26 Haziran 2019 Çarşamba

Biz Hiç Kaybetmedik, Kaybedenler Zihniyetçe İslam'dan Sapanlardır


Biz Hiç Kaybetmedik, Kaybedenler Zihniyetçe İslam'dan Sapanlardır

Veysi ERKEN

Değerli dostlar son seçim de bitti.
Günü birlik yaşayanlar hep rüzgârın esişine göre eğilip bükülürler. Omurgasız oldukları için her şekle ve kaba girerler.
Seçimin akabinde nazire olsun diye bana yazılar gönderiliyor.
Yazı gönderenlere teşekkür ediyorum.
Böylece yolunu şaşıranları, yolunu kaybedenleri veya yoldan sapmışları daha iyi anlıyorum.
Şahsi kanaatim şudur.
İnsanımız içinde en tehlikeli grup münafıklardır.
İnsanlar İslami mantıkla birkaç tarzda gruplandırılır. Bir ayırıma göre insanlar mü’min, kâfir ve münafık diye ayrılır.
Mü’min ve kâfirin konumu bellidir.
Münafık her kılığa girer.
İçimizde de mebzul miktarda münafık var.
Dün Büyük Birlik hareketinin içinde yer alanların münafık takımı bir baktık milliyetçi harekete, oradan Meralin grubuna ve en son İttihatçı zihniyetinin temsilcilerine yamanmışlar.
Tam münafıkça tavır.
Ben bunların yerli olmayan çevrelerin elemanı olduklarını düşünüyorum.
Şu kesin olarak bilinmelidir ki, CHP zihniyeti kolay kolay kodlarından kopmaz.
CHP zihniyetinin kodları İttihatçıların masonik yapılanmasına dayalıdır ve bu yapılanma değişmemiştir.
Bu anlamda kişilerin parti değiştirmesini esasen yadırgamıyorum.
Yadırgadığımız şey zihniyet kaymasıdır.
Nizamı âlemci diye yutturulanların içine düştükleri sefalettir.
Umarım ki, “kabil”leşenler hariç dostlar meramımı anlar.
Şükür, Bizler zihniyet anlamında hiç değişmedik.
Zihniyetimizi, Kamet ve istikametimizi bir kere daha deklere ediyoruz.
Bu zihniyet çağrısı asırlardır devam ediyor.
Anlaşılsın diye tekrar 1979 yılında tecessüm etmiş zihniyet çağrımızı tekrar ediyorum.
“İslâm Âleme inmiştir. Bütün âlemin nizamdır”
Beşeri hayat biçimlerinin yetmezliği, zulmü altında kıvranan insanoğlunun Hakkı bilmesi için vahiyle gönderilmiştir.       
"Nizam-ı Âlem" davasının bayrağını ilk açan, Hz. Peygamberimiz efendimizdir.
Açılan bayrağın altına,  zalime ve küfre başkaldıran bütün insanlar akın akın bölük bölük toplanıp İslâm medeniyetini kurmuş, insanlık tarikinin altın sayfalarını vücuda getirmiştir.
Ve Nizâm-ı Âlem, asırlardan beri bütün Müslümanların, bütün iman edenlerin ortak ülküsü olmuştur.|
Bundan sonrada, kıyamete kadar Nizam âleme şamil oluncaya kadar da ülkü yüreklerde yaşayacaktır. Çünkü "Cahiliye devri" bitmemiştir. İnsanlar hâlâ küfre itaate zorlanmakta, zulüm görmektedir. İnsanlar tek sahip Allah’a değil, kullara kölelik ettirilmektedir.
Para, rütbe, mal gibi çağın firavunları karşısında secde etmesi, tapınması istenmektedir. Allah'ın en kutsal mahlûku insan, şerefini, insanlık kıymetini, değerlerini ayaklar altına almaya zorlanmaktadır.
Küfrün zulmüne. İslâm adına, hakikat adına karşı çıkıyor ve küfre karşı açılmış mücadele bayrağını yükseltmek için saflardaki yerimizi alıyoruz.
 Küfrün azgınlaştığı bir devirdeyiz.
Müslümanların parça bölük oluşu onlara güç kazandırmakta, meydanlarda rahatça at oynatmalarına sebep olmaktadır. Karşılarında sadece canıyla, kanıyla şanlı bir direniş veren Müslüman Türk Gençliği vardır. Maalesef Müslüman kardeşlerimizin bir kısmı küfürle İslâm'ın bu kavgasına seyirci olmuştur. Gün geçmekle, kavga şiddetlenmektedir.
Geçen her an, atılacak her adım bu kavganın neticesini belirleyecek bir nitelik kazanmıştır. Artık hiçbir Müslüman bu mücadelenin seyircisi olmamalıdır. Çünkü küfür güçlerinin kazandığı her cephe, bütün Müslümanların omuzlarına, hesabı verilmesi korkunç bir vebal yüklemektedir.
Müslümanlar, parti, grup, dernek taassubunu yıkarak, küfre karşı güç birliğini mutlaka sağlamalıdırlar. Ancak o zaman küfrün oyunları bozulup, helak olacak ve inşallah İslâm, payidar olacaktır.
Müslümanların sadece mücadele sahasında bile, el ele, gönül gönüle yapacakları bir güç birliği, küfür güçlerinin en büyük korkusudur. Küfür bu korkuyu tadmalıdır.
İman edenlerin ittihadına engel olmak için demagoji yapanlar, küfrün ekmeğine yağ süren bu davranışlarından dolayı, en iyimser düşünceyle ya gaflet, ya da ihanet içindedirler.    
Müslümanlar,
Şanlı Peygamber'imizin (SAV) ümmetine tevdi ettiği davaya. Nizam-t Âlem davasına sahip çıkmalı Kâfirlerin yüzüne, kavga meydanlarında "İslâm'ı '' haykıralım.
 Kahrolsun küfür, kahrolsun küfrün uşakları!
Yaşasın Müslümanların İTTİHADI
Nizam-ı Âlem Gazetesi” 5 Ekim 1979
Masonik, yıkıcı ve bölücü zihniyete kaymış ve satılık olan bütün müsvettelere duyurulur.
Selam ve Sabırla…


23 Haziran 2019 Pazar

Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe


Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe

Veysi ERKEN

            Kavim kelimesi bir kaç anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan birisi “topluluk”tur. Bugünkü ifadelerle sosyolojik toplulukları da ifade etmektedir.
            Cenabı Allah topluluklara kendilerini değiştirmedikçe (olumsuz anlamda) onları değiştirmeyeceğini ve onlara verdiği nimeti kesmeyeceğini ifade etmektedir.
            Bu konuda şu iki ayeti belirtmek yeterlidir.
“Onun önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler/melekler vardır. Bir toplumu oluşturan fertler kendi iç dünyalarındakini değiştirinceye kadar, Allah onların oluşturduğu toplumu değiştirmez. Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur. Rad-13”
“Bu böyledir. Bir toplum, kendilerinde bulunanı değiştirmedikçe, Allah da onlara verdiği nimeti değiştirmez. Şüphesiz Allah işitendir; bilendir.[Enfal-53”
Topluluklara bu zeminde baktığımızda hem dar anlamda hem de geniş anlamda topluluğun kendini değiştirdiğini, kötü vasıflarla vasıflanmaya başladığını görüyoruz.
İktidar gücünün getirdiği olumsuz değişimin sonucu hüsran olmuştur. Özellikle masa, kasa ve nisa konusunda yaşanılan zafiyet beraberinde nimetin kesilmesini getirmiştir.
Aynı olumsuz değişim daha geniş toplum yapısında oluşmuş ve görünen manzara itibarıyla nimetin kesileceğine dair emareler ortaya çıkmıştır.
Dün “çağrımız İslam’da dirilişedir” nidalarıyla yeri göğü inletenlerin bir kısmı maalesef yıkımı beraberinde getirecek değişimi yaşamış ve İslami olmayan yaşayış tarzına sahip olanlarla özdeşleşmiştir.
Bu millet iflah olur mu?
Bekleyip göreceğiz.
Kanaatim şudur.
Millet bu değişim yüzünden çekecek.
Zira bu değişimin ortaya çıkardığı manzara şudur.
Emellerini düşmanla tevhid edenler bugün başarılı görünmektedirler.
Bunun sonucunda ülkemizi kuşatan Siyonist haçlı zihniyeti içteki piyonlarıyla daha faal olacağını göreceğimizi düşünüyorum.
Temennimiz, malum ifade ile titreyip kendimize dönmemizdir.
Hasılı kelam “Hayal kırıklığına uğramış kimselerin bir lideri takip etmeleri o liderin kendilerini belirli bir amaca götürmesinden ziyade o liderin kendilerini kötü benliklerinden uzağa götürmesi sebebiyledir. Nereye gittikleri böylece ikinci derecede önem taşımaktadır, çünkü o gidiş nereye olursa olsun yeterli bir tatmin sağlamaktadır. Erik Hoffer, Kesin İnançlılar, s.153, Tur Yayınları, İstanbul” psikolojisi gereğince kitle kendilerini nereye götüreceğini hesaba katmadan kendini değiştirmiş ve felakete giden yolun başlangıcına giriş yapmıştır.
Umarım ki, hakka ve hakikate dönüş erken başlar.
Selam ve Sabırla…

20 Haziran 2019 Perşembe

“Dönekler” mi Desem “Guaido”laşanlar mı?


“Dönekler” mi Desem “Guaido”laşanlar mı?

Veysi ERKEN

            Özellikle adına sosyal medya denilen iletişim araçları çeşitlendikçe Küresel haydutluk yapan Siyonist haçlı zihniyeti piyonlarını, uşaklarını, kölelerini ve taşeronlarını gizleyemez oldu.
            Dünyanın her tarafında küresel haydutlar elemanlarını kullanırlar, elemanlarının masraflarını devşirildikleri ülkelerden tahsil ederler ve halklarına karşı kullanılırlar. Tabii ki, bu kullanılan elemanlara karşı direnenler cesur yürekler söz konusu olmaktadır.
            Belirgin misal verecek olursak Venezuela’da Guaidolara karşı cesur yürek Maduro tipik bir örnektir.
            Maduroya karşı piyasaya sürülen Guaido piyon ve uşak olduğunu gizleyemeyecek kadar açığa düşüyor.
            Ülkemizde de benzer bir süreç yaşanıyor.
            Özellikle “one minute”  hadisesinden beri küresel haydutlar Türkiye’nin üstündeki baskılarını, tecritlerini ve ambargolarını doğrudan veya taşeronları vasıtasıyla artırmaya ve şiddetlendirmeye yöneldiler.
            “Bir dakika” dan sonra “dünya beşten büyüktür” çıkışı kuduruklarına zirve yaptırmıştır.
            Bu sebeplerdendir ki, küresel haydutlar kitleleri harekete geçirmek ve kendi uşaklarını yönetime taşımak gayesiyle memnuniyetsizlik ve güvensizlik ortamı oluşturmaya çalışıyorlar.
            Tabii ki, oyun yeni sahnelenmiyor.
            Dün Menderes’i halkın gözünden düşürmek için memnuniyetsiz bir kitle nasıl oluşturulmuşsa, Özal ve Erbakan döneminde de tekrar teşkil edilmiştir.
            Bugün farklı mı?
            Elbette ki hayır.
            Dün Menderes, Özal, Erbakan için söylenen diktatör gibi ifadeler bugün Erdoğan ve merhum Mursi içinde tekrar ediliyor.
            “One minute”den beri devam ettirilen eylemleri inceleyin karşınıza hep küresel haydutların piyonları çıkar. Gezi vandalizmi, mit başkanını gözaltına alma çabası, 17/27 Aralık, kanunsuz dinlemeler ve 15 Temmez ihaneti hep küresel haydutların piyonluğunu icra edenlerin eylemleridir.
            Bu bağlamda özellikle dağıtıcı, yok edici olan ittihat ve terakki zihniyetinin devamı ve mütemmimi olan CHP zihniyetinden ve ülkemize verdikleri zarardan ne zaman bahsetsem hemen “dönekler” ve “ guaidio”lar devreye sokuluyor ve mevcut yapının kötülüğünden dem vuruyorlar.
            Dönekler ve Guaidolar biliyorlar k, “mevcut düzen gözden düşürülmeden evvel genellikle kitle hareketleri ortaya çıkmaz. Gözden düşürme işi, iktidardakilerin yanlış tutumlarının veya suiistimallerinin otomatik bir sonucu değil fakat içlerinde şikâyet duygusu bulunan söz ustalarının kasten yaptıkları bir iştir. Söz ustalarının bulunmadığı veya yazıların ve sözlerin şikâyet taşımadığı yerlerde yönetim ne kadar beceriksiz ve kötü olursa olsun, kendi kendine çöküp gidinceye kadar iktidarda kalır. Erik Hoffer, Kesin İnançlılar, s.165, Tur Yayınları, İstanbul”
            Guaido”lar ve Dönekler bunun için devredeler. Bunlar biliyorlar ki, memnuniyetsizlik arttırılmadıkça “müfritler” ortaya çıkmaz. Çünkü “…müfritlerin ortaya çıkması ve görev kabul etmesi ancak mevcut düzen gözden düşürülüp halkın taraftarlığını kaybetmesinden sonra olur. Mevcut kurum ve kuruluşların küçük düşürülmesi, kitlelere düzen değişikliği fikrinin aşılanması yeni bir inanca alışkanlıkların yaratılması gibi hazırlık işleri mutlaka halk tarafından tanınmış yazar ve konuşmacılara yaptırılır. Erik Hoffer, Kesin İnançlılar, s.166, Tur Yayınları, İstanbul”
            Her şey ortada değil mi aziz dostlar.
            Ne zaman CHP zihniyetinin bu ülkeye faydasının olmadığını, ilke, kural ve eylemlerinin yerli ve milli olmadığını dillendirsem hemen “müfrit”leştirilmiş “dönekler” devreye sokuluyor ve “guaido” rolü veriliyor.
            Son yazım üzerine “dönekler” hemen feveran ettiler. Söylemleri belli. “Erdoğan” ve “Bahçeli” gitsin.
            Başka hiçbir söylemleri yok.
            Yahu bunlar gitsin de bozgunculuğu, despotluğu, zammı, zulmü, kıtlığı, yokluğu ve değerlerimize yabancılığı ile müseccel olan CHP zihniyeti mi gelsin diye sorduğumuzda cevap yok.
            Cevap yerine yalan, iftira, inkâr, şantaj, alavere, dalavere yöntemleriyle kötülemeler başlıyor.
            Bu dönekler o kadar seciyesizleştiler ki, adeta “ben o değilim” moduna girdiler.
            Bugün CHP zihniyetini parlatma vazifesini üstlenmiş “dönekler”e baktığımızda yahu bunlarla nasıl beraber olduk demekten kendimizi alamıyoruz.
            Dün BBP’ de, akabinde MHP’de, sonraları Meral’in etrafında görünen dönekler bugün CHP saflarında Guaido rolünü üstlenmiş vaziyetteler.
            Üzülerek belirtmeliyim ki, bunları sayısı bir hayli fazla.
            Esasında bunlarla ilgili görüşüm  hiç değişmedi. Görüşümü defalarca dile getirdim. Bunlar hareketin içine sokulmuş kişilerdir.
            Kanaatim bugün de aynı.
            “Dönekler” vazifelerini yapıyor. Mevcut düzenin yerine konulabilecek hiçbir şey sunmadan kötülemeye ve memnuniyetsiz kitleleri arttırmaya çalışıyorlar.
            Tıpkı Venezuela’da küresel haydutların piyonu Guaido gibi rollerini oynuyorlar.
            Milletimizin ve dostlarımızın feraseti bu döneklerin ve guaidolaşanların oyununu bozacaktır biiznillah.
            Küresel haydutların uşaklarının oyununu “oy”unla bozma zamanı.
            Söz ve karar milletin hüküm Allah’ındır.
            Selam ve Sabırla…