12 Temmuz 2015 Pazar

İŞİD (Daeş) Kimin Taşeronu? Obama’nın gaf mı? Satılmışlık mı?


İŞİD (Daeş) Kimin Taşeronu? Obama’nın gaf mı? Satılmışlık mı?

Veysi ERKEN

            Kendilerinin düzenledikleri “ikiz kuleler” saldırısının akabinde İslam coğrafyasına bomba yağdıranların aktörlerinden Bush “Haçlı seferini başlattık” türünden gerçeği ifade ederken, yerli görünümlü satılıklar hemen tevile başlamışlardı.
            Bush bunu yanlışlıkla söyledi. Esasında o İslam düşmanı değil, haçlı seferi diye bir şey yok, Bush bizim dostumuz türünden yaveleri bizlere yutturmaya çalıştılar.
            Benzer durum bugün de geçerlidir.
            Obama “IŞİD güçlerinin eğitimini hızlandırıyoruz. Anbar vilayetindeki Sünni aşiretlerden çıkan gönüllüler de dâhil” diye bir gerçeği ifade ederken, yerli görünümlü ajanlar, casuslar ve dahi satılmışlar bunu hemen tevile başladılar.
            Obama büyük bir gafa imza atmış.
            Esasında İŞİD’i onlar eğitmiyormuş?
            Satılmışların dini, imanı, mezhebi, meşrebi, ideolojisi yok. Solcu, milliyetçi, ülkücü, komünist, cemaatçi, tarikatçı vs. kılıklı olabilir.
            Birkaç yazımda belirttim.
            Ekranların, yazıların, yorumların arkasındakileri kavramak için okumak gerekir. Yüzlerce kitap tavsiye edebilirim.
            “Enformatik Cehalet” ve “Satılmış Gazeteciler”i okumak yeterlidir.
            Evet dostlar.
            Bilinen husus şudur.
            Ülkemizde ve genel anlamda İslam coğrafyasındaki örgütlerin ekseriyeti taşerondur.
            Örgütlerin liderleri pozisyonundakiler efendilerinin emirlerini rezidanslarında oturarak yerine getirirler.
            Binlerce, milyonlarca insanın kanına ve canına mal olan katliamı yaptıranlar sadece maşalardır.
            Obama bir gerçeği ifade etmiştir. “IŞİD güçlerinin eğitimini hızlandırıyoruz. Anbar vilayetindeki Sünni aşiretlerden çıkan gönüllüler de dâhil” derken gerçeği söylemiştir.
            Selefi Bush gibi haçlı seferini sürdürmektedir.
            Bu bilinen bir durumdur.
            Önemli olan içimizdeki haçlıları deşifre etmektir.
            İçimizdeki haçlılar efendilerinin emri doğrultusunda zihnimizi allak bullak etmektedir.
            Kuş ve cemedat neşriyatını tedkik etmek kafidir.
            Katliam karşısında kahredici bir suskunluğa büründürüldük,
            Türkistan’da, Filistin’de, Çeçenya’da, Miyanmar’da, Ruanda’da, Suriye’de, Irak’ta ve sayamadığım her yerde aynı senaryo oyunlaştırılmakta, taşeron örgütler eğitilmekte ve üzerimize salınarak kan kusturulmaktadır.
            Umarım ki, görüşü ve ideolojisi ne olursa olsun insanımız uyanır ve haçlı seferini akamete uğratır.
            Bu ülkenin ve gönül coğrafyamızın sevdalıları uyanmalıdır.
            Gönüllerinde bir intifada başlatmalıdır.
            İçimizdeki “derviş kılıklı avcılar”ı ve şürekâsını deşifre etmelidir.
            Bilinen husus içimizdeki “derviş kılıklı avcılar” deşifre oldukça haçlı dostlarını imdada çağırmaktan geri durma maktadır.
            Mü’minlerin feraseti arttıkça haçlının emir eri “derviş kılıklı avcılar” çıldırmakta ve devam ettirilmekte olan “Haçlı seferi” ile ilgili gerçek ifadeleri “gaf” diye zihinlere kusmaktadır.
            İntibah ümidiyle.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?