12 Ağustos 2018 Pazar

Yeni Yapılanmada DENETİM


Yeni Yapılanmada DENETİM

Veysi ERKEN

            Türkiye’ye yönelik Siyonist haçlı zihniyetinin saldırıları hiç bitmedi ve bitmeyecek. Bu saldırıların temelinde Siyonist haçlı zihniyetinin sapık inancı yatar.
            Bununla ilgili yüzlerce yazı yazdım.
            Her fırsatta bu sapık anlayışı milletimize hatırlatmak durumundayız ki, insanlar gaflet uykusundan uyansınlar.
            Şayet insanımız gaflet uykusundan uyandırılamazsa Siyonist haçlı zihniyetinin piyonluğuna soyunacak binler bulunur.
            Nitekim üzülerek belirtiyoruz ki, Siyonist haçlı zihniyeti tarafından devşirilenlerin miktarı fazladır. Kendi insanına silah çevirecek, tepesine bomba yağdıracak kadar kahpeleşen, ihanete saplanan, kölelik ve tetikçilik yapanlar az değildir.
            Son ekonomik saldırıyı alkışlayacak kadar hainleşen pek çok siyasetçi, akademisyen, memur vs. görülmektedir.
            Bu millet cenabı Allah’ın nusretiyle (yardımıyla)  bu saldırıyı püskürtecektir inşallah.
            Esas konumuz yeni yapılanmada DENETİMDİR.
            Malumumuzdur ki, devlet yapılanmasında yasama, yürütme ve yargıdan bahsedilir ve DENETİMİN üstü örtülür, geçiştirilir.
            Özellikle yönetme gücünü eline geçiren genel anlamda kendini “la yüs’el” olarak görür.
            Hâlbuki bizim medeniyet anlayışımızda hiç kimse “la yüs’el” değildir. Herkes yaptığından, yapacağından sorumludur ve yapılanlar herkesin(ilgililerin, o işten etkilenenlerin)  denetimine açıktır.
            Bu anlayış “emr-i bilma’ruf ve nehyi an-il-munker”in gereğidir.
            Dolayısıyla DENETİM gücüne her alanda işlerliğin kazandırılması yeni yönetim yapılanmasında bir zorunluluktur.
            Özellikle kamu adına iş yapan herkesin iş, eylem ve alan standardının belirlenmesi ve işlerin hangi sürelerde ve hangi şartlarda yapılacağının belirlenmesi gerekir.
            Bir günde bitirilebilecek bir iş ve işlemi sürüncemede bırakan kişi mutlak anlamda denetlenmesi ve gecikmelerin hesabının ondan sorulması gerekir.
            Daha önce bu konuyu defalarca dile getirdim.
            İşini zamanında bitirmeyen bir mühendisten, doktordan, büro elamanından, eğitimciden, müdürden, genel müdürden, bakandan vs. hesap sorulmalıdır.
            Böyle bir sistem devreye sokulduğu takdirde işlerdeki gecikmeler, yamukluk, hırsızlık, rüşvet vs gibi ahlaki olmayan davranışlar azalacaktır.
            Tapu dairelerindeki düzelmeler eskisiyle mukayese edilemeyecek örnekliktedir. Bilgi edinme hakkı kanunu çerçevesinde oluşturulan BİMER, CİMER gibi iletişim yolları, Alo 147 gibi hatlar unutulmamalıdır.
            Tabii ki, sağlıklı DENETİMİN yapılabilmesi CİMER yeterli değildir. Sağlıklı DENETİM için mevzuatın kısa, öz ve şeffaf olması gerekir.
            Mevzuat, bir başka deyişle yönetimde kullanılan ilke ve kurallar açık ve anlaşılır olursa personel işini daha az aksatır.
            Bu durum yeni keşfedilen bir şey değildir.
            Hukukun gereğidir.
            Bilinen husus şudur.
            “Az ve açık kural çok hukuk” demektir. İşleri yamultmak isteyen bürokrat ve bürokrasi kuralları çoğaltmaya, ifadeleri anlaşılmaz şekilde uzatmaya, mevzuata ama ancak, lakin vs. ifadeleri yerleştirmeye çalışır.
            Özellikle Sayın Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN’A sesleniyorum.
            Yeni göreviniz gereği yönetimde DENETİMİ işler hale getiriniz.
            Merkez yönetime bağlı olan ve teknik iş ve işlemlerin merkezinde, bir başka deyişle vatandaşın muhatap olduğu alanların mevzuatını sadeleştiriniz, erişebilirlilik imkânlarını çoğaltınız ve görevini zamanında, gününde ve yerinde yapmayan personelden hesap sorulacak denetim mekanizmasını oluşturunuz ki, görevliler kendini “la yüs’el” olarak görmesin, monarklık taslamasın.
            Selam ve Sabırla…

          
NOT: Açıklanan 100 günlük programa bakılırsa bürokrasi yine bildiğini okuyacak. Umarım ki, Başkan Sayın Tayyip ERDOĞAN kendini bürokrasi konusunda yanıltmayacak kişilere danışır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?