.05.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?