22 Haziran 2020 Pazartesi

Midyat Belediyesi Başkanının icraatları ve beklentilerim


Midyat Belediyesi Başkanının icraatları ve beklentilerim

Veysi Erken

            Mahallî idareler seçimleri üzerinden bir yıl üç ay geçti.
            Seçimin akabinde başkanlığa seçilen Veysi Şahin arkadaşımıza başarı diledikten sonra Midyat'la ilgili beklentilerimi yazıp kendisiyle de paylaşmıştım.
            Tabii ki, Midyat'ta yaşamadığım için beledi hizmetleri olduğu gibi takip etme durumunda değilim.
            Keşke bilgilendirilsek ve değerlendirmelerimizi katkı sağlayacak şekilde yapabilsek.
            Şahsen ben Midyat'la ilgili tanıtım ve bilgilendirme eksikliğini hissediyorum.
            Bir Midyatlı ve sevdalısı olarak yapılanları takip ve takdir etmeye çalışıyorum.
            Yapılan güzel hizmetleri takdir ediyorum.
            Başkan Veysi Bey vekillik yaptığı için ayrı bir tecrübesi vardır.
            Ankara tecrübesini Midyat'ta hizmete dönüştürmeye çalışıyor takip edebildiğim kadarıyla.
            Doğalgaz'ın hizmete alınması, çevre yolu kaldırımlarının yapımına başlanması, fakültenin açılmasına karar verilmesi, Millet bahçeleri için yerlerin tahsisinin sağlanması önemli başarılardır. Bir yılda mesafe kat edilmiştir.
            Midyat'a değer kazandıran faaliyetlerdir.
            Bu faaliyetlerin devamını bekliyoruz.
            Benim şahsi beklentim daha fazladır.
İnşallah başarılır. Beklentilerim gerçeğe dönüşür.
            Benim beklentim şahsi veya doğrudan belediye hizmetleri ile ilgili değildir. Zira onlar rutin işlerdir.
            Yapılıyordur herhalde.
            Benim beklentim Midyat'ın ve Midyatlının ufkunu genişletecek işlere imza atma ile ilgilidir.
            Birkaçını sıralayalım.
            Midyat- Mardin, Midyat Batman, Midyat Cizre, Midyat Nusaybin yolları fecaattir. 
Karayolları sitesine baktığımızda 2012 yılından beri ihale edileceği ifade ediliyor. Maalesef icraat yok. Başkan bunlarla ilgilenmeli.
            İlçemiz Midyat kavşak ve geçiş yeridir.
            Bölgeye hitap edecek en az bin yataklı ve tam donanımlı hastaneye ihtiyaç var. Bunun çalışması yapılmalıdır. Belediye başkanı buna öncülük etmelidir.
            Midyat'a fakülte değil üniversite gereklidir. Bilinmelidir ki, üniversiteler şehirlerin gelişimine katkı sağlar.
            Midyat'ta organize sanayi bölgesi kurulmalıdır. Vatandaş aş ve iş ister. Organize sanayi bölgesi aş ve iş demektir.
            Yaşlılar için ortak hizmetin yapılabileceği bir yerleşim yeri yapılmalıdır.
            Bir kültür ve danışmanlık birimi oluşturulmalıdır ki, ciddi kültürel ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilebilir olsun.
             Mardinli, özellikle Midyatlı yatırımcıların yatırımları Midyat’a çekilebilirse işsizlik azalır.
            Bu beklentiler çoğaltılabilir.
            Marifet iltifata tâbidir diye bir söz var.
             Bir sene içinde gerçekleştirilen hizmetleri takdir ediyorum.
            Başarının devamını Rabbulaleminden niyaz ediyorum 
            Beklentilerimin karşılanacağı hizmeti bekliyorum.
 İnanıyorum ki, hayalî olmayanın istikbali ve hakikati yok.
Benim Midyat ile ilgili hayalim olduğu gibi başkanın da geniş ve ufuklu hayalinin olduğunu düşünüyorum.
            Güzel hizmetlerinizi ve açılışları en kısa zamanda görmek temennisiyle.
            Sayın başkan,
Allah gerçekleştireceğiniz hizmetlerinizde yâr ve yardımcınız olsun.
            Selam ve sabırla...

Acil çözüm bekleyen konular


Acil çözüm bekleyen konular

Veysi Erken

            Sadece etrafımızda bir ateş çemberi oluşturulmuş değil, içimizi de yakıcı ve yıkıcı tutuşturucu ateş parçalarıyla da doldurdular.
            Libya'da, Suriye'de, Irak'ta, Türkistan'da, kısaca bizi ilgilendiren ve ilgilendirmesi gereken her yeri yakmaya çalışıyor Siyonist haçlı zihniyeti.
            Bu lanetli zihniyet satın aldığı piyonlarla, ajanlarla ve uşaklarla coğrafyamızı ateşe boğuyor.
            Hem de bu coğrafyanın imkân ve paralarıyla yapıyor.
            Paralar, petrol ve diğer imkânlar, uşaklar, piyonlar bu coğrafyadan. Silah ve yıkım araçları kendilerinden.
Yıkılan, tarumar edilen coğrafyalar bizim ve katledilenler bizim insanımız.
            Bu senaryo asırlardır devam ettiriliyor. 
"Hayır diyebilen bir Türkiye" istenmiyor. Biliyorlar ki, Türkiye mazlum ve mağdur coğrafyaların beyni, kalbi ve sesidir.
            Türkiye yıkılırsa bütün coğrafyaların yıkılacağını biliyorlardır.
Onun için hesaplarını ve senaryolarını Türkiye üzerine hazırlıyorlar ve uşakları marifetiyle sahnelemeye çalışıyorlar.
            Bunu kavramak için derin tahlillere gerek yoktur.
            Akıllı, firasetli ve Müslüman olmak yeterlidir.
            Piyonlar faaliyette.
Bunların sesini kesmek için acilen yapılması gereken işler vardır.
Bazıları zamanı değil diyebilir. Umurunda değil.
 Ben bazı işlerin yapılması gerektiğine ve aciliyetine  inanıyorum
            Evvel emirde maarif marifetullahla irtibatlandırılmalı ve okullar üretim sahalarına dönüştürülmelidir.
            Marifetullah ile bezenmiş olan nesil ahlakını işine, aşına ve üretimine yansıtır.
            Yönetim iltifat ederse marifet anlamlı hale dönüşür.
 Maarif sağlıklı nesiller üzerine inşa edilmelidir. Bunun için yapılması gereken İlk iş, kişinin ve toplumunun sağlığının bozulmasını önlemektir.
Önleyici tıb tedavi edici tıptan daha önceliklidir.
            Tedavi edici tıp kadar, belki daha fazla önleyici tıbba ağırlık verilmelidir. Türkistan tıbbı önleyici olması bakımından batı buna yönelmeye başlamıştır. Türkiye geç kalmamalıdır. Madagaskar son salgınla ilgili ilk adımı atmıştır.
            Ülkemizde buna öncülük edenler var.
             Maalesef destekleneceklerine kamu kurum ve kuruluşları engel oluyor gayret edenlere.
            Acil tıbbi bitkiler ile ilgili birim oluşturulmalı ve ilaç sektöründe oluşan hegemonya kırılmalıdır.
            Hegemonya sadece ilaç veya diğer sektörlerde değil, STK diye yutturulmaya çalışılan yarı resmi oda, birlik, baro gibi kurumlarda da hâkimdir.
            Meclis tatile girmeden önce bunlarla ilgili düzenleme kaçınılmazdır.
            Misal olsun diye belirteyim. Salgın döneminde bile tabipler Birliği takozluktan vazgeçmedi takozluktan.
            Yaraya dönüşmüş yapıları düzeltmez iseniz, yara kangrene dönüşür. 
Bunlar maalesef kangrenleşmiş yapılardır.
            Bir diğer kanayan yaramız yerli otomobil hatta uçan otomobil.
            Yerli otomobil fabrikasının temeli ve İstanbul kanalı kazı çalışması Ayasofya'nın açılması 15 Temmuzda gerçekleştirilmelidir. Bilhassa Kanal İstanbul projesi için farklı düşünenler olabilir.
Bu benim şahsi görüşümdür.
            Bunlar acil konulardır.
            Bu konulara ağırlık verilmelidir. Ama yeterli değil.
Zira yukarıda belirtilen hususlardan daha aciliyeti olan bir konu var.
Aşırı derecede ihmal edilen husustur bence.
En çok ihmal edilen içerdeki yıkıcı ve bölücü propagandanın önlenmemesidir.
Fetö haşhasin tapınakçı kesimin kesif propagandası  devam ediyor.
            Özellikle genç nesil mazi hakkında bilgisi olmadığı için aşırı derecede etkilenmektedir.
Fetö dailerinin deşifresi mutlak anlamda sağlanmalı ve güveni sarsan, dailerin istismar vesilesi yaptıkları atamalardan ve icraatlardan vazgeçilmelidir.
 Dailerin kurumlardan uzaklaştırılması sağlanmalı ve propagandaları etkisizleştirilmelidir. Tabii ki, bunun yapılması için öncelikle mıntıka temizliği yapılmalıdır.
            Etraf ayrık otlarıyla doldurulmuştur.
            Ayrık otları temizlenmezse toplumdaki güvensizlik ve heyecansızlık artacak ve toplum içten zehirlenmeye devam edecektir.
            Bu uyarılar bu ülkenin sevdalısının uyarısıdır.
            Fisebilillah diyenin tenbihatıdır.
Selam ve sabırla...

19 Haziran 2020 Cuma

Geçiş Sınavları: LGS, YKS Yapılmamalıdır


Geçiş Sınavları: LGS, YKS Yapılmamalıdır

Veysi ERKEN

            Yine başladı eleme dönemi.
            Öğrenmek isteyenlerin ekseriyeti öğrenme alanlarının dışına itilecekler. Bir kısmı istemedikleri alanlara mahkûm edilecekler.
            Zihinlerimiz o kadar işgal edilmiş, soykırıma uğratılmış ki, bize dayatılan kalıpların dışına çıkamıyor ve efendilerimizin istediği tarzda öğrenmek isteyenleri elekten geçiriyoruz.
            Kurban merkezli düşünmeye başladığımdan beri geçiş sınavlarını yanlış buldum.
            Zira Rabbulalemin bize yol gösteriyor. Sadece şu ayetler bilgi edinmenin önüne engel konulmamasının gerekliliğini ortaya koymaya yeter.
“Hiç bilenlerle bilmeyenler (ilim sahibi kimselerle cahiller) bir olur mu? Şüphesiz, ancak temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alır.” Zümer 9
 Eğer bilmiyorsanız, o halde zikir ehline (ilim ve irfan sahiplerine) sorun (ve öğrenin). Enbiya 7
Eğer (bir konuyu) bilmiyorsanız zikir (ilim, irfan ve Kur’an) ehline sorun (ki cevabını söylesinler). Nahl 43.
Eğer buna inanıyorsak bilgi edinme ve beceri geliştirmenin bir hak olduğunu ve bunların tamamen özgür irade ve ortamla gerçekleşebileceğini kabul etmek durumundayız.
Dolayısıyla “eleme” sınavları tamamen ortadan kaldırılmalı. Bireye alanları seçme imkânı sağlanmalıdır.
Birey istediği alanlarda, istediği kadar ve istediği şekillerde bilgi ve becerisini geliştirebilmelidir.
Yönetme gücünü elinde bulunduranlar (Devlet deniliyor) bu imkân ve fırsatları sağlamakla mükelleftirler.
İçinde bulunduğumuz dönem bunun mümkün olduğunu bir daha göstermiştir. Bugün bütün eğitim-öğretim kademelerinde ve bütün alanlarda bilgi ve becerinin kazandırılabildiği hem iddia ediliyor, hem de kabul ediliyor.
Tıp alanından mühendisliğe, İlahiyattan sağlık bilimlerine kadar uzaktan eğitim yolu ile bilgi ve beceri kazandırılabiliniyorsa LGS ve YKS gibi geçiş sınavlarında ısrar etmenin anlamı nedir.
Geliniz bu sınavlardan vazgeçiniz.
Birey dilediği alanı ve dilediği eğiticiyi seçebilsin.
Yönetimin temel ve tek görevi bunun imkân ve fırsatlarını oluşturmadır.
Eğitim platformları (mahfilleri) oluşturularak bireye “tercih” ve “seçme” imkânı verilmelidir.
Kabiliyetine, zekâsına, zamanına güvenen kişi istediği alanlara kaydını yapabilmelidir.
Böyle bir bakış kabul edilirse ve öğrenmenin önündeki engeller ortadan kaldırılmış olur. Böylece ülkemiz bilgi, beceri ve teknolojide hızlı bir şekilde dünya liderliğine oynar.
Bir milyon yazılımcı kampanyası bile bunun göstergesidir.
Bu kampanyaya isteyen herkesin katılması öngörülmüş ve bireye ispat hakkı tanınmıştır.
Lafı uzatmaya gerek yok.
İnsanımızı geren, aptallaştıran bu uygulamalar terk edilmelidir.
LGS ve YKS yapılmamalıdır.
Öğrenmek isteyen dilediği alanlara, dilediği kadar kayıt yaptırabilecek bir ortam hazırlanmalıdır.
Ve
Eylül dönemi ile yeni anlayışla öğrenme ortamları faaliyete geçirilmelidir.
Dediğim yapılır mı?
Zannetmiyorum.
Çünkü yerli irade yok. Zihinler kalıplaştırılmış.
Ancak o kalıplar içinde hareket ediyoruz, bize giydirilmiş “deli gömlekler”yle.
Selam ve Sabırla…