31 Ekim 2016 Pazartesi

15 Temmuz İstiklal Tüneli



15 Temmuz İstiklal Tüneli

Veysi ERKEN

                30 Ekim 2016 saat 18,30 civarında Ilgaz dağından geçenler kar yağışına şahit olmuşlardır.
            Bu sene kışın sert geçeceği ve yolların karla daha erken kapanacağı bir aydır konuşuluyor.
            Bu arada Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan Ilgaz Tünelinin 15 Temmuz İstiklal tüneli adıyla yılbaşından önce açılacağını açıkladı.
            15 Temmuz İstiklal Tüneli adını ilk telaffuz eden kişi olduğumu yazılarımı takip edenler bilir.
            Bilir de tünelin bu kadar gecikmesi üzerinde kimse durmaz.
            Tünelin temel atma töreninde zamanın bakanı bugünün Başbakanı Binali Yıldırım beye yüklenici firmanın sahibi tarafından tünelin 2014 yılının Mayıs ayında bitirileceği sözü verilmiştir.
            İnternet ortamında konuyu araştıranlar bu taahhüdü kolaylıkla bulur.
            Biz bundan vazgeçtik.
            Tünel taahhüde göre 4 Kasım 2014 tarihinde bitmesi gerekirdi.
            Hadi mücbir sebepler gündeme geldi.
            Takvime baktığımızda iki yıllık bir gecikmenin olduğu görülür.
            Bu kadar gecikme fazladır.
Artık tünel açılmalıdır.
            Millet dağ yolundan bizar oldu.
            Özellikle kar yağışının olduğu zamanlarda dağ yolunun özellikle Ilgaz’ın Kastamonu yönünün ne kadar sıkıntılı olduğunu bilmeyen yoktur.
            Bütün yetkililere ve ilgililere sesleniyorum.
            Artık bu sıkıntıların bitmesi için adım atınız.
Açılış gününü açıklayınız.
            Halkımız, yolcular ve özellikle sürücüler bu müjdeyi sizlerden bekliyor.
            Ilgaz dağlarının başını karlar kuşanmadan önce tünel 15 Temmuz İstiklal tüneli adıyla faaliyete geçirilmelidir.
            Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakandan beklentimiz budur.
            İnanıyorum ki, Cumhurbaşkanı açılış gününü ilan ederse eksiklikler o güne kadar bitirilir ve açılış gerçekleşir.
            Osman Gazi, Yavuz Sultan Köprüleri, Avrasya Tüneli ve Ankara Hızlı Tren Garı bunun en bariz örnekleridir.
            Bilinmelidir ki, 15 Temmuz İstiklal tüneli ile ilgi bu son yazımdır.
            Artık ilgililerin ilgisini bekliyorum.
            Başta Kastamonu ilimizin vekilleri ve Valiliği olmak üzere bütün Kastamonuluların açılışla ilgili beklentilerini dillendirmeleri gerekir.
            Hâsılı kelâm;
            Kasım ayının 15 Temmuz İstiklal Tünelinin açılış ayı olması temennisiyle.
            Selam ve Sabırla...

28 Ekim 2016 Cuma

Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?




Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?*

Veysi Erken

            Gönül ve inanç coğrafyamız sınır tanımamalıdır diyoruz. Cenabı Allah bize böyle emrediyor. “Mü’minler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki, böylece siz rahmet olunursunuz. Hucurat -10”
            Cenabı Allah bizlere kardeşliği, kardeşler arasını düzeltmemizi emrederken coğrafyamıza/ gönlümüze bu hududu kim/kimler çiziyor.
            Fitne fücuru kim/kimler aramıza sokuyor. Çatışmalar ve ihtilaflar neden hep coğrafyamızda tezgahlanabiliyor.
            Vahdet ve  tevhid"te rahmet varken, bu tefrikalar neden?
            Tefekkür, tezekkür ve taakkulu emreden kitabımız hayatımızın neresinde?
            Bu soruları sormanın vakti gelmiştir demiyorum. Vakti çoktan geçmiştir. Büyüklerimiz ve atalarımız sormalıydı bu soruları.
            Coğrafyamızı parça parça eden örgütler kim/kimlerin kurmacası.
            İnsanımız bu tuzağa neden düşüyor.
            Neden Siyonist haçlı zihniyetinin maşası, piyonu ve kamikazesine dönüşüyor. Küresel haydutların silah/ iktisat ve diğer sahalardaki baronlarının uzantıları neden bizim coğrafyamızda cirit atıyor.
            Bu soruların cevabını merhum ağabeyimiz Abdurrahim Karakoç’un diliyle cevap vereyim:

“Ellerin yurdunda çiçek açarken
Bizim İl'e kar geliyor gardaşım.
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.

Gazel olmuş sıra sıra söğütler
Dağ ardında unutulmuş şehitler
Hürriyete seymen giden yiğitler
İki gidip bir geliyor gardaşım.

Üç aylık bebekler tutuldu taşa
Düşmanlar geriden eyler temaşa
Yaratan böylesin vermesin başa
Zor geliyor, zor geliyor gardaşım”

            Evet,
            Hudutlar dar geliyor. Küresel haydutların çizdiği hudutlar dar geliyor. Bunları parçalamak gerekir. Hudutları belirleyen irade bizim irademiz olmalıdır ki, hudutlar dar gelmesin. Küresel haydutlara karşı nizam- ı âlem anlayışı hudutları belirlemek durumunda olmak zorundadır.
            Kısaca Siyonist haçlı zihniyetinin çizdiği hudutları coğrafyamızdan kaldırmanın yolunu bulmalıyız ki, küresel haydutluk bitsin.
            Hudutları kaldıralım ki, baronların silahı, üretimi bizi perişan etmesin.
            Mümkün mü?
            Elbette mümkündür.

25 Ekim 2016 Salı

15 Temmuz İhanet Gecesi



15 Temmuz İhanet Gecesi

Veysi ERKEN

            15 Temmuz Siyonist haçlı zihniyetinin topyekûn saldırısıdır.
            O gecenin evveliyatı ve sonrası bu mantıkla tahlil edilmezse yeni piyon ve uşaklarla saldırılar devam eder.
            Bunun içindir ki, Fetö denilen haşhaşi yapılanmanın bütün cepheleri çözülmeli ve ihanet şebekesinin bütün unsurları yok edilmelidir.
            15 Temmuzu planlayan ve yönetenler dışarıda olduğunu düşünüyorum. Onlara karşı alınacak tedbirler dünyanın bütün ülkelerinde olmalıdır.
            O meş’um gece unutturulmamalıdır. Zira ihanet çok büyüktür.
            O karanlık geceyi resmeden Şair Abdulkadir Güllü beyin şiirini paylaşmak istiyorum ki, hafızamız tazelensin. Zira “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”.
İşte o şiir.
           
“15 TEMMUZ TÜRKİYE

Abdulkadir Güllü

Onbeş Temmuz gecesi  oyun bozdu Türkiye
Açıldı tüm perdeler sona erdi takiye

Devletin bekasına dokundu melun eller
Ne çirkefmiş düşünce, ne alçakmış emeller

Düşmanlara uşaklık, acıdan acı durum
Bir karanlık gün için kuşatılmış her kurum

Oyun içinde oyun, nerde onur, haysiyet
Başoyuncu başına giydirilmiş kutsiyet 

Başı baştan düşürüp, başı vurmaktı plan
"Yurtta sulh" aldatmaca, millilik büyük yalan

Milleti ahmak sanmak haddi zaten aşmaktır
İrfanı kana banmak, çılgınlıkta taşmaktır

Allah'tan korkmayanlar aldattılar Allah'la 
Kahroldu aldananlar, sırtındaki günahla

Hizmet denen yapının ruhu ihlâs sanıldı
Her mevkide, her yaşta nice insan yanıldı

Hainliğin böylesi, karanlığın zindanı
Çılgın, aptal, uşaklar, boş sandılar meydanı

Tabana gelen davet, din ve iman adına
Tepede bin muamma, şeffaflık inadına

Hocalık kisvesine ne misyonlar yüklendi
Ilımlı İslam diye hep fitne körüklendi

Gözlerinde durmayan sahte yaşla kandırdın
Çok gerçekçi oynadın, binleri inandırdın  

Birçok masum dindarı zehirledin dilinle
En mutlu hayalleri söndürdün hem de dinle

Suçüstü yakalandın bombalarken devleti
Gafil! Nasıl unuttun, bu övülmüş milleti

Kan dökerek attırdın devletin tepesini
Hiç hesaba katmadın milletin nefesini

Masken düştü yüzünden, foyan çıktı ortaya
Bak Allah'ın işine, atlıydın  kaldın yaya

Tarihler yazacaktır, çıkardığın fesadı
Bunca şehit, gazinin boğar seni hesabı

İmana fitne kattın, davet ettin belayı
İnsanları aldattın, hadi aldat Mevla'yı 

Kanamakta dindarın merhameti, vicdanı
Yediği darbelere feveranı, isyanı

Amelden de evladır niyeti bir insanın
Karıncayı incitmez, secdesi Müslüman’ın

Bu milletin tarihi tüm dünyaya ibrettir
Yedi düvel bilir ki, Türkler büyük millettir

Acısı yüze çıkar balla zehir içmenin
Bedeli cehennemdir Türk'e kefen biçmenin

Ey milletim sahip çık, iline ve atana
Zerrece değer verme, vatanını satana

Selam ona kim varsa, şu toprağa can katan
Bin canım feda olsun namusum bayrak, vatan”

            Zalim ve hainlerin ihanetinin unutulmaması temennisiyle…
 Selam ve Sabırla…