31 Mayıs 2017 Çarşamba

Sosyal ve Kültürel İktidar Sorunu



Sosyal ve Kültürel İktidar Sorunu

Veysi ERKEN

            16 Nisan halk oylaması neticesinde Cumhurbaşkanlığı görevi ile parti genel başkanlığını beraber deruhte etmeye başladınız.
Değişikliği destekleyen biri olarak hayırlı olsun diyorum ve kısaca başkan olarak hitabın daha doğru olacağını düşünüyorum.
            Sayın Başkan
            Doğru söylüyorsunuz.
            İktidarınız döneminde de sosyal ve kültürel iktidar sorunu devam etmektedir. Bunun çözümü için de bir gayret gösterilmemektedir.
            Esasında sosyal ve kültürel iktidar sorunu yeni değildir.
            Yüz yıldan fazladır devam etmektedir.
            Özellikle yerli ve milli olmayanların sosyal ve kültürel iktidarları uzun bir dönemdir devam etmekte ve yerli ve milli olduklarını iddia edenler tarafından pekiştirilmektedir.
            Bunun başlıca sebeplerinden birisi milli ve yerli zannettiklerimizin beyinleri, zihinleri, akıllarının işgal altında olmasıdır.
            Zihinler işgal edilince bir ülkenin sosyal ve kültürel hayatını işgal etmek zor değildir. Sosyal ve kültürel işgalde öncelikle zihinler ve beyinler iğfal edilir, asıldan koparılır ve asıl yerine ilkeler kodlanır. Mesela zihni ve beyni işgal edilmişlere Kuran-ı Kerimi okuyalım, öğrenelim, anlayalım ve yaşayalım dediğimizde yüz çevirdiklerini görürüz.
            Bugün de yaşanılan durum budur.
            İktidarınız döneminde de bu devam ettirilmektedir.
            Bilhassa eğitim, sanat, medya ve benzer alanlarda hâkim olan gayri milli ve yerli olanlar desteklenmekte ve beslenmektedir.
            Eğitim alanında gerçekleştirilen programlara bakınız bunu göreceksiniz. Özellikle eğitim, sanat ve medyadan örnekler verdim.
            Sayın Başkan;
            Sorarım size maarif alanındaki hangi program yerli ve milli sosyal ve kültürel iktidarı sağlayacak niteliktedir. Maarif alanında görevlendirdiğiniz karar alıcıların yerli ve milli sosyal ve kültürel iktidarı sağlayacak zihinleri ve cesaretleri var mı?
            Ya sanat alanı
            Hali pür melali ortadadır. Model olarak takdim edilen zerzevatı fark etmemek mümkün mü?
            Desteklenenler belli. Model olarak sunulanlar meydanda. Bu zerzevatla harcanan ve heba edilen milyarlar  işin cabası.
            Sayın Başkan;
            İlave olarak iktidarınızı desteklediği varsayılan medya ve kalemşorlar bakınız.Bürokrak ve teknokratınızı inceleyiniz.
            Milyarları ceplerine indirirken hazırladıkları programları, yaptıkları dizileri, gerçekleştirdikleri röportajları, bastıkları reklamları inceleyiniz. Hangisi yerli ve milli sosyal iktidarı sağlayacak evsaftadır.
            Sayın Başkan
            Bilmelisiniz ki, sosyal ve kültürel iktidar sorunu ancak zihinleri ve akılları yerli olanlarla gerçekleşir.
            Yerli ve milli zihinler olay ve olguları hasbi olarak düşünür ve önerilerde bulunur.
            Onların derdi tektir.
            İlayı kelimetullahtır.
            Onlar dünyevi ve saltanat hırsıyla dünyaya nizamat vermeye çalışmaz.
            Sosyal ve kültürel iktidarda esas aldıkları kodlar İslam’dır.
            Yazdıkları yazıları, hazırladıkları reklamları ve yaptıkları yorumları bu zihniyetle gerçekleştirirler.
            Yaşarlar ve yaşatmaya çalışırlar.
            Böyle bir bakış açısına sahip kadroları eğitimde, sanatta ve medyada iş başına getirmediğiniz sürece sosyal ve kültürel iktidarı sağlamanız mümkün görülmemektedir.
            Yol, köprü, hastane, okul binası ve diğer maddi unsurları hızla iyileştirebilirsiniz. Vergileri arttırarak bunları gerçekleştirebilirsiniz.
            Sayın başkan;
            Bilesiniz ki, bunlarla sosyal ve kültürel iktidar sağlanmaz. Bilakis denge bozulur.
            Nitekim ekonomik denge de bozulmuş, zenginlik belirli kesimlerde artarken toplumun ekseriyeti fakirleşmiştir.
            Gayrı safi milli hâsıla artmış ifadeleri toplumun sosyal ve kültürel durumunu düzeltmediği gibi, rüşvet, vergi kaçırma ve benzer alanlardaki zafiyet artmıştır.
            Hâsılı kelam,
            Artık cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği için her şeyden birinci derecede siz sorumlusunuz.
Bu referandumda değişikliğe evet diyen biri olarak bunları hatırlatmak gereğini duyuyorum.
            Umarım ki, danışmanlarınız ve metin yazarlarınız yazılanları size iletir ve gereğini yaparsınız. Böylece haşhaşi fetö zihniyetinin tasfiyesine katkı sağlarsınız.
            Aksi takdirde sosyal ve kültürel iktidar alanında kayıplar ve haşhaşi fetö zihniyeti devam eder.
            Bilindiği üzere haşhaşi fetö zihniyetinin ilk amacı sosyal ve kültürel dokuyu tahrip ederek kendi efendilerinin kültürel kodlarını topluma benimsetmek ve bu yolla sosyal iktidarını ağlamaktır. Fetö anlayışında dailer işini bitirdikten sonra fedailer devreye sokulur. Uzun yıllardır dailer faaliyet gösterdi, 15 Temmuzda fedailer devreye sokuldu. Her şey tahrip edilmeye çalışıldı.
            Bu gerçek unutulmamalı, unutturulmamalı ve soyal- kültürel iktidarın önü açılmalıdır.
            Selam ve Sabırla…

NOT: Rahmet ve mağfiretin daha çok tecelli ettiğine inanılan Ramazan’ın birinci gününde Kastamonu-Ankara yolunda rahmeti rahmana kavuşan öğrencilerimize ve diğer yolculara cenabı Allah’tan rahmet ve rahmet niyaz ediyorum. Mekânları cennet olsun. Yakınları ve sevenlerine cenabı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
           

26 Mayıs 2017 Cuma

Adalet Özgürlük Güven



Adalet Özgürlük Güven

Veysi ERKEN

            Çarpık zihniyetle mücadelede en önemli husus adalet, özgürlük ve güven niteliklerinin olmasıdır.
            Mücadele teşhisin doğru konulması ile başlar ve tedavi yönteminin uygulanmasıyla devam eder.
            Bu anlamda FETÖ denilen çarpık ve sapık zihniyetle mücadelede de teşhis ve tedavinin doğru olması gerekir.
            Yıllardır ifade ediyorum.
            Bugün fetö denilen sapık yapı ile ilgili teşhis yanlış konulmuş ve tedavi süreci geç başlatılmıştır.
            Yıllarca bu lanetli yapı bir cemaat olarak görülmüştür.
            Bu yanlışlık olmamalıydı.
            Bilindiği üzere bütün gizli örgütlenmeler yabancı menşelidir.
            Fetö de böyle bir örgütlenmedir.
            Kendi insanının aleyhine faaliyet gösteren veya silah sıkan bütün örgütler yerli değil, kurdurulmuş örgütlerdir.
            Bu tür örgütler Siyonist haçlı zihniyetinin vazgeçilmezidir. Siyonist haçlı zihniyeti tarih boyuca muhtelif ad ve renklerde örgütler kurmuş ve kurdurmuştur.
            Tarihteki tapınakçı haşhaşi işbirliği ve anlayışı günümüze kadar yansımıştır.
            Bu zihniyet her tür dai ve fedai yetiştirmiş, finanse etmiş ve sahaya sürmüştür. Coğrafyamızda insanımıza kan kusturan örgütleri inceleyiniz hep aynı sonucu göreceksiniz.
            Kısaca bugün dünün tekrarıdır.
            Onun için bu örgütleri kurduran, kullanan ve vahşi yapılara dönüştürenlerden medet ummak başlı başına bir hatadır.
            Bugün de aynı hatalar tekrar edilmekte adalet, özgürlük ve güven zedelenmektedir.
            15 Temmuz direnişi beşer aklını aşan bir çıkıştır. İlahi irade ile gerçekleştiğine inanıyorum.
            Bu direnişten sonra maalesef adaletin tesis edilmediği kanaati toplumda yaygınlaşmaktadır.
            Özellikle yapılan tasnife bakıldığında ihanet çetesinin hain tabakası dışarıda, ticaret tabakası ile işbirliği devam etmekte, ibadet tabakası ile uğraşılmaktadır.
            Bu durum adalet duygusunu ortadan kaldırdığı gibi özgürlük alanını da daraltmaktadır.
            16 Nisan halk oylamasının sonuçlarına bakıldığında bu durum açıkça hissedilir.
            Özellikle bu konuda iktidar sahiplerine duyulan güven azalmaktadır.
            Adalet, özgürlük ve güven konusunda halk tatmin edilemezse fetö tipi örgütlenmelerle yapılan mücadele akamete uğrayabilir.
            Cenabı Allah’ın huzurundan başka bir yerde eğilmeyenlere sesleniyorum.
            Geliniz adalet, özgürlük ve güven duygularını ayakta tutunuz.
            Kamet ve istikametiniz belli olsun.
            Fetö tipi örgütlenmelerle her türlü bağınızı koparınız.
            Aksi takdirde 16 Nisanda hayır ağırlıklı düşünen genç nesli tamamen çıkmaza sokarsınız.
            Ülkemiz böyle bir zilletle karşı karşıya kalmak istemiyor.
            Teşhis doğru olmalıdır ki, tedavi gerçekleşsin, mağduriyetler azalsın.
            Bilinmelidir ki, mağdurlar üzerine bomba yağdırılanlardır, tanklarla ezilmeye çalışılanlardır.
            Bu mağduriyete vesile olan taşeron fetö örgütü mensupları mağdur değil, birer uşaktır.
            Efendileri Siyonist haçlı zihniyetidir.
            Mücadele bu zeminde yürütülmelidir ki, adalet, özgürlük ve güven sağlansın.
            Bu benim temennim ve hayalimdir.
            Selam ve Sabırla…
           
            NOT: Ramazan ayında milletçe oruca tutulmak temennisiyle, her günümüz Cenabı Allah’ın rahmet ve mağfiretinin tecelli ettiği, mağdur ve mazlumların yüzünün güldüğü günler olsun. Amin.

19 Mayıs 2017 Cuma

Sayın Cumhurbaşkanı: Adalet Ölmemeli



Sayın Cumhurbaşkanı: Adalet Ölmemeli

Veysi ERKEN

            Sayın Cumhurbaşkanı
            Millet adaletin tecelli etmesini bekliyor.
            Her alanda ve seviyede adalet.
            Bütün dünyanın malumudur ki, 15 Temmuzda ülkemiz büyük bir badireyi cenabı Allah’ın lütuf ve keremi ile atlattı.
            Siyonist haçlı zihniyeti son kozunu oynadı ve haşhaşi fetö örgütünü bütün unsurlarıyla harekete geçirdi.
            O gece millet bir kıyama durdu. İstikametini belirledi. İlahi bir irade ile millet harekete geçti ve ihanet çetesini durdurdu.
            Artık millet adalet bekliyor.
            Şimdi, sizin ifadenizle ibadet, ticaret ve ihanet katmanlarından oluşan bu haşhaşi ihanet şebekesini efendileriyle birlikte yok etme zamanı gelmiş ve geçmiştir.
            Unutulmamalıdır ki, bu ihanet şebekesi ihanetlerini algılarla devam ettiriyor.
            Bu ihanet şebekesi algı operasyonlarını sürdürüyor.
            Neden mi?
            İhanet katmanındakiler ülke dışında, ticaret katmanındakiler korunmakta veya tahliye yoluyla yurt dışına çıkma zeminleri hazırlanmakta, ibadet katmanındakiler üzerinde ise oyunlar oynanmaktadır.
            Bilinmelidir ki, haşhaşi örgüt her yolu ve her şeyi kullanabilecek kadar gayrı ahlaki ve İslâmidir.
            Bu yapı toplumda adalet duygusunu imha etmektedir.
            Özellikle ticaret katmanındakilerle olan ticari ilişkiler siyaset ayağıyla devam ettirildiği fikri yaygınlaştırılmaktadır.
            Sayın cumhurbaşkanı
            21 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla yeniden fiili olara partinizin başında olacaksınız.
            Umulur ki, bu tarih adaletin tecellisi için başlangıç olur.
            Bu başlangıç Siyonist haçlı zihniyetinin maşası olan ve her kılığa bürünebilen fetö haşhaşi örgütünün bütün katmanlarına adalet uygulanır.
            Bilinmelidir ki, millette adalet duygusunun hakim olmasının ilk şartı budur.
            Artık bütün katmanlar temizlenmeli ve şehitlerin hakları korunmalıdır.
            Bu mümkün mü?
            Elbette mümkün.
            Ama koruma duvarları siyasi yapıda, odalarda, borsalarda, birliklerde devam ettirilecekse mümkün olmaz.
            Biz olay ve olgulara şahsi bakmıyoruz.
            Baksak daha önce benim de dinlendiğim tevhid selam kumpasını dile getirirdim. Malumunuzdur ki, gazetelerde dinlenenlerin isim ve telefonları yayınlanmış idi. Her ne kadar kumpası kuranların bir kısmı meslekten ihraç edilmiş ve tutuklanmış ise de adalet tecelli etmiş değildir.
            Umarım ki, adalet bir an önce bütün alanlarda tecelli eder.
            Adalet ancak mağdurların haklarını korumakla olur.
            Bilinmelidir ki, mağduriyete sebep olanı affetme yetkisi ancak mağdurun kendisi veya mirasçısına aittir. Şehitlerin mağduriyeti için idam mutlak anlamda gündeme getirilmelidir ve bizim hukukumuza göre işletilmelidir ki, adalet yerini bulsun.
            Sayın cumhurbaşkanı yeni bir atılım ve başlangıç için haydi bismillah deme zamanıdır.
            Aksi takdirde bu algı operasyonu ile toplumdaki adalet duygusu yaralanmış olur.
            Ve yaralı duyguların tamiri mümkün değildir.
            Selam ve Sabırla…