15 Şubat 2010 Pazartesi

Dostların Ardından

Dostların Ardından

Veysi ERKEN

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de,

hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize

döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi,35)

“Unutulmuş isimlerde
Bilinmez ki nasıl nerde
Şimdi yalnız resimlerde
Eski dostlar eski dostlar”
diyor şair.

Dostlar birer birer ebedi âleme göçüyor. Ülküm’de aynı yönetimi paylaştığımız dostlardan önce Mehmet Makam akabinde İsmet Ayturan geçen sene Yemliha Uçar ve dün Saadettin Baysal göç etti ebedi diyara. Rahmet diliyorum Rabbimizden.

Cenabı Allah her şeyin haliki ve sahibidir. Mutlak tasarruf sahibidir. Bize hüzün veren şey hicret eden için şuur kaynağı olabilir. Bunun için kalanlara ve dostlara sabrı cemil dilenir Allah’tan.

Kenan tufanı belki her birimizi bir tarafa savurmuştur bedenen, ama ruhen aynı yerde durduk. Aynı emele sahip olduk geçen günlere inat. İlayı kelimetullah doğrultusunda

âleme nizam vermek hepimizin gayesi oldu son nefese kadar. Şairin dediği gibi “hak yol İslam yazacağız” havaya suya, uçan kuşun kanadına.

Gönüldaşım Saadettin ölümden korkmadı hiç. Kendisiyle irtibatımız hiç kopmadı. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili hazırladığım çalışmayı kendisine takdim etmek için bürosuna gittiğimde Kenan tufanı öncesini yâd ettik saatlerce.

Kitap için çok sevinmişti. Çocukları, torunları ve tanıdıkları için kitap imzalattı. Bu arada radyoda çalışan oğluyla canlı telefon bağlantısı gerçekleştirdi ve ben “Er Kişi Muhsin Yazıcıoğlu” isimli çalışmam hakkında bilgi verdim. Bu arada Muhsin başkanla ilgili bir hatırasını anlattı.

Saadettin dostum BÜT Ankara şubesi başkanı iken Yıldırım Beyazıt bölgesine birinin gönderilmesi icap eder. Birisinin gelmesini ister. Gelen Muhsin Başkan. Saadettin ona emirler yağdırır. Muhsin başkan denileni yapar. Yaklaşık bir hafta sonra Muhsin başkan Ülkü Ocakları genel başkanlığına seçilir. Saadettin yaptığından pişmanlık duyar. Ama unutulmaması gereken husus Muhsin başkan da Saadettin dostum gibi mütevazıdır. Bu hatıra ara sıra yâd edilirmiş karşılaşmalarında. Şimdi ikisi de rahmet-i rahman’a kavuşmuş. Hz. Peygamberin ravzasında mulaki olmuşlardır inşallah.

Dün kısmet oldu radyoda çalışan oğluyla tanıştık. Başka bir şekilde tanışmak isterdim.

Vesile dostumun vefatı olacakmış.

Dün dostum Saadettin’i teşyi ettik musalla taşından. Binlerce insan şehadet etti iyi insan olduğuna.

Tekbirlerle teşyi ettik dostumun gemisini.

“Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.” Tıpkı şairin dediği gibi. Hiçbir kol ve mendil sallanmadı peşinde. Duyulan sadece tekbirlerdi.

Ömür dediğin nedir be gönüldaşım.

Masallardaki gibi bir varmış bir yokmuş. Ama biz “ömür”ün ölümle nihayetlendiğine inanmıyoruz. Ölüm bir başlangıçtır. Ölüm sevgililer sevgilisi Hz. Peygambere (s.a.v.) komşu olmaktır.

Biz buna inanıyoruz. Kendimiz için dileğimiz cenabı Allah’ın rızasına uygun amellerde bulunmak ve amel defterimizin kabul edilir amellerle dolu olmasıdır.

Mekânın cennet olsun aziz gönüldaşım.

Hani beraber “çağrımız İslam’da dirilişedir” diye haykırırdık ya.

Dostları bunu sürdürecek kavuşma gününe kadar.

Baki kalan kubbede hoş bir sada imiş.

“İnna lillah ve inna ileyhi raciun”

El-fatiha……………..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?