13 Kasım 2016 Pazar

Mehdici Anlayış

Mehdici Anlayış
Veysi ERKEN

            Her toplumun kendisine has zaafları olabilir. Bizim zaaflarımızdan birisi itaat anlayışının bilerek ve isteyerek yanlış yorumlanmasından kaynaklanan “mehdi” beklentisidir.
Cenabı Allah, bana ve peygambere itaat derken, bu anlayış anlamından saptırılarak toplumda mehdiler türetilmiştir.
Kur’an-ı kerim bizlere “ancak sana ibadet eder, senden yardım talep ederiz” derken bizlere istianeyi mehdilerden bekleme telkin edildi.
Peygamberlerin görevi “hidayete erdirici” olmayıp sadece “tebliğ” iken ”sıradan kullar” “mehdiler” ilan edildi ve kurtarıcı kabul edildi. Bunların hepsi gayrı İslami düşüncelerdir. Bu düşünceleri kurgulayanların ekseriyeti Siyonist haçlıların uzantılarıdır.
 Gerek fert, gerekse toplum olarak bir sıkıntıya düştüğümüzde bizi birinin veya birilerinin kurtarmasını bekler hale dönüştürüldük. Kendi çabamızla ayağa kalkma zahmetine katlanmayız veya katlanmak istemeyiz. Bu tarz düşüncenin pek çok tezahürü bulunmaktadır.
            Bu tezahürlerden birisi “hür düşünme” yeteneğinin kaybolması biçimindedir. Başkalarının kalıplarını değişmez olarak görmek ve kullanmak işimize gelir. Konuşmalarımıza bile “falan dedi ki...” ile başlamayı marifet sayarız. Falanın dedikleri bizim beklediğimiz kurtarıcımızdır. Bir nevi mehdimizdir.
            Beklenen kurtarıcılık anlayışının bir başka tezahürü “hür teşebbüs” kabiliyetinin ortadan kalkması biçiminde karşımıza çıkar. Öğrencinin ödevinin annesi veya babası tarafından yapılması, eşyalarının ebeveyn tarafından satın alınması bu mantığın birer göstergesidir.
            Girişimcilik anlayışının ortadan kalkması sadece öğrencilerle sınırlı değildir. Üniversitelerden mezun olanların sırtlarını devlete dayama istek ve arzuları da beklenen kurtarıcı düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
            Hep başkası yapsın, başkası düşünsün anlayışı mehdicilik düşüncesinin tezahürüdür. Bu düşüncenin gelişmesinde en müessir sebep “köle yetiştirme eğitimi”nin okullara hâkim kılınmasıdır.
             Köle yetiştirme eğitimi felsefesinin hâkim olduğu okullaşma düzenlerinde düşünme ve program geliştirme hep başkasından beklenir. Hatta düşünceler ve programlar dayatılır. Bireyler hazır lopçuluğa alıştırılır. Hazır lopçuluğa alışanlarda mehdicilik zihniyeti kaçınılmaz bir şekilde gelişir.
            Dolayısıyla beklenen kurtarıcı anlayışını yansıtan “mehdicilik” toplumu oluşturan fertlerin öz güvenlerinin kaybını beraberinde getirir. Ferdin “hizmeti” ve “faaliyeti” “hep başkası”ndan bekler duruma gelmesi kendilerini mehdi görenlerin ekmeğine yağ sürmektedir.
            Toplum gözünde mehdileştirilenlerin veya kendini mehdi görenlerin icraatları genel anlamda toplumun hayrına olmamaktadır. Kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamak istemeyenlere “haddi” mehdilerce bildirilir.
            Mehdicilik anlayışının hâkim olduğu kültürlerde yönetme gücünü elinde bulunduranların hür düşünmenin, bir başka ifadeyle demokratik düşünmenin önündeki engelleri çoğaltma çabasında oldukları görülür. Bunun başlıca sebebi, hür ve demokratik düşünme alışkanlığının köle eğitimini, dolayısıyla mehdileri yıkmasıdır.
            Mehdiliklerini korumak isteyenlerin yasaklama tarzındaki icraatlarının temelindeki sebep mehdiliğin elden gitmesi korkusudur.
            Netice-i kelam, olan biten karşısında pasif kalmak, benim işim mi diye sorumluluktan kaçınmak, ben mi düzelteceğim gibi safsatalar mehdicilik anlayışının sonuçlarıdır. Bu sonuçlar kitleleri uyuştururken mehdileri çoğaltmaktadır.
            Cenabı-ı Allah encamımızı kendilerini mehdi sananlardan ve mehdicilik anlayışından kurtulmayanlardan korusun.
             Vesselam. 14.11.1999”
           
NOT: Bu yazı 17 yıl önce yazılmıştır. Değişen bir şey var mı?
            FETÖ denilen haşhaşi anlayışı yıllardır “mehdi” safsatası ile kitleleri uyuşturmuş ve o kitleleri mankurtlaştırarak Siyonist haçlı anlayışının birer kölesine dönüştürmüştür.
            Ülkesinin silahıyla milletinin üzerine bomba yağdıran katilleri başka bir şey ile izah etmek mümkün değildir. Tabii ki, mehdi safsatası ideolojik örgütlerin çoğunda mevcut olup kaynağı hep aynıdır. Kaynak Siyonist haçlı zihniyetinin finansı, metinleri ve örgütlerde görevli elemanlarıdır.
         Selam ve Sabırla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?