20 Nisan 2017 Perşembe

Yeni Türkiye Yolunda MHP’nin Rolü



Yeni Türkiye Yolunda MHP’nin Rolü

Veysi ERKEN

            Halk oylaması sonuçlandı.
            Yönetim sisteminde ciddi değişikliğe gidilecek inşallah.
            Yürütme organı doğrudan halk tarafından seçilecek.
            Artık yüzde birlerle başbakan olma devri kapanıyor.
            Yürütme organını oluşturacak olan Cumhurbaşkanlığı makamına en az geçerli oyların yüzde ellisi artı bir oyla seçilecek.
            Sadece bu değişiklik partilerin halkla kucaklaşmasını sağlayacak niteliktedir. Artık “halka rağmen” diyen zihniyet ebediyen tasfiye edilecek inşallah.
            Peki, bundan sonra MHP’in rolü ve Devlet Bahçelinin bu değişim ve dönüşümdeki konumu ne olacak diye soruyor genç dostum.
            Elbette ki, Devlet Bahçeli ve ülkücü camia yeni Türkiye’nin inşasında büyük bir rol alabilir.
            Sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim. MHP kucaklayıcı bir dil üzerinde siyaset oluşturabilirse değişim ve dönüşümün lideri olabilir.
            Bilindiği üzere 12 Eylül darbesinden önce MHP sadece “Türkiye’yi değil, İslam coğrafyasını” kucaklayan bir dil geliştirmişti.
            “Çağrımız İslam’da dirilişedir” söylemi toplumun vicdanında aksülamel bulmuş, kitleler MHP’ye yönelmişti.
            80 öncesinin meşhur “Nisan yürüyüşü” de yönelişin bir nişanesi olarak tarihe mal olmuştur.
            MHP bu duruşunu sergilediği zamanlarda her zaman etkili olmuştur. 99 seçimlerinde “erkek duruş” sergileyeceğini deklere eden MHP yine toplumdan karşılık bulmuştur.
            Bu tarihi tecrübeler göstermiştir ki, MHP Türk-İslam coğrafyasında etkili konuma gelebilir.
            Tarihe yön verebilir.
            Yeter ki, “çağrımız İslam’da dirilişedir” anlayışını felsefe ve yaşayış haline dönüştürsün.
            MHP’de böyle bir potansiyel mevcuttur.
            Yeter ki, “açıklık en doğru yoldur” yöntemiyle hareket ederek yapıcı bir dille gelecek için hazırlık yapsın, hazırlığı ile toplumda güven ve heyecan oluştursun.
            Sıkça ifade edilen “eylem ve söylem” birliği MHP’yi zafere taşır.
            Bilinmelidir ki,Ülküler şahıslarla değil, ilkelerle kaim olur.
            İlkeli duruşlar toplumda güven ve heyecan dalgası oluşturur. Hz. Peygamberi (s.a.v.) zafere eriştiren ilkeli duruşudur. “Güneşi sağ elime, Ay’ı sol elime verseniz davamdan vazgeçmem” duruşu ilkeli bir duruştur.
            “Kamet ve istikamet” sağlamsa cenabı Allah’ın inayeti ve nusreti nasip olur. Zafer yakınlaşır.
            Genç dostumun meramına mehlem olabildim mi bilmiyorum?
            Bildiğim bir şey varsa MHP ve Devlet Bahçelinin böyle bir duruşu sergilemelerinin gerektiğidir.
            Böyle bir duruşu sergilemeyen şahıs ve partinin iktidarı zordur.
            MHP ve Devlet Bahçeli bahsi geçen duruşu, bir başka deyişle kamet ve istikameti en kısa sürede istişare mekanizmalarını kullanarak hayata geçirmelidir.
            Tabii ki, bu benim temennimdir.
            Genç dostlar bunu MHP ve Devlet Bahçeli’ye telkin etmelidir ve hayata geçmesini sağlamalıdır.
            Bunu sağlayabilirlerse yeni Türkiye’nin inşasında MHP’nin payı büyük olur.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?