5 Şubat 2019 Salı

Suya Sabuna Dokunarak Yazı Yazmak Bazılarını Rahatsız Ediyor


Suya Sabuna Dokunarak Yazı Yazmak Bazılarını Rahatsız Ediyor

Veysi ERKEN

            Aziz dostlar
            Bir yerde cenabı Allah’ın rızasını kazanmaktan başka gaye ile bulunmadıysanız yaptığınız açıklamalardan ve yazdığınız yazılardan rahatsız olan eski tanıdık çok olur.
            Çünkü onlardan ilkeler ve ülküler bazında farklılaşmışsınız.
            Hele hele bu işi parayla değil, sırf cenabı Allah’ın bahşettiği bilginin sadakası diye yapıyorsanız tamamen ayrışıyorsunuz.
            Cenabı Allah’ın lütuf ve keremiyle bir hareketin en üst yönetimlerinde yıllarca bulundum.
            En son merhum Muhsin Yazıcıoğlu döneminde ilgili partinin MKYK üyeliği ve YİK Başkanlığı görevlerinde bulundum.
            Ülkücü hareketin içinde dün beraber olduklarımızın bir kısmı savruldu.
            İlke ve ülkülerini kaybetti.
            “Zalime yavuz, mazluma yunus” anlayışlarını kaybettiler.
            Bir kısmının yolu; yalanı, hırsızlığı, ajanlığı ve satılmışlığı meslek edinen haşhaşi anlayışının günümüzün varyantı ile kesişti.
            Yazdığım yazılardan veya paylaştığım haberlerden rahatsız oluyor eski dostlar.
            Bilerek ve isteyerek yazılarımı veya paylaşımlarımı çarpıtıyorlar.
            Bu savruk arkadaşlar gerçekten “kamet ve istikamet”lerini kaybetmişler.
            Mankurt diyeceğim yine alınacaklar.
            O kadar savruldular ki, adeta kalpleri, gözleri, kulakları ve gönülleri mühürlenmiş. Ülkemize yapılan ve yapılmaya devam edilen saldırıları kutsayacak kadar yolunu şaşırmışlar var.
            Hele hele haşhaşi yöntemleri ile saldıranlar Maduro üzerinden Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklığına teşne olmaya başladı.
            Bütün bunlar seçimle ilgili yazılarımdan kaynaklanıyor.
            Özellikle geçmişte beraber olduklarımıza sesleniyorum.
            Hani “ekmek, tuz hakkı” diye bir şeyden bahsediliyor. İslam kardeşlik hukukunndan bahsediyor. Kardeşlik hukukunu zedelemeyin.
            Seçimler biter birbirimizin yüzüne yine bakabilmemiz lazım.
            Lütfen okuduklarınızı çarpıtmayın.
            Böyle devam ederseniz.
            İsimlerinizle birlikte yazdıklarımı paylaşırım.
            Ben diyorum ki, MHP ve AK Parti ülkemizin içinde bulunduğunu var saydıkları bir delille bir araya geldiler.
            Adına da “cumhur ittifakı” dediler.
            Bunu beğenirsiniz veya beğenmezsiniz.
            Sizin bileceğiniz bir şey.
            Oy vermek veya vermemek sizin ferasetinize kalmış.
            Bu işbirliğine karşı başka partiler de bir araya gelip işbirliği yapabilir.
            Tek talebimiz işbirliğinin şeffaf yapılmasıdır.
            Arkadaşlarımız bu konuda sapıtıyor işte.
            Diyorum ki, CHP HDP ile iş birliği yapıyor. HDP bunu gizlemiyor. CHP İP’le işbirliği yapıyor. Saadet dirsek temasında bulunuyor.
            Bu işbirliğini ben söylemiyorum.
            CHP; İP, HDP ve Saadet açıklıyor.
            Onlar açıklıyor da…
            Eski dostlara sesleniyorum.
            Bununla ilgili yazı yazılmış veya yorum yapılmışsa neden feveran ediyorsunuz. Suya sabuna dokunulmasından neden rahatsızsınız.
            İP’in bu işbirliğini neden gizlemeye çalışıyorsunuz.
            Eskiden sizi mert bilirdik.
            Mert olun.
            Gizlemeyin.
            Hatta bunun faziletini bize de anlatınız.
            Yalan ve inkâr yöntemlerini kullanmayınız.
            Yalan ve inkâr yöntemlerinizle bir yere varamazsınız.
            Hâsılı kelam.
            Benim temel ilkem gayet açıktır. Bilmeyen yoktur...
            Milli mutabakat çağrısında yer alan ilkedir.
            Cenabı Allah’ın birliği ve Hz. Peygamber’in risaleti dışında tartışılmaz”ım yoktur.
            Okuduğum her şeyi tartışmaya çalışırım. Partilerin politikalarını anlamaya ve tartışmaya zaman harcarım. Yazdığım her şeyin tartışılmasını isterim.
            Adabınca.
            Umulur ki, gözünüz, kulağınız, kalbiniz ve gönlünüz açılır ve haksızlık yapmadan eleştiride bulunursunuz.
            Cevap veremediğiniz durumlarda yalan ve inkâra sapmazsınız.
            Her halde biliyorsunuz.
            Haşhaşiler savunma yaparken eşlerini bile tanımadıklarını, görüntülere rağmen olay esnasında oralarda olmadıklarını söyleyecek kadar inkâra başvurduklarını görüyorsunuz.
            Onların yöntemlerini kullanmayınız.
            Yöntemlerini kullanmaya devam ederseniz bataklığa daha çok saplanacaksınız.
            Selam ve Sabırla…
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?