16 Ocak 2019 Çarşamba

İtibarlı Değilseniz Makamınız Size Sadece Sahte/ Geçici İtibar Kazandırır


İtibarlı Değilseniz Makamınız Size Sadece Sahte/ Geçici İtibar Kazandırır

Veysi ERKEN

            İtibarınızı daimi kılmak istiyorsanız ilkeli olun. Makam, mevki, şan, şöhret sizi aldatmasın.
            Makamınıza, mevkinize, unvanınıza sıkı sıkıya sarılmışsanız o iş bittiği gün itibarınız biter.
            Kısaca siz mevkiinize şeref ve itibar kazandırmamışsanız paye bitince asli itibarsızlığınıza duçar olursunuz.
            Dolayısıyla derim ki, vekilliğiniz, bakanlığınız, genel müdürlüğünüz, dekanlığınız, rektörlüğünüz sizi aldatmasın. Bir Özal, Bir Erol Güngör, Bir Adnan Kahveci, Bir Muhsin Yazıcıoğlu gibi ölümünüzden sonra da itibarınız daim olsun.
            Neyse arif olan anlar misali whatsaap üzerinde bana gelen ve itibarı anlatan kahve bardağı hikâyesiyle sizi baş başa bırakayım.
            İstifadeyle kalın.

“KÂĞIT BARDAK.

Eski bir bakandan bir konferansta konuşma yapması istenmişti.
Elinde kâğıt kahve bardağı ile kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı. 
Ama kafasının başka yerde olduğu sanki anlaşılıyordu.
Daha bir iki cümle söylemiş iken durdu, kahve bardağından bir yudum aldı ve sonra bir süre bardağı kaldırıp baktı.
Derin bir nefes aldı
 ve;
“Biliyor musunuz ne düşünüyorum? " diye sordu,
"Bu konferansta geçen yıl da,  hem de aynı kürsüde  konuşmuştum.
Tek bir fark vardı; o zaman hala bakanlık görevim sürüyordu. 
Buraya gelirken bana business class bileti alınmıştı, hava alanında beni bir limuzin ve eskort araba bekliyordu.
Beni önce bir otele götürmüşlerdi. 
Otel müdürü beni otelin kapısında karşılamış ve kral dairesine çıkarmıştı.
Ertesi sabah lobide benim odadan inişimi bekleyen bir heyet vardı. 
Beni yine aynı limuzinle bu salona getirmişlerdi.
Özel bir kapıdan içeri almışlardı. 
Çok şık bir bekleme odasında konferansı beklerken porselen bir kapta kahve ikram etmişlerdi.
Sonra da beni salona aldılar ve en ön sırada ayrılan yerime geçmiştim."

Eski bakan derin bir nefes aldı, 
seyircilere gülerek bir süre baktı ve devam etti 
"Fakat bu yıl karşınızda bir bakan olarak bulunmuyorum." 
bir an durdu ve sonra
" Dün buraya kendi ödediğim uçak bileti ile uçtum. Beni hava alanında kimse karşılamadı. 
Otele taksi ile geldim. 
Kendi odama kendim çıktım.
Bu sabah buraya otelden yine taksi ile geldim.
Kapıdan girerken güvenlikten geçtim, hüviyetimi alıp listede olduğuma emin olmadan salona almadılar bile.
Sonra da bulabildiğim yerde oturdum.
Canım kahve istedi ve görevliye sordum; 
bana dışarıda kahve makinesi olduğunu söyledi.
Ben de çıktım ve şu gördüğünüz kâğıt bardağa kahveyi kendim doldurdum." 
Seyirci gülmeye başlamıştı.
"Sanıyorum geçen yıl 
Porselen bardak bana sunulmamıştı. 
Makamıma sunulmuştu.
Benim asıl bardağım işte bu."  

Konuşmanın bu noktasında gülüp alkışlayan seyircilere kahve bardağını kaldırıp gösterdi. 
Alkışlar bitince de şunları söyledi;
"Size verebileceğim en iyi ders bu işte. 
Bütün o övgüler, hizmetler, avantajlar rütbeniz, rolünüz, makamınız içindir. 

Size ait değildir.
Ve bir gün makamınızı görevinizi bitirdiğinizde porselen bardağınızı halefinize verirler.
Çünkü aslında layık olduğunuz hep kâğıt bardaktır...

[Bu metin Simon Sinek'in"Leaders eat last" (Liderler en son yer) kitabından alıntıdır]”
 Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?