27 Ağustos 2015 Perşembe

Bakanlık Teklifi ve Yeni Seçim



Bakanlık Teklifi ve Yeni Seçim

Veysi ERKEN

Bakanlık teklifi “bana” yapılacak değildi elbette. Beğensek de beğenmesek de mevcut anayasaya göre bakanlık teklifleri meclisteki partilerin vekillerine yapılacak idi. Ki, yapıldı.
            Erken seçim hükümetinin çok kısa sürede kurulacağı anlaşılıyor.
            Türkiye yeni şartlara çok çabuk intibak ediyor.
            Bu güzel gelişme.
            Partilerden bakanlık teklifini kabul etmeyenlerin yerine yeni isimlerle devam edilecek.
            Görünen manzara budur.
            Umarım ki, Başbakan Sayın Ahmet hoca seçimini iyi yapar.
            Bir akademisyen olarak doğru, başarılı ve bu ülkenin/coğrafyanın sevdalıları ile seçim takviminin işletilmesinin gerekliliğine inanıyorum.
            Temennimiz bunun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin lider ülke olmasıdır.
            Peki, erken seçime neden gelindi.
            Kanaatime göre en önemli faktör mevcut anayasadır.
            Zira Anayasa Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanımaktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından cumhurbaşkanlığına seçilmeden önce seçildiği takdirde bu yetkilerini kullanacağını deklere etmiş ve seçildikten sonra da Anayasal yetkilerini kullanmaya başlamıştır.
Böylece yönetim sisteminde ciddi farklılaşma başlamıştır.
            AK Partinin dışındaki partiler eskimiş yerleşik düzenin değişmesini istemediklerinden bundan rahatsızlık duydular.
            Gerçekte bu duruma alışmaları gerekirdi.
            Çünkü bunun müsebbipleriydiler.
            Zira 2011’den beri Anayasa değişikliğine yanaşmadılar. Dört partinin üzerinde ittifak ettikleri 60 maddedeki değişikliğe bile hayır dediler.
            Bu durumun oluşmasında CHP’nin, MHP’nin ve HDP’nin vebali büyüktür.
            Veballeri hem Anaya değişikliğine karşı çıkmalarından hem de mevcut anayasadaki yetkilerin kullanılmasından rahatsızlıklarından kaynaklanmaktadır.
            Esasında bu partiler değişikliğe “EVET” demeleri gerekirdi.
            Demediler.
            Statükocu kesildiler.
            Şimdi yakınıyorlar.
            Bu duruma gelinmesinin bir diğer sebebi de 7 Haziran seçimleri öncesinde üç partinin de Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinde politika yapmalarıdır. Recep Tayyip ERDOĞAN şahsında AK Parti ile bir araya gelmeyeceklerini ortaya koydular, deklere ettiler ve seçim çalışmalarını buna göre sürdürdüler.
            Elbette ki, bu durumun oluşmasında Kuş, Böcek, Cemadat-ı haşhaşiyun ve türevleri medyanın etkisi vardır. Bahsi geçen medya Mustafa Kemalin tabiriyle emellerini düşmanın emelleriyle tevhit ettiler ve Türkiye’nin aleyhinde faaliyetlerini sürdürdüler.
            Birbirine zıt gibi görünen partiler ve diğer kuruluşlar bahsi geçen medya tarafından adeta ortak bir paydada buluşturulmuştur. İnsanlar kışkırtılmıştır, seçmenler yönlendirilmiştir.
            Bu payda ülkemize huzur getirmemiştir.
            Yeni ve erken seçime bu minvalde gidiliyor.
            Umarım ki, yeni seçimde bütün partiler kendi projeleri ile seçmenin karşısına çıkar.
            Unutulmamalıdır ki, ön yargılar ülkeyi felakete sürükler.
            Bütün partilere ve yönetimlere sesleniyorum.
            Artık milletimiz boş laflara kanmayacak durumdadır.
            Bilişim çağı sizin geçmişte söylediğiniz her sözü karşınıza anında çıkarmaktadır.
            Milleti eskisi kadar aldatamazsınız.
            Geliniz amasız, lakinsiz, fakatsız bu ülkenin sevdalısı olduğunuzu gösteriniz. Projelerinizle bir birinizle işbirliği yapabileceğinizi gösteriniz. Şiddete, tedhişe, yakıp yıkmaya, korkuya ve silaha hayır ortak paydasında buluşunuz.
            Bu coğrafyada silahlar ortadan kalkmalıdır. Yabancı mihrakların senaryoları kökten bitirilmelidir.
            Halk sizlerin secde-i rahmanda buluşmanızı istiyor. Unutmayın ki, gönül birliğimizin harcı secde-i Rahmandadır.
            Tevhid anlayışının hâkim kılınmasındadır.
            Türkün, Kürdün, Lazın, Çerkezin Salahaddin Eyyubierin, Kılıçarslanların, Fatihlerin izinde buluşmasındadır.
            Süper güç olmanın ön şartlarından birisi gönül birliğidir.
            Seçimler kırılganlığı değil, gönül birliğini arttırmalıdır.
            Artık kişi üzerinde politika yapılmasından vazgeçilmeli ve 1 Kasım 2015 seçimleri ülkemizin yeni bir konseptle dünyaya süper güç olarak liderlik yolunu açmalıdır.
            Selam ve Sabırla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?