27 Şubat 2017 Pazartesi

28 Şubat. EVET, Darbecilere Karşıyız



28 Şubat. EVET, Darbecilere Karşıyız

Veysi ERKEN

            20 yıl geçti.
            Acılar taze.
            Heba edilen nesiller.
            Darbeciler nesilleri mahvettiler.
            Duyguları körelttiler.
            EVET
Darbecilere dur demek mecburiyetindeyiz.
            27 Mayıslara karşıyız.
            12 Martları biliriz çocuk olsak da.
            Yaşayan bilir darbecilerin zulmünü.
            12 Marttan iki binli yıllara kadar sıkıyönetim altında yaşayanlar bilir ülkenin perişanlığını.
            EVET
            12 Eylüllere karşıyız.
            Kenan tufanına, Eylül fırtınasına maruz kalan bir nesiliz.
            Amerika’nın çocukları yaşatmıştı zulmü neslimize.
            Bizim çocuklar başardı diye naralar atıyordu Paul Henzeler.
            EVET
            28 Şubatlara karşıyız.
            Yakın tarihtir.
            “Tankının namlusunu millete çevirenlere selam durmadık”.
            Durmayacağız Cenabı Allah nefesimizi sürdürdükçe.
            “Saniyesine hükmedemediğimiz bir hayat için fırıldak olmayacağız” biiznillah.
            27 Nisanlarda “Milletin iradesi dışında irade tanımıyoruz” diye haykıranlarız Muhsinlerle.
            15 Temmuz Küresel şeytanlara karşı direndik milletle.
            Dur dedik.
            Dur de.
           
EVET
            27 Mayıslara
            Dur de.
           
EVET
            12 Martlara
            Dur de
           
EVET
            12 Eylüllere
            Dur de.
           
EVET
            28 Şubatlara
            Dur de.
           
EVET
            27 Nisanlara
            Dur de
           
EVET
            15 Temmuzun küresel haydutlarına
            Dur de.
           
EVET
            Halka rağmen diyenlere
            Dur de.
           
EVET
            Efendilerine hizmet için manşet atan ve attıran soysuzlara
            Dur de.
           
EVET
            EVET
EVET
Bu ülke için
Bu ülkenin insanı için
Sıkıyönetimsiz günler için
18’lik gençlik için
Yepyeni bir anayasanın başlangıcı için
Yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılması için
Büyümek ve büyük düşünebilmek için
Daha iyi günler için
Bayrağımızın yeryüzünde ihtişamla dalgalanması için.
Hayallerimizin gerçekleşebilmesi için.
Âleme nizam vermek için
Bağdat, Halep, Musul, Kerkük, Türkistan, Arakan, Mekke, Medine, Çeçenya,  Hartum ve sayamadığım bütün mağdur ve mazlum coğrafyalar için
Gel
EVET de
 Mevlana ne olursan ol yine gel dediği gibi.
İster Büyük Birlikli, İster Saadetli, İster CHP’li, İster HDP’li ol gel huzur için, millet için, vatan için AK Partililer ve MHP'liler gibi EVET de.

EVET
EVET
EVET.
Selam ve Sabırla…


21 Şubat 2017 Salı

“Birlik”te EVET



“Birlik”te EVET

Veysi ERKEN

            82 Model Anayasada bir kere daha değişiklik teklifi gündemde.
            Filhakika, Türkiye’ye lazım olan kısa ve öz bir anayasa’dır.
Bunu defalarca yazdım.
            Ama anayasanın tamamı bir türlü değiştirilemiyor.
            Kısmi değişiklik teklifleri yapılıyor.
            Değişiklik tekliflerinin ekseriyeti mecliste gerçekleştirilmiştir.
            Biz, halka ve millete sorulmadı.
            “Söz de, karar da milletin” denildiğinde bir başka deyişle referandum gündeme geldiğinde bize sunulan metinleri okudum, üzerinde tefekkür ettim.
            Dostlarla konuyu müzakere ettim ve bu işi bilenlere danışmaya çalıştım.
            Kısaca değişiklik teklifi “halk Oyu”na arz edildiği her dönemde metinleri karşılaştırarak “rey”imi bildirdim.
            Devlet Bahçeli’nin varız demesiyle gündeme gelen son teklifle ilgili reyimi de bu mantıkla ifade ettim.
            Zira aklımı, tefekkürümü ve tezekkürümü hiç kimseye ipotek ettirmedim, ettirmeyeceğim biiznillah.
            Buradan hareketle dostlara da aynı şeyi tavsiye ediyorum.
            Yakın zamanda “Büyük Birlik” yöneticilerinden dostlarla mülaki oldum.
            Bu konudaki görüşümü sordular.
            Aynı tavsiyede bulundum. Taakkulu, tefekkürü, tezekkürü ve tedebbürü ihmal etmeyiniz dedim.
            Bilinmelidir ki, anayasada değişiklik teklifi parti “seçim”i değildir.
            Milletin tamamını ilgilendiren değişiklik teklifleri “mevcut”tan iyi ise “evet” denilmelidir diye ifade ettim.
            Hiç biri son değişiklik teklifinin mevcuttan kötü olduğunu söyleyemiyor.
            Bu yüzden 2014’teki hataya düşmemelerini tavsiye ediyorum.
            Hala o durumu ve düştükleri hatayı izah edemiyorlar.
            Aynı hatalara düşmemek için “Büyük Birlik”lilerden hep “birlik”te EVET demelerini bekliyorum.
            Zaten aksini izah edemiyorlar.
            Edemezler de.
            EVET’i izah edebilirler.
            "Hayır"ı asla.
            Bakınız Temel Karamollaoğlu hataya düştü.
            Yumuşak hayır dediğini ifade ediyor.
            Kendi partisine gönül verenlere "hayır"ı izah edemediği için bu üslubu kullanıyor.
            Bence Temel Karamollaoğlu hatadan dönmeli yumuşak hayır diyeceğine kuvvetli EVET demelidir.
            Temel Karamollaoğlu hayır dese de biliyor ki, partisinin mensuplarının büyük çoğunluğu EVET diyecektir.
            Bu durum Mustafa Destici ve parti yöneticileri için de geçerlidir.
            Diyorum ki, Sayın Destici ve Büyük Birlik yöneticileri lütfen okuyarak ve istişare ederek karar veriniz.
            Biliyorsunuz ki, anayasa ile ilgili değişiklik teklifi şahıslarla ilgili ve kaim değildir.
            Mahcubiyetinize vesile olacak tavır sergilemeyiniz. Olumsuz tutum takınırsanız tavrınız hem size hem de gönüldaşlarınıza zarar verir.
            Geliniz.
            Birlikte “Büyük Birlik” için EVET diyelim.
            EVET, “Birlik”te rahmet vardır.
            EVET, “Birlik”te Saadet vardır.
            Saadet için EVET.
            “Halk” ile “Birlik”te EVET.
            “Cumhur” için EVET.
            İsminde “Cumhuriyet” ve “Halk” olanların ekseriyeti de yöneticilerine rağmen EVET diyeceklerdir.
            EVET, “Hareket”le “Birlik” sağlanır.
            Bilinmelidir ki, EVET demeyenlerin bir tek gerekçesi vardır. Onu da millete söyleyemiyorlar.
Dilleri susuyor bu konuda.
            Biliyorlar ki, HALK onlara güvenmiyor. Bu kafaya sahip oldukları müddetçe halkın kendilerini seçmeyeceğini biliyorlar. Devlet hocanın muhalifleri de aynı durumdadırlar.
            Bu yüzden duruşları ve karşı çıkışları ilkesel değil, algısaldır.
            Yerli olmayan bir algı oluşturuluyor yerli olmayanlarca.
            “Halk”la birlikte olanlar bu oyunu bozacak. “Saadet” arzu edenler tuzağı dağıtacak.
            “Birlik”te rahmet var diyenler büyük birlik ideali için EVET diye haykıracak.
            Ve.
            Yarının daha iyi olması için hep “Birlik”te EVET diyecek.
            EVET.
Hâsılı kelam, Cenabı Allah “Birlik”te “Hareket”imizi ve yeryüzünün tamamını kucaklayan gönül coğrafyamızda DİRLİĞİMİZİ daim eylesin.
            Âmin.
            Selam ve Sabırla…

17 Şubat 2017 Cuma

Marazalar İstemezse de EVET



Marazalar İstemezse de EVET

Veysi ERKEN

            Anayasa değişikliği teklifi maalesef yanlış zeminde tartışılıyor.
            Defalarca ifade ettim.
            Her halde bu konuyu 16 Nisan 2017 tarihine kadar tekrarlamak mecburiyetinde kalacağım.
            Bunu sebebi gayet açıktır.
            Biz bu tartışmaları metinler üzerinde yapmalıyız dedikçe EVET demeyeceğini söyleyenler konuyu yanlış bir zemine çekiyorlar.
            İşleri güçleri marazalık.
            Bunların tıynetleri bu.
            Gelin  tartışmayı değişiklik teklifi ile kazandırılmak isteneni madde madde tartışalım dediğimizde hemen hayır diyorlar.
Çünkü maddeleri tartışacak mecalleri ve bilgileri yok.
Konuyu hemen hain, işbirlikçi gibi kelimelerle dağıtıyorlar.
Maraza çıkaranlara diyorum ki, hain ifadesini ilk kullanan Kılıçdaroğludur. Buna niçin karşı çıkmıyorsunuz dediğimizde konuyu hemen saptırıyorlar.
Bilinmelidir ki, değişiklik teklifine EVET diyecek vekilleri ve dolayısıyla temsil ettiklerini hainlikle suçlayan Kılıçdaroğludur. Bu kabul edilir bir şey değildir. Haberin linkini veriyorum. Bu ifade canlı yayında kullanıldığı için binlerce linkte karşınıza çıkar. İşte linklerden birisi:
            Kılıçdaroğlu gibiler neden hep maraza çıkarıyorlar?
Neden maraza çıkardıkları belli.
            Marazalık büyüklerinden miras kaldı.
            Ya onların peşine takılanlar. İşte onları tahlil etmek gerekir.
            Kılıçdaroğlu ve benzerlerinin neden maraza çıkardıklarını 70’li yılları hatırlayan ve yaşayanlar bilir.
            Bunu Rauf Tamer köşe yazılarında işliyordu.
Rauf Tamer köşe yazılarının bir kısmını  “Solun Namusu” isimli kitapta toplamıştı. Marazalıkların anlatıldığı bir kitap.
            Kitap kısa sürede tükenince Rauf Tamer okuyucu dili ile yeni bir yazı kaleme almış ve yazısında “Solun Namusu” var mı? Cevap Yok. “Solun Namusu” var mı? Cevap Hayır. “Solun Namusu” var mı? Cevap kalmadı gibi ifadeler kullanmıştı.
            Benzer sorular EVET demeyeceklere de sorulmalıdır.
            Zira algı operasyonu ile ancak böyle baş edilir.
            Bilinmelidir ki,  EVET demeyeceğini söyleyen yazar, çizer, gazeteci, aydın(!),akademisyen, sanatçı, patron vesairenin ekseriyeti Anayasanın mevcut maddelerini ve değişiklik metnini mukayeseli bir şekilde okumamışlardır.
            Okumadıkları için -efendilerinin istek ve emirleri doğrultusunda- konuyu başka zemine çekiyorlar.
            Bunlara söyleyeceğim şudur.
            Sorularıma dürüst cevap veriniz.
            Namuslu cevap veriniz.
            Metinleri okuyarak mı karşı çıkıyorsunuz.
            Sizi edebe davet ediyorum.
            İlla EDEP.
            EVET diyecekler de sözüm şudur.
            Tuzağa düşmeyiniz.
            Tartışmayı ilkeli bir şekilde metinler üzerinde götürünüz.
            Bunu yapabilirseniz ülke kazanacak, EVET’ler ülkeyi daha doğru bir istikamete kavuşturacak.
            Selam ve Sabırla…