27 Haziran 2015 Cumartesi

Başarılı Olmak



Başarılı Olmak

Veysi ERKEN

Başarmak, muvaffak olmak sıkça dillendirilen kavramlardır. Başkasına yön vermek,  bir düşünceyi tebliğ veya iktidar olmak isteyen herkes başarılı olmak ister diye düşünüyorum.
Tabi ki, başarıdan bahsedilebilmesi için bir “ölçü” gerekir. Bir eğitimcinin başarısı öğrencilerine kazandırmak istediği bilgi veya becerilerin gerçekleşmesi derecesi ile ölçülür.
Aynı mantıkla hareket ettiğimizde politik başarıdan bahsedilebilmesi için partiler ve parti yöneticileri için de bir “ölçü”den bahsedilmesi gerekir.
Tespitlerimize göre politik başarı için “oy yüzdeleri” veya “iktidar” esas alınır. İktidar olmayı veya yüksek bir oy oranını esas almayan yöneticiler sadece ve sadece kendi kitlelerini kandırabilirler. %1, %15,%25’i hedefleyenleri başarılı diye topluma dayatanları anlamak zor değildir.
Düşük yüzdelerle iktidarı hedefleyenlerin ekseriyeti “görevlendirilmişler”dir. Onlar efendilerinin çabalarıyla iktidar olmak istiyor. Başka gayretleri de olamaz. Emir kullarından farklı bir şey beklenmez.
Bu bağlamda başarılı olmak isteyenlerin yapmaları gereken ilk iş toplumda “duygu” birliğini oluşturmalarıdır. Özellikle duygu birliği politik bir yapının müntesipleri için şarttır.
Buradan hareketle “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” tespitini sürekli esas almışımdır.
Bu doğru bir tespittir. Başarılı olmak ve ülkede büyük birliği kurmak isteyenlerin ilk yapacakları şey geniş kitlelerde aynı duyguları oluşturarak heyecan dalgası yakalamalarıdır.
Bu işi başarırlar duygusu kitlelerde oluştu mu gerisi kolay.
Bunlar başarırlar dedirtmek için toplumun değerlerini ve ihtiyaçlarını bilerek çözüm önermek de gerekir.
Yine beraber olma ve beraber başarma duygusu vazgeçilmez hale getirilebilmelidir. Bu yapılamazsa teşkilatlarda zaafiyet ve dağılma başlar.
Yapılması gereken ilk iş uzak veya yakın herkese ulaşmaktır. Başarı için özellikle yolu kesişmiş olanlar asla unutulmamalı. Yolu kesişmişlerin unutulduğu hallerde başkalarıyla duygu birliğini oluşturmak mümkün olamamaktadır.
Başarılı olmak için müntesiplerde öyle bir heyecan dalgası oluşturulmalıdır ki, “Brezilya’da kanat çırpan kelebek Kanada’da fırtınaya sebep olabilir” misali gönüllerde “başarı”ya odaklanmayı gerçekleştirebilsin.
Müntesiplerdeki heyecan bir yönüyle önde gidenlerde ve temsil makamında olanların duruşlarına bağlıdır.
Önde giden ve temsil makamında olanlar güven, dürüstlük, doğruluk ve cesaret özellikleriyle kimseyi “ötekileştirme”diklerini ortaya koymak durumundadır. Bunu yapamayan yöneticiler asla başarılı olamazlar.
Nitelikleriyle dik duruşlarını ispat etmek başarı için elzem olan hususlardandır. Rüzgârın yönüne göre yamulabileceği hissini etraftan silemeyenlerin başarılı olması beklenmez. İttifak söylentileri rüzgârın tesirinde kalınabileceğinin delilidir.
Kısaca ülkemizdeki kurulu partilere bakıldığında durum daha bariz bir şekilde görülür.
Benim adım falan demekle başarı elde edilemeyeceği gibi, kendinden farklı düşünenleri yapılarından uzak tutmaya çalışanlar, içyapılarında iletişimi kuramayanlar da muvaffak olamazlar.
Başarılı görünen yapılara baktığımızda hem kendi müntesipleri arasında hem de yönetimine talip oldukları halkla iletişimlerinde aynı duyguları oluşturmaya çalıştıklarını görürüz.
İlayı Kelimetullah doğrultusunda âleme nizam verme iddiasında olanlar bunu beceremezler mi?
Pek ala becerirler.
Yeter ki, başta müntesiplerinde olmamak üzere kimseyi ötekileştirmeden kitlelerde aynı duyguları oluşturmaya çaba harcasınlar.
Zor mu?
Değil.
Yeter ki, “Ferhat misali dağları delmeye” ve gönülleri fethetmeye azmedilsin.
Ha gayret.
Selam ve Sabırla…

24 Haziran 2015 Çarşamba

Seçimin Sonuçları Üzerine Güneydoğu İzlenimleri



Seçimin Sonuçları Üzerine Güneydoğu İzlenimleri

Veysi ERKEN

Bir kaç gündür Güneydoğu illerimizde bulunuyorum.
Seçim sonuçları ve koalisyon beklentileri ile ilgili vatandaşın görüşlerini anlamaya çalışıyorum.
Genel olarak seçim sonuçları babından iki partiden bahsediliyor.
AK Parti ve HDP.
Diğer partilerin esamisi okunmuyor.
Vatandaş genel olarak AK Partinin yanlış seçim stratejisi uyguladığını vurguluyor.
Dolaştığım iller itibarıyla (Mardin, Siirt; Batman, Diyarbakır; Urfa) vekil adaylarının belirlenmesinde büyük yanlışlıkların yapıldığı konusunda vatandaş hem fikir.
Adayların halktan kopuk olduğu, teşkilatların görüşünün hesaba katılmadığı, temayül yoklamalarının sonuçları itibarıyla teşkilata zarar verdiği, istişarelere hiç önem verilmediği ve aday adaylarının rencide edildiği ifade edilmektedir.
Bu hatalara ilave olara büyükşehir uygulaması ve Suriyelilerle ilgili politikalar AK Partinin oylarını azalttığı görüşü yaygındır.
Bu yanlışlıklar yüzünden yüz binlerce seçmen küstürülmüş oldu.
Sonuçlara yönelik bir diğer yorum gülenciler tabir edilen grup ve BBP/SP ittifakı ile ilgilidir.
Güneydoğulu, İttifakın gülenciler tarafından AK Partiyi zayıflatmak amacıyla devreye sokulduğu görüşündedir.
HDP cephesinden bakıldığında bir başarı söz konusu olduğunda herkes hem fikir. Bunun sebepleri geniş bir şekilde dillendirilmektedir.
Sonuç açısından bakıldığında vatandaş huzur ve sükûna katkı sağlamasını istemektedir.
Vatandaşın genel kanaati bu seçimlerin huzuru sağlayabilmesi için koalisyonun geniş bir tabanda olması yönündedir.
Okuyucularıma garip ve absürt gelebilir.
Lütfen yazıyı serinkanlılıkla okuyunuz ve inanmıyorsanız bahsi geçen illerde oturan insanlarla konuşunuz ve yorumlarınızı görüşmelerden sonra yapınız.
Vatandaş dış mihrakların oyununun AK Parti MHP ve HDP koalisyonu ile bozulabileceği kanaatini taşımaktadır.
Buradaki hava farklı kombinasyonlarla oluşacak bir koalisyonun bazı mihraklarca istismar edileceği kanaatindedir.
AK Parti MHP ve HDP koalisyonu etnik ayrıştırmaları azaltacağı, çatışma ortamını ortadan kaldıracağı yönünde bir kanaat hâkimdir.
İlk bakışta olamayacak gibi görünse de böyle bir koalisyonun fayda sağlayacağı gülencilerin ve benzer yapıların tuzaklarının boşa çıkarılacağı söylenebilir.
Böyle bir koalisyon mümkün olmazsa “erken seçim” gündeme gelmelidir anlayışı güneydoğuda hâkimdir.
Tabii ki, arzumuz gönül coğrafyamızın tamamını kuşatacak, silaha, şiddete ve korkuya son verecek yapının oluşmasıdır.
 AK Parti yönetiminden ve özellikle hedef tahtasına oturtulan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan beklenen budur.
Umulur ki, güneydoğulunun sesine kulak verilir ve ülkemiz huzura kavuşur.
İslam coğrafyasının kalbi ve beyni durumunda olan ülkemize huzur gerekir.
Siyonist oyunları bozma zamanıdır.
Güneydoğulunun sesi oyunları bozmak içindir.
Selam ve Sabırla...



20 Haziran 2015 Cumartesi

AHMAK KİME DENİR?



     AHMAK KİME DENİR?

            Veysi ERKEN

            Ramazan orucu bizi her türlü kötülükten tutması ümidi ile bir derleme yapalım istedik. Dostlarla hasbıhâl etmek bana sürur vermektedir. Bu derlememiz “ahmaklık” üzerine olsun. İstedim ve sizler için bir deste söz derledim. Cenab-ı Allah hepimizi ahmaklıktan ve ahmaklardan korusun. 
      
         AHMAK KİME DENİR?
     
  Aklı hiç olmayana deli denir. Aklı olup da aklını kullanmayana veya kullanamayana ahmak denir. Ahmak, aklı az, görüşü kısa, basiretsiz kimsedir.

 
      Âlimler de buyuruyor ki:

Dişi ile tırnak uçlarını ısırmak ahmaklıktır. (Hz. Ali)
Ahmakla arkadaşlıktan sakın. Çünkü sana iyilik edeyim derken, zararı dokunur. (Hz. Ömer)
Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür. (Cafer-i Sâdık)
Dünyayı ele geçirmek için ahreti vermek ahmaklıktır. (İmâm-ı Rabbânî)
Yaratıkların en ahmağı nefistir. Çünkü her isteği kendi aleyhinedir... (İmâm-ı Rabbânî)
Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)
Ahmaklığın alâmeti, kendi ayıbını bırakıp, başkasının ayıbıyla uğraşmaktır. (Sırrî-yi Sekatî)
Ahmağa verilecek en güzel cevap, sükûttur. (İbni Hibbân)
Nefsin arzuları peşinde koşan ahmaktır. Nefs ahmaktır, her istediği kendi zararınadır.(Muhammed Masum)
Hatasında ısrar eden ahmaktır. (Abdülhakîm Arvâsî)

İmran bin Husayn hazretleri, hadis-i şeriflere ve diğer delillerden değil de, (Bana yalnız Kur’andan bildir) diyen birine, (Ey ahmak! Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin) buyurdu.

Hikmet ehli de buyuruyor ki:

      Aklı olan karı-koca, birbirini üzmez. Hayat arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir.
Akıllı ile istişare galibiyet, ahmakla istişare mağlubiyettir.
    Ahmağın kalbi ağzında, akıllının dili kalbindedir. Yani ahmak sır saklayamaz, akıllı sırrı ifşa etmez.

Hadis-i şeriflerde de buyruluyor ki:

Akıllı, nefsine uymaz, ibâdetlerini yapar, ahmak olan da nefsine uyar, günah işler sonra Allah affeder diye ümitlenir. [Tirmizî]
Ahmak, ahmaklığından fasıkın [Açıktan günah işleyenin] günahından daha büyük bir derde düşer. [Hakîm]
Ahmak olanla ilgini kes. [Beyhakî]
Sofradan düşen kırıntıyı yiyen fakirlik görmez, çocukları da ahmak olmaz. [İ. Neccâr]
Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir. [Deylemî]
Her şey Allahın takdiri iledir. Akıl ve ahmaklık bile. [Buhârî]
Ahmaklığın en kötüsü ve dalâletin [sapıklığın] en büyüğü, Müslümanlığı bırakıp, başka dine meyletmektir. Deylemî

Müslümanlığı bırakmak, yani dinsiz olmak ahmaklığın en kötüsüdür. Kim Müslümanlığı bırakırsa mürted olur, hangi dine girerse girsin fark etmez. Bu bakımdan dinsizler, en ahmak kimsedir. Bir buğday tanesini, bir karıncayı yaratmaktan aciz olanın, kâinatın tesadüfen meydana geldiğini, bir yaratıcının bulunmadığını sanmasından daha büyük ahmaklık olur mu?

Kur’anı kerimde mealen buyruluyor ki:

Kâfirlere “Müslümanların inandığı gibi siz de inanın” denilince, “Sefihlerin, ahmakların inandığı gibi mi inanalım?” derler; hâlbuki asıl ahmak kendileridir. Bakara 13

Selam ve Sabırla


17 Haziran 2015 Çarşamba

Hükümetin Kuruluşu Sorunu



Hükümetin Kuruluşu Sorunu

Veysi ERKEN

            Seçim sonuçları ortadadır.
            Mevcut sonuçlara göre AK Parti tarafından hükümetin oluşturulması gerekir.
            Tabii sonuç bunu gerektirir.
            Gerçek bu olmasına rağmen Tapınakçılar bütün kinleri ile farklı bir hükümet oluşturma peşindeler.
            Kimi %60’lık bloktan bahsediyor.
            Kimi azınlık hükümetini CHP kursun teranelerini kusuyor.
            Bir vatandaş olarak hükümetin AK Parti tarafından kurulması gerektiğine inanıyorum.
            AK Partinin yöneticileri bu yazımı okurlar mı bilmiyorum.
            Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu görüşlerimden haberdar edilirler mi bilmiyorum?
            Buna rağmen diyorum ve umuyorum.
            Umarım ki, ister azınlık, ister koalisyon hükümeti olsun AK Parti ağırlıklı olarak hükümet içinde olur.
            AK partinin dışında da akl-ı selim sahibi ülke sevdalısı vekiller vardır.
            Fikrime iştirak ediyorlar.
            Onlar da oyunlaştırılmak istenen senaryonun farkındadır.
Tapınakçıların uzantıları olan Rodos ve Cemadat marifetiyle sergilenen oyununu bozmak onların da görevidir.
            Buna rağmen AK Partili bir hükümeti engellemeye çalışacaklardır.
            AK partili bir hükümete destek olunmazsa oyun erken seçimle bozulmalıdır.
            İster erken seçime gidilsin veya gidilmesin kurulacak hükümetin ilk yapması gereken şey başlanılmış projeleri hızlandırmak ve başlatılması düşünülen projelerin temellerinin atılması olmalıdır.
            Kanal İstanbul gibi projeler başlatılmalı, üçüncü köprü, hava limanı, Ilgaz tüneli, yerli uçak ve otomobil gibi projeler hızlandırılmalıdır.
            Aksi takdirde projeler aksar ve Türkiye büyük zarar görür.
            Emin olunuz halk senaryonun farkındadır.
            Bu ülkenin yönetimi CHP zihniyetine asla terk edilmemelidir.
            MHP’ye, HDP’ ye hatta CHP’ye oy verenler de bunun farkındadır.
            Millet daha meclis faaliyete geçmeden AK Partiyi dışarıda bırakacak formülleri önerenlere ateş püskürüyor.
            AK Parti her partiye öneri götürmelidir.
            Görüşmeler şeffaf yapılmalı ve itiraz edenler bilinmelidir.
            Şeffaf görüşmeler ülkeye yeni bir ivme kazandıracaktır.
            Görüşmeler olumsuz neticelenirse “erken seçim” kararı alınmalıdır.
            Başka bir yol izlenmemeli ve ülke karanlık ellere teslim edilmemelidir.
            Selam ve Sabırla…