27 Aralık 2013 Cuma

Opera/syon



Opera/siyon

Veysi ERKEN

            Türkiye’nin Küresel güç antrenörü olmasını istemeyen merkezler opera/syonlarını hızlandırdılar, senaryolarını piyonları ve maşaları vasıtasıyla tekraren oyunlaştırmaya başladılar.
            Balyozcu, Ergenekoncu piyonlar ve maşalarla amaçlarını tam gerçekleştiremeyen tapınak, devreye boğazdaki aşireti ve holdinglerini sokarak gezi zekâlılara eylem yaptırdılar.
            Gezi zekâlı kalkışmayı tahlil ettiğimizde tapınağın beyaz, siyah, kırmızı, yeşil vs. kollarının topyekûn devreye sokulduğunu görürüz.
            Özellikle yeşil kola aklama faaliyetinde başrol oynatılmıştır denilebilir. Ancak Cenabı Allah’ın himmeti, milletin feraseti ve gençlerin gayreti ile hasar ve zarar asgari seviyede tutularak kısmi olarak atlatılmıştır.
            Tabii ki, merkez tapınak faaliyetinden vazgeçmiş değildir. Vazgeçecek de değildir.
            Vazgeçmediğini zaten son gelişmeler göstermiştir.
            Tapınak yıpranan ve deşifre olan aşireti ve holdinglerini geri planda tutarak yeşil kolunu öne çıkarmıştır. Özellikle yeşil kola sizi beslediğimiz ve büyüttüğümüz yeter artık vazifenizi yerine getirme durumundasınız denildiği ve emredildiği için yıkım hızlandırılmıştır. 28 Şubat operasyonu gibi vekiller peyderpey istifa ettirilirse hiç şaşmam.
Görünen manzara bu.
            Tabii ki, tapınak yıkım faaliyetlerini Deyvit veya Corclarla yapacak değildir. İsmi ismimize, görünümü görünümümüze benzeyenlerle yürütecektir faaliyetlerini. Nitekim böyle oluyor. Kimini parayla, kimini şöhretle, kimini şehvetle devreye sokuyor maalesef.
            Son opera/syon’a baktığımızda bunu görürüz.
            Cenabı Allah encamımızı hayreylesin.

CEMAAT KİM?

            Bir cemaatten bahsediliyor. Tabana bakıyorum saf ve masum. Tavana bakıyorum heyula.
            Gerçekten cemaat kim.
            Temsil makamında kim/kimler var.
            Faaliyet alanları nedir.
            Televizyon ve medyaları hangileridir.
            Faizin her türlü reklamını yapanlar ve pazarlayanlar mı yoksa magazin programları ayyuka olanlar mı?
            Her alanda tekelleşmek ve başkasına hayat hakkı tanımak istemeyenler mi?
            Mazlumun değil zalimin yanında yer alanlar mı?
            Top sakallılar mı bıyıksızlar mı?
            Sözcüleri kim?
            Namazda olanlar mı, el öpenler mi?
            Cemaat kim?
            Amaçları ve gayeleri nedir?
            Sahi bilen var mı?  
Varsa lütfen bize de bildirsin ki öğrenelim.

        Hükümetin Yapması Gerekenler

            Sayın Başbakan bu opera/syonu yeşil kolun faaliyetlerini boşa çıkartmak istiyorsa yapması gereken birkaç iş vardır diye düşünüyorum. Bunları madde madde sıralayacak olursak;
1-    Derhal bir Anayasa metnini gündeme getirmelidir. Kabul görür görmez ayrı bir konu. Böylece Anayasa yapmama komisyonunun oyunu deşifre edilmiş olur.
2-    Askerlik düzenlemesi hemen yapılması gerekir. Özellikle kendini yanıltan malum yapının bürokratları yüzünden gönlü kırılan 650 bin gencin ve ailesinin gönlü kazanılmış olur. GBT ile arama ortadan kaldırılmalı ve makul yaş ve bedelle BEDELLİ hemen devreye sokulmalıdır.
3-    Yükseköğretimin bütün alanlarında kontenjan yüzde yüz arttırılmalıdır ki, dershaneler kendiliğinden ortadan kalksın.
4-    Kontenjana paralel olarak hemen bir milyon kapasiteli prefabrik yurt yapımı başlatılmalıdır. Yeterince kamu arazisi mevcut olduğundan 81 il ve yüksek öğretim kurumu olan ilçelerde yurt inşaatı kısa sürede gerçekleştirilebilir.
5-    Mensubiyeti ne olursa olsun bürokrasiye çöreklenmiş yolsuzluk yapanlar temizlenmelidir.
6-    Ülkemizin gelişmesini istemeyen güçlerin piyonu olan ve yatırımları engellemeye çalışan şahıslar ve holdingler açıklanmalıdır.
Selam ve Sabırla.
           

19 Aralık 2013 Perşembe

Hizmetli



Hizmetli*

Veysi ERKEN

            Yıllar önce idi. Tarakiye’de nurlu ifade edilen cenahtan bir taife firak eyledi. Artık yeni bir şeritte olacaklardı. Farklılıklarını domatesli bulgur pilavı ile ortaya koydular.
            Her yerde domatesli bulgur pilavı pişirilir oldu. İkramlar için himmetler ve gayretler epey arttı. Gel zaman git zaman kaplarına sığamaz oldular. Artık pilav gruplarından camiaya terfi ettiler. Büyümeleri ve gezegenler arasında at koşturmaları gerekirdi.
            Hedef her bezde tarakları olmalarıydı.
            Ne de olsa tarakiyenin insanlarıydı.
Mektebeler ve medreseler kurdular.
Yetmedi.
Zenginleştiler kanalizasyonlar kurdular, medyada oldular.
            Yetmedi.
            Finansta şirketleştiler ve ticarileştiler. Haramın her çeşidine bulaştılar. Zaten artik nurlu değil hizmetliydiler.
            Yetmedi.
Dönüşmeliydiler, başkalaşmalıydılar hatta savrulmalıydılar.
            Artık insanileşmeliydiler değerlerinden sıyrılarak.
            Efendileri böyle buyuruyordu.
Efendileri çoğalmıştı
            Melun canlar ve foshadla iş tutar oldular.
            Sponsorları ve finansörleri değişti.
            Artık ahali onları ilgilendirmiyordu.
            Efendilerine iyice ram oldular.
            Efendileri sırtlarını sıvazladıkça kendilerini güçlü vehmettiler. Güçlendikçe hi men’leştiler.
            Artık güç bende diyorlardı.
            Güç bende. Güç bende teraneleri yankılanır oldu her yerde.
            Efendiler boş durmuyordu.
            Meluncanlar ve foshadlar gezi zekalıları devreye soktu.
            Tabii ki, insanilere de görev verilmeliydi.
Hemen insaniler devreye girmeliydi. Zaten insanilikten hizmetliliğe terfi etmişlerdi.
Hizmetliyim. Hizmetliyim diye her yerde haykırıyorlardı.
Hizmetliler efendilerinin emriyle hi men olduklarını zannettiler.
Her yer ve her iş bizimdir. Bizden sorulur demeye başladılar.
Efendilerini ve sponsorlarını unutmuyorlardı.
Zaten isteseler de unutamazlardı.
Çünkü hizmetliydiler.
Zehirlenmişlerdi.
Efendiler tarakiyede huzur istemiyorlardı.
Gençler küstürülmeliydi.
Başardılar.
Gençler ddp ile aranıyordu artık.
Bu aklı hizmetliler vermişlerdi tarakiyenin ekâbirlerine.
Meluncanlar ve foshad kıs kıs gülüyordu.
Yetmedi.
Huzursuzluk her yere yayılmalıydı.
Sulh u salah yüzü görmemeliydi tarakiye.
Hizmetliler marifetiyle başarmalıydılar.
Zira diğer kolları işe yaramıyordu.
Hizmetliler iyi bilinirdi.
İşte tarakiyedeki ahval u şerait.
Havadisi fehmeylediniz mi aziz canlar.
Selam ve Sabırla.
           
*Yazıda geçen olay, olgu ve kurumlar hayali olup tarakiye’de geçmektedir.


13 Aralık 2013 Cuma

Gençlere Kulak Ver



Gençlere
Kulak Ver

            GBT ile fellik fellik aranan, hayatı zehir, işi, aşı, ailesi perişan olan Gençlere kulak ver.
            Bedelli gelmezse aileleriyle birlikte sayıları (1.500.000) bir buçuk milyonu bulan genç seçmen kitlesi
Seçimde Hesap Soracak

Yaş 25 Bedel 15.000

11 Aralık 2013 Çarşamba

Gençliğin Üzerine Çullanma Dönemi mi?



Gençliğin Üzerine Çullanma Dönemi mi?

Veysi ERKEN

            Ustalık dönemi Sayın Başbakana yaramadı. 2011 seçimlerinden sonraki gözlemlerini defalarca yazdım.
            Evet
            Ustalık dönemi yaramadı.
            Anayasa konusunda milletin önüne metin konulacağına, anayasa yapmama komisyonu kuruldu ve sonuç fiyasko.
            Bunların hepsini geçtik.
            Gençlikten ne isteniyor anlayan yok.
            Bir başbakan bu kadar yanılmamalı, kendisini yanıltanları tasfiye edebilmelidir.
            Yazık oluyor.
            Gençlik bugün sosyal bir travma (sarsıntı) yaşıyor.
            Bir tek demeçle yara büyütülüyor.
            650 bir bakaya ve asker kaçağını yakalayın.
            Yakalasan ne olur.
            Kaliteli bir askerlik hizmeti mi gerçekleştirecekler, askerlik kanununun tanımına göre “harp sanatı”nı mı öğrenecekler?
            Düşünen yok.
            Ya asker alma dairesinin uygulamaları.
            Düşünün ki,  yüksek lisans seviyesinde gençlere 35. yaşına kadar tecil hakkı veriliyor ama ilgili daire kaale ve ciddiye almıyor. Yahu hani mezuniyet için üst limit kaldırılmıştı. Sevk tehirini yapmadığın öğrenci nasıl ders, tez ve staj imkânını kullanacak. Yüksek Öğretim Kanununda neden değişikliğe gidildi.
            İlgili kanunlar bu kadar açıkken bu ısrar niye?
            Başbakanı yanıltma mı?
            Yoksa rektörler istedi diye Başbakan yaptı son açıklamasını?
            Hani son konuşmalarından birisinde Sayın Başbakan 6 yılda bitir kardeşim bitirmiyorsan seni okuldan atacağız mealinde söz söyledi ya!
            Evet, dostlar ustalık dönemi yaramadı.
            Başbakan ya yanılıyor ya da yanıltılıyor.
            Gençlik büyük bir bunalıma sürüklendi son açıklamalarla.
            Milli Savunma Bakanı yaraya tuz ekmekle meşgul.
            Bedelli yokmuş gündemlerinde.
            Sayın Bakan bilsin ki, bedelli gündemde ve hiç gündemden düşmeyecek. Çünkü mağdur çok.
Yara büyük.
Yok demekle yara kapanmaz.
            Sayın Bakandan vatandaş olarak ricamız yaraya tuz ekmemesi ve çözüme odaklanmasıdır.
            Artık vakit geldi demiyorum. Vakit geçti bile.
            Bu sosyal sorunu çözünüz.
            Hiç olmazsa geçici çözüm için acil “bedelli”yi meclise sevk ediniz. Torba kanuna girsin ve gençlik bir nebze de olsa rahatlasın.
            Sayın Başbakandan da beklentimiz bu yöndedir. Çıraklık döneminin safiyetiyle Sevilay Yükselir’e açıkladığı gibi ilgililere talimat versin ve bedelli konusunun hemen meclise sevkini sağlasın.

            Öncü Nesiller

            İmam-Hatipler öncü nesillerdir.
            İmam-Hatipler büyük badirelerden geçtiler. İftihar edilecek kurumlardır İmam-Hatipler. Eksiklikleriyle fazlalıklarıyla.
            Yüz yıllık bir maceradır İmam-Hatiplilik.
Yusuf Tülün beyefendinin ifadesiyle “geldiler, devam ettiler, tahrip edileni değiştirdiler ve tamir ettiler.”
Evet,
Öncü Nesiller gelmeli ve dönüşümü sağlamalı hayatın her yerinde.
Çünkü onlar İmam, yani önde olan, önde giden ve öncü.
Çünkü onlar Hatip. Sözün en güzelini söylerler. Söylemeliler.
Onun için öncü nesillerdir.
Çok ızdırap çekti bu nesil.
Çok hırpalandı, itildi kakıldı öncüler.
Yılmak yok İlayı Kelimetullah doğrultusunda âleme nizam vermek isteyenler için.
Öncülük dinin tanımında olduğu gibi Cenabı Allah’a itaat ve onun emirleriyle hayatı yönetmektir.
Öncülük dünyevileşmemektir.
Öncülük dünyayı erdemlerle donatmaktır.
Öncülük yeryüzünü gönül coğrafyası yapabilmektir.
Selam öncü nesillere, selam İmam hatiplilere.

Anladım ki

Anladım ki, Vekillerin derdi yok.
Anladım ki STK yok
Anladım ki, hakkı yazan gazeteci ve yazar az.
Anladım ki, gençlikle ilgilenen yok.
Gençler haykırıyor.
Gençler bunalıma sürüklendik GBT ile diyor.
Duyan yok.
Herkes gözlerini, kulaklarını ve ağızlarını kapatmış
Birebir konuştuğum vekiller, yazarlar, gazeteciler ve STK yöneticileri var.
650 bin gencin feryadını duymak istemiyor?
Herkes konumundan memnun.
Gençlik helak olmuş umurlarında değil.
Anladım ki, sessiz duranların ekseriyeti görevli.
Lütfen biraz ses verin.
Gençlerin sesini duyun.
Zorunlu askerlikten profesyonel askerliğe geçmek için kalem oynatın, mecliste görevinizi yapın, insan hakları aktivisiti olun.
Hiç olmazsa Bedelli konusunda gençlerin yanında saf tutun.
Selam ve Sabırla.