6 Ağustos 2011 Cumartesi

Necdet Sevinç

Necdet Sevinç

Veysi ERKEN

Vefat haberini okuyunca “inna lillah ve inna ilayhi raciun” ve “küllü nefsin zaikat’ul-mevt” ayetlerini okuduktan sonra Fatiha ve Yasin sürelerini ruhuna hediye babında okudum.

Necdet kahramanlık yiğitlik, efelik ve korkusuz olmak anlamlarına gelir.

Merhum Necdet Sevinç tanıyabildiğim kadarıyla gerçekten yiğit ve kahraman bir insandı.

Onunla bir teşehhüd miktarı tanışıklığımız ve iki sefer yazışmamız oldu. Gaziantep Lisesinin ikinci sınıfından bir “İlayı Kelimetullah” ülküsü için beş arkadaşımla okuldan tasdiknane ile uzaklaştırılınca yaptığım ilk iş merhum Necdet Sevinç’e mektup yazmak oldu.

Yazılarını sürekli beğenerek ve severek okuduğum bir yazardı. Bizim feyz kaynaklarımızdan birisiydi. O bana yol gösterebilir ve yardımcı olabilirdi.

Nitekim hem yazdığı gazete vasıtasıyla hem de özel bir mektupla yol gösterdi.

İstanbul’a gitmem halinde hem kayıt hem de yer temini için yardım edebileceğini ifade etti. Bu tutumuyla gerçekten beni hem çok sevindirmiş hem de çok cesaretlendirmişti.

Merhum mektubunda benzer şeyleri ilkokul üçüncü sınıfından itibaren kendisinin de yaşadığını lisede okuldan atıldığını buna rağmen yılmamak gerektiğini ifade ediyordu.

Bizler de yılmadık.

Kısmet İstanbul’a değil Ankara’ya imiş.

Ankara Atatürk Lisesine kayıt yaptırdım.

İşte o sene (1974) merhum Necdet Sevinç beyle bir teşehhüd miktarı sohbet etme imkânı nasip oldu. YIBA çarşısında bir konferansından sonra kendimi tanıtarak kendisine soru yönelttim.

Soru vesilesiyle Konferans bitiminde kendisiyle üç beş dakika sohbet ettik.

Merhum gerçekten yiğit ve mert bir insandı. Sözünü esirgemeyen biriydi.. Beş dakikalık bir sohbetten bile anlaşılıyordu.

Mertliğini ve hakkaniyetini birkaç yıl sonra tekrar gördük.

Yüksek Öğretmen Okullarına fakültelerden öğrenci alınacaktı. Ankara Yüksek Öğretmen Okuluna öğrenci alımında İlahiyat Fakültesi öğrencilerine haksızlık yapılmış olduğundan durumu arkadaşım Ali Yüncü ile birlikte bir mektupla kendisine bildirdik.

Daha lise öğrencisiyken felsefe öğretmeninin bir yazısına karşı çıktığı gibi bu haksız uygulamaya iki yazı ile tepki gösterdi. O dönemde MEB’te büyük yankı uyandırdı ve bakanlık hatasından vazgeçti.

Necdet Sevinç işte böyle bir yiğitti.

Kusuru ve hatası yok muydu?

Elbette her kul gibi vardı diye düşünüyorum. Zira o da bizim gibi bir beşerdir. O da bizim gibi bir “kul”dur. Kusur, hata ve günahlarımızla Rabbimizin huzuruna varacağız. Merhum Necdet Sevinç’te kusur, hata ve günahlarıyla Rabbimizin huzuruna mülaki olmuştur.

Bu dünyadaki mertliği, kahramanlığı ve Allah’ın adını yüceltme davası için yaptığı mücadeleden dolayı cenabı Allah’ın rahmetiyle Cennet’i Âlâ’da Hazreti Peygambere (s.a.v.) komşusu olacağına inanıyorum.

Mekânın cennet olsun ismiyle müsemma Necdet Ağabey.

Ruhuna Yasin-i şeriflerle beraber el-Fatiha.

Selam ve Sabırla.

Not: Necdet Ağabeyle ilgili yazımı, Ramazan-ı Şerife denk gelsin diye bilerek geciktirdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?