27 Mart 2019 Çarşamba

Kimlere Oy Vermeyeceğim


Kimlere Oy Vermeyeceğim

Veysi ERKEN

            Seçimlere birkaç gün kaldı.
            Muhtemelen herkes kime oy vereceğini belirlemiştir.
            Yıllarca “açıklık en doğru yoldur” diyerek politik sahada “açık seçik” davranmaya çalıştık.
            Özellikle 16 Nisan halk oylamasından beri bazı partilerin bırakın açık davranmayı en karanlık mahfillerde gizlice iş tuttuklarını ve halka şeffaf davranmadıklarını gördük ve görüyoruz.
            16 Nisan halk oylamasından sonra partiler bir araya gelerek seçimlere girme durumunu kabullendiler.
            Bizce bu normal bir haldir. Bundan sonra da muhtemelen böyle devam edecektir.
            Yani iktidar gücünü en az yüzde elli ile kullanmak isteyenler gruplaşacak ve milletin karşısına çıkacaktır.
            Buraya kadar her şey normaldir.
            Normal olmayan bazı partilerin şeffaf davranmamalarıdır.
            Bilindiği üzere “cumhur ittifak”ını oluşturan partiler açık bir şekilde birbirlerine destek olacaklarını, bazı illerde ortak liste ile seçime gireceklerini beyan ederken, diğer ikttifakı oluşturan partiler bu şeffaflığı göstermediler, gösteremediler.
            Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener iktifak kuracaklarını, başka partilerin ittifaklarında yer almadıklarını söylerken “şeffaf” davranmadılar.
            Diğer partilerle ittifaklarını gizlediler.
            Tabii ki, günümüzün Türkiye’si ve teknolojisi eskisi gibi değildir. Gizlediğin her şey saniyeler içinde ortaya çıkarılabiliyor.
            Bunlar ortaya çıkınca yalanlar izah edilmeye çalışılıyor, inkâr devreye giriyor.
            Kısaca yalan yalanla düzeltilmeye çalışılıyor.
            Hâlbuki “açıklık en doğru yoldur” ilkesine göre hareket etmiş olsalardı bu hale düşmezlerdi.
            Bizle merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte siyasette yer aldığımız dönemde “açıklık en doğru yoldur” ilkesini benimsemiştik. Bu ilkeye istinad ederek “daima doğruyu söyleyiniz ki, söylediklerinizi hatırlamak zorunda kalmayın” ı şiar edinmiştik.
            Bizi yönetmek isteyenlerden beklediğimiz budur.
            İttifakçılardan beklediğimiz bu idi.
            Üzülerek belirtmeliğim ki, Kılıçdaroğlu ve Akşener ittifak konusunda şeffaf davranmadılar.
            Milletin karşısına kapalı kapılar ardında oluşturulan listelerle ve desteklerle çıktılar.
            Çıkmaza girdikleri için de bu bir yerel seçim demeye başladılar.
            Yerel de olsa milletin önüne şeffaf bir şekilde çıkılmalıydı. Cumhur ittifakına karşı kimlerle ittifak oluşturulmuşsa hepsi zikredilmeliydi.
Bu yapılmadı.
            Bunun için Kılıçdaroğlu ve Akşener’in oluşturduğu ittifaka oy vermeyeceğim. Dostların da oy vermelerini doğru bulmuyorum.
            Bu yazıyı okuyan herkese de tavsiye oy vermemeleri yönündedir.
            Bilindiği üzere kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklardan hayır gelmez.
            31 Mart 2019 seçimleri için düşündüğüm budur.
            Karanlık tercihlerden dolayı seçim “yerel seçimler” olmaktan çıkmıştır. Ülkemize karşı olan herkes ve bütün şerir örgütler cumhur ittifakına karşı işbirliğine teşne olmuş veya edilmiştir.
            Bundan dolayı karanlıklara oy vermeyeceğim ve sizler de tavsiyem oy vermeyin.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?